İçinde i olan 4 harfli 636 kelime var. İçerisinde İ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında i harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cennette yaşadığına inanılan kız
- "Aydan arıdır yüzleri / Misk amberdir sözleri / Cennette huri kızları." (Yunus Emre)
-
[isim]
Cennette yaşadığına inanılan kız
- İĞCİ
-
-
[isim]
İğ kullanan, yapan veya satan kimse
-
[isim]
İğ kullanan, yapan veya satan kimse
- İLAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva
- "Hani eskiden cahillere davultozuyla minaregölgesinden ilaç yapıp paralarını alıverenler varmış." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Doktor geldi, ilaç yazdı..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Çare, önlem
- "Böylesi zor bir iş için çalışmak bana ilaç gibi geliyordu." (Cahit Uçuk)
-
[isim]
Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva
- MİRİ
- ...
- BANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kurucu (kimse)
-
Yapan, kuran (kimse)
- "Köprünün banisi, her geçen yolcudan bir baç alırmış." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Kurucu (kimse)
- CİLT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ten
-
Formaları, yaprakları birbirine dikerek veya yapıştırarak kitap, defter, dergi vb.ne geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak
- "Nakışlara, ciltlere, minyatürlere hayran kaldı." (Ömer Seyfettin)
-
Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri
- "İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk dokuz cildinde bunların altmış yedi tanesi yer alır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Ten
- GİNE
-
-
[zarf]
Gene, yine
-
[zarf]
Gene, yine
- GRİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Izgara
-
[isim]
Izgara
- İŞLİ
-
-
[sıfat]
Üzeri nakışlı
- "Sırma işli bir peştamal." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Üzeri nakışlı
- RİZE
- ...
- ŞAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haydut, eşkıya
-
[isim]
Haydut, eşkıya
- ASRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çağdaş
-
[sıfat]
Çağdaş
- CİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Leş
-
[sıfat]
İğrenç
- "Sonunda öldü, bu cife dünyadan kurtuldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Leş
- DİŞİ
-
-
Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
-
Erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş (hayvan veya bitki)
- "Dişi kedi."
-
[isim]
Kadın
-
Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden girintili olan
- "Dişi klişe. Dişi kalıp."
-
Yumuşak, kolay işlenen (maden)
-
Şuh, işveli, çekici
-
Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
- ETİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu
- "Etil klorür."
-
[isim]
Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu
- İLİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilim
- "Kılıç gibi kesen ve şakırdayan mantığıyla ilmin askerleşmiş tipiydi." (Peyami Safa)
- "Onun ilminden anlayan şoför seni istediği yere götürür." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Ayrıntı, özellik, nitelik
-
[isim]
Bilim
- İYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir veya daha çok elektron kazanmış veya yitirmiş bir atom veya bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık, yükün
-
[isim]
Bir veya daha çok elektron kazanmış veya yitirmiş bir atom veya bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık, yükün
- MUTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yumuşak başlı, itaat eden
- "Genç Çerkez'in daima kendisine muti ve ikinci safta kalacağını ümit ederek dışarıdan gelin almamayı tercih etmişti." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yumuşak başlı, itaat eden
- BOCİ
-
-
[isim]
Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası
-
[isim]
Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası
- HALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Boş, ıssız, tenha
-
[sıfat]
Boş, ıssız, tenha