İçinde ı olan 7 harfli 2075 kelime var. İçerisinde I harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ı harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ı harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ACITMAK
-
-
[-i]
Acılık vermek
- "Karabiber yemeği acıttı."
-
Ağrı, sızı duyulmasına sebep olmak
- "Bilmem neden, her iskarpin ayaklarımı acıtıyor." (Peyami Safa)
-
[-i]
Acılık vermek
- ANDIRIN
- ...
- AŞILAMA
-
-
[isim]
Aşılamak işi
-
Yeni aşılanmış ağaç
- "Aşılamaları sık sık sulamalı."
-
Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katma
-
Bitkilerin aşı yoluyla üretilmesi, ilkah
-
[sıfat]
Bu yolla elde edilmiş
- "Aşılama su."
-
[sıfat]
Aşılanmış (ağaç)
-
[isim]
Aşılamak işi
- ÇARKSIZ
-
-
[sıfat]
Çarkı olmayan
-
[sıfat]
Çarkı olmayan
- DOLANIK
- ...
- İNKILAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform
- "Yazı inkılabı."
-
Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm
- "Münevver Türk kadını inkılaptan çok evvel çarşafı atmış ve kaçgöçü kaldırmıştı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform
- KINACIK
-
-
[isim]
Buğday pası mantarının, tahıl bitkilerinin sap ve yapraklarında oluşturduğu pas rengindeki hastalık
-
[isim]
Buğday pası mantarının, tahıl bitkilerinin sap ve yapraklarında oluşturduğu pas rengindeki hastalık
- KIRPMAK
-
-
[-i]
Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
-
Göz kapaklarını açıp kapamak, kıpmak
- "Az lakırtı söyler, sık ve siyah kaşlarının altında asla kırpmadığı iri, parlak, sabit ve siyah gözlerini hep önüne dikerdi." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Kesinti yapmak, tutumlu davranmak
- "Her hafta bu dergileri alabilmek için küçücük gündeliğimden bir parçasını, öğle yemeklerinden kırparak biriktiririm." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
- SUSTALI
-
-
[sıfat]
Sustası olan
- "Elinde sustalı bir bıçakla köşeye oturdu." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Emniyet yayı olan çakı
-
[sıfat]
Sustası olan
- TARAFÇI
- ...
- AKTARIM
-
-
[isim]
Aktarma işi, nakil
-
Psikoterapide hastanın terapiste ruhsal yapısı üzerinde etkili olmuş deneyim ve ilişkilerini aktarması
-
[isim]
Aktarma işi, nakil
- ALIMSIZ
-
-
[sıfat]
Çekici olmayan, cazibesiz, albenisiz
-
[sıfat]
Çekici olmayan, cazibesiz, albenisiz
- HACILAR
- ...
- KAPANTI
-
-
[isim]
Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması
-
[isim]
Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması
- KAYINÇO
-
-
[isim]
Kayınbiraderlere sevgi yollu söylenen söz
-
[isim]
Kayınbiraderlere sevgi yollu söylenen söz
- KILIÇLI
-
-
[sıfat]
Kılıç taşıyan
- "Seni gelin edeceğiz, kılıçlı bir subayın koluna gireceksin." (Halide Edip Adıvar)
-
Kılıcı olan
-
Üzerinde kılıç motifi olan
- "Memleketimde bir de kılıçlı liyakat madalyası kazandım." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Kılıç taşıyan
- KIZARIŞ
-
-
[isim]
Kızarma işi veya biçimi
-
[isim]
Kızarma işi veya biçimi
- MARKALI
-
-
[sıfat]
Markası olan
-
[sıfat]
Markası olan
- ŞAŞIRMA
-
-
[isim]
Şaşırmak işi
-
[isim]
Şaşırmak işi
- KALIPLI
-
-
[sıfat]
Kalıplanmış olan
-
Düzgün, biçimli
- "Hüseyin Efendi, ütülü pantolonu, kalıplı fesi, yeni kravatı, temiz gömleği ve olgun konuşması ile sahiden efendiydi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
İri yapılı, heybetli
-
[sıfat]
Kalıplanmış olan