İçinde ıkıntı olan 11 kelime var. İçerisinde IKINTI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıkıntı olan kelimeler listesine ya da Sonu ıkıntı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SIKINTISIZLIK
SIKINTILILIK
ÇIKINTILIK, ÇIKINTISIZ, SIKINTISIZ
ÇIKINTILI, SIKINTILI
ÇIKINTI, SIKINTI, YIKINTI
IKINTI
I I I K N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
6 Harfli Kelimeler
IKINTI
4 Harfli Kelimeler
TINI
3 Harfli Kelimeler
KIN, KIT, TIK, TIN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIKINTISIZLIK
-
-
[isim]
Sıkıntısız olma durumu
-
[isim]
Sıkıntısız olma durumu
- SIKINTILILIK
- ...
- ÇIKINTILIK
- ...
- SIKINTISIZ
-
-
[sıfat]
Sıkıntısı olmayan
-
Sıkıntı vermeyen, meşakkatsiz
-
[sıfat]
Sıkıntısı olmayan
- ÇIKINTISIZ
-
-
[sıfat]
Çıkıntısı olmayan
- "Bunlar, iyi cins beyaz kâğıt üstüne yazılmamış, basılmıştı sanki. Silintisiz, çıkıntısız, çizintisiz." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Çıkıntısı olmayan
- ÇIKINTILI
-
-
[sıfat]
Çıkıntısı olan
-
[sıfat]
Çıkıntısı olan
- SIKINTILI
-
-
[sıfat]
Sıkıntısı olan
- "Ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı vaziyete düştüm." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sıkıntı veren, çileli, kasvetli, meşakkatli, mukassi
- "Son birkaç yılındaki oldukça sıkıntılı durumu bir yana bırakılacak olursa maddi bakımdan rahat, ortanın epey üstünde bir hayatı olmuştur." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Sıkıntısı olan
- ÇIKINTI
-
-
[isim]
Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm
- "Gırtlağının çıkıntısı, hiddetli bir adamın yumruğu gibi titriyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir metni düzeltmek veya ona bir şey eklemek için satır dışına yazılan yazı, çıkma
-
Kambur
-
[isim]
Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm
- SIKINTI
-
-
[isim]
İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
- "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." (Peyami Safa)
- "İki ateş arasında epeyce sıkıntı çektik." (Aka Gündüz)
- "Bir derdi, bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz." (Nurullah ataç)
-
Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
- "Sıkıntı ve ıstırapla sağa sola döndüm." (Aka Gündüz)
-
Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
- "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bulunmama durumu
- "Bu kış yine, kok kömürü sıkıntısı baş gösterecekmiş." (Haldun Taner)
-
Sorun, problem, mesele
- "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." (Burhan Felek)
-
[isim]
İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
- YIKINTI
-
-
[isim]
Yıkılma, yıkım, mahvolma
-
Yıkılan bir şeyin parçaları, kalıntıları, enkaz
- "Ateşoğlu'nun evinin biraz ötesinde bir ev yıkıntısı keşfettim." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Ruhsal bakımdan yıkılma, yıkım, mahvolma
-
[isim]
Yıkılma, yıkım, mahvolma
- IKINTI
-
-
[isim]
ıkınma işi
-
[isim]
ıkınma işi