İçinde ır olan 7 harfli 270 kelime var. İçerisinde IR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ır olan kelimeler listesine ya da Sonu ır ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ITTIRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birbirini izleme, birbiri arkasından gelme, düzenli sıralanma
-
[isim]
Birbirini izleme, birbiri arkasından gelme, düzenli sıralanma
- PITIRTI
-
-
[isim]
Çok hafif patırtı, hafif gürültü
-
[isim]
Çok hafif patırtı, hafif gürültü
- SINIRLI
-
-
[sıfat]
Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu
-
Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli
- "Bizim divan edebiyatımızın da halk edebiyatımızın da konuları sınırlıdır." (Necati Cumalı)
-
Az miktarda
- "Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu
- DIRILTI
-
-
[isim]
Bezdirici bir biçimde söylenme, dırdır
- "Başın dinç gönlün rahat. Karı dırıltısı, çocuk gürültüsü yok." (Necati Cumalı)
- "Rica ederim bey, gelir gelmez ayağının tozuyla dırıltı çıkarma." (Mahmut Yesari)
-
Çekişme, atışma
- "Her gün ana oğul arasında dırıltı eksik değildi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Bezdirici bir biçimde söylenme, dırdır
- KIRKICI
-
-
[isim]
Davarların yün veya kıllarını kırkan kimse, kırkımcı
-
[isim]
Davarların yün veya kıllarını kırkan kimse, kırkımcı
- ATTIRIŞ
-
-
[isim]
Attırma işi veya biçimi
-
[isim]
Attırma işi veya biçimi
- SIRMALI
-
-
[sıfat]
Sırma ile işlenmiş veya süslenmiş
- "Çarşıdan bana boyundan geçirilir, sırmalı bir cüzdanlık alınmıştı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sırma ile işlenmiş veya süslenmiş
- FIRÇACI
-
-
[isim]
Fırça yapıp satan kimse
-
[isim]
Fırça yapıp satan kimse
- IRAKSAK
-
-
[sıfat]
Birbirinden gittikçe uzaklaşan (ışınlar, çizgiler)
-
[sıfat]
Birbirinden gittikçe uzaklaşan (ışınlar, çizgiler)
- YIRTLAK
-
-
[sıfat]
Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
-
[sıfat]
Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
- SAKIRTI
-
-
[isim]
Korkudan veya soğuktan titreme
-
[isim]
Korkudan veya soğuktan titreme
- HATIRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anılar, andaç
-
[isim]
Anılar, andaç
- ASTIRMA
-
-
[isim]
Astırmak işi
-
[isim]
Astırmak işi
- SIRIMAK
-
-
[-i]
Yorgan, şilte vb.ni iri ve aralıklı dikmek
-
Sağlam ve sıkıca dikmek
-
[-i]
Yorgan, şilte vb.ni iri ve aralıklı dikmek
- YARAŞIR
-
-
[sıfat]
Layık, uygun
- "Devlet ... malul ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar." (Anayasa)
-
[sıfat]
Layık, uygun
- ÇIRPMAK
-
-
[-i]
Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek
-
[nsz]
Kanatları hızla ve kesik kesik hareket ettirmek
- "Kanat çırparken birden durulur, suya konarlar." (Haldun Taner)
-
İki şeyi birbirine çarpmak
- "Ali Bey ellerini çırptı: -Elif Hanım, hepimize kahve, diye seslendi." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin ucundan bir parça kesmek
- "Ağacın dallarını çırpmak."
-
Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak
-
Çalmak, hırsızlık etmek
-
Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak
-
[-i]
Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek
- ARTIRIM
-
-
[isim]
Bir şeyi idareli harcayarak onun bir bölümünü artırma işi, tasarruf
-
Müzayedede artırma
-
[isim]
Bir şeyi idareli harcayarak onun bir bölümünü artırma işi, tasarruf
- YIRTICI
-
-
[sıfat]
Beslenmek için başka hayvanları parçalayarak yiyen (hayvan)
-
Kan dökmekten, insan öldürmekten zevk alan (kimse)
- "Uzun bir müddet insanın yırtıcı hayvanat cinsinden bir mahluk olduğunu ispat için binbir dereden su getirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tiz, yüksek (ses)
- "Bir sabah ev halkı, aşçı Şerife Hanım'ın yırtıcı çığlıklarıyla uyandı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İş bitiren, mahir
- "Buraların en çalışkan, en becerikli, en yırtıcı ve zengin adamıdır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Beslenmek için başka hayvanları parçalayarak yiyen (hayvan)
- ISIRMAK
-
-
[-i]
Dişleri arasına alıp sıkmak
- "Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı." (Aka Gündüz)
- "Isıracak köpek dişlerini göstermezmiş zaten, ne zaman iyisini gördük?" (Emine Işınsu)
-
[nsz]
Dişleriyle koparmak
- "Koparın bir tane de ısırın bakın..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Rüzgâr sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek
- "Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu." (Tarık Buğra)
-
Kumaş dalamak, kaşındırmak
-
[-i]
Dişleri arasına alıp sıkmak
- KAKIRCA
-
-
[isim]
Fındık faresi adıyla bilinen küçük memeli hayvan
-
[isim]
Fındık faresi adıyla bilinen küçük memeli hayvan