İçinde ır olan 11 harfli 485 kelime var. İçerisinde IR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ır olan kelimeler listesine ya da Sonu ır ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ACINDIRILMA
-
-
[isim]
Acındırılmak işi veya durumu
-
[isim]
Acındırılmak işi veya durumu
- BAĞIRTTIRMA
- ...
- BASTIRILMAK
-
-
[nsz]
Bastırma işine konu olmak
-
[nsz]
Bastırma işine konu olmak
- FIRÇALATMAK
-
-
[-i]
Fırçalama işini yaptırmak
-
[-i]
Fırçalama işini yaptırmak
- TAMLAŞTIRMA
- ...
- TIRMALANMAK
-
-
[nsz]
Tırmalama işine konu olmak
-
[nsz]
Tırmalama işine konu olmak
- ÇARPTIRILMA
-
-
[isim]
Çarptırılmak işi
-
[isim]
Çarptırılmak işi
- ZORLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Zorlaştırmak işi
- "Bu yaşamı zorlaştırmaya kalkışması daha da haksız olur." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Zorlaştırmak işi
- ALDIRMAZLIK
-
-
[isim]
Aldırmaz olma durumu, tasasızlık, kayıtsızlık, lakaydi
-
[isim]
Aldırmaz olma durumu, tasasızlık, kayıtsızlık, lakaydi
- SINIRSIZLIK
-
-
[isim]
Sınırsız olma durumu
-
[isim]
Sınırsız olma durumu
- YILLANDIRMA
- ...
- ÇALKANDIRMA
- ...
- ÇINGIRDAMAK
-
-
[nsz]
Çıngırak sesi çıkarmak
- "Caz alabildiğine çıngırdıyor, gümbürdüyor, garsonlar sağa sola seğiriyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Çıngırak sesi çıkarmak
- ÇIRPMACILIK
-
-
[isim]
Çırpmacının işi veya mesleği
-
[isim]
Çırpmacının işi veya mesleği
- DARLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Darlaştırmak işi
-
[isim]
Darlaştırmak işi
- KIRÇILLANMA
-
-
[isim]
Kırçıllanmak durumu
-
[isim]
Kırçıllanmak durumu
- SIKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
- "Çamaşırları bavula sıkıştırmak."
-
Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak
-
Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
- "İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak
- "Parmağını pencereye sıkıştırmak."
-
Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
- "Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar." (Refik Halit Karay)
-
Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
- "Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Zorlamak
- "Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Sarkıntılık etmek
-
[-i]
Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
- AĞILANDIRMA
-
-
[isim]
Ağılandırmak işi
-
[isim]
Ağılandırmak işi
- ANLAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Anlaşmayı, uzlaşmayı, uyuşmayı sağlamak
-
[-i]
Anlaşmayı, uzlaşmayı, uyuşmayı sağlamak
- BAĞDAŞTIRMA
-
-
[isim]
Bağdaştırmak işi
-
[isim]
Bağdaştırmak işi