İçinde ürü olan 7 harfli 55 kelime var. İçerisinde ÜRÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ürü olan kelimeler listesine ya da Sonu ürü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BÜRÜMEK
-
-
[-i]
Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek
- "Tarlayı otlar bürümüştü." (Nabizade Nazım)
-
Çok, güçlü etkilemek
- "Bir kötümserlik bürümüş sizin içinizi." (Nurullah ataç)
-
[-i]
Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek
- ÖKSÜRÜK
-
-
[isim]
Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması
- "Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok." (Halide Edip Adıvar)
-
Üşütme gibi bir sebeple ortaya çıkan göğüs hastalığı
- "Sancılı bir öksürükle öksürerek ağlamaya başladım." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması
- ÇÜRÜMEK
-
-
[nsz]
Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak
- "Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Sağlamlığını, dayanıklılığını yitirmek
- "Onun gelişine kadar da kağşamış, çürümüş, küflenmiş yapı ayakta kalamazdı." (Tarık Buğra)
-
Vurulma veya sıkışma yüzünden vücutta lekeler oluşmak
-
İnsan yıpranmak, çökmek
-
Bir düşünce temelsiz ve kanıtsız kalmak
-
[nsz]
Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak
- KÜRÜMEK
-
-
[-i]
Küremek
-
[-i]
Küremek
- ÇÜRÜTME
-
-
[isim]
Çürütmek işi
-
[isim]
Çürütmek işi
- YÜRÜTÜM
-
-
[isim]
Yürütme işi
-
Bir kararı, bir yargıyı yerine getirme, uygulama, infaz
- "Yasanın yürütümü. Bu yargının yürütümü."
-
[isim]
Yürütme işi
- BÜRÜNÜŞ
-
-
[isim]
Bürünme işi veya biçimi
-
[isim]
Bürünme işi veya biçimi
- ÖLDÜRÜŞ
-
-
[isim]
Öldürme işi veya biçimi
-
[isim]
Öldürme işi veya biçimi
- TÜKÜRÜK
-
-
[isim]
Tükürük bezlerinin ağza akan salgısı
-
[isim]
Tükürük bezlerinin ağza akan salgısı
- GÖTÜRÜM
-
-
[isim]
Dayanma, sabır, tahammül
-
[isim]
Dayanma, sabır, tahammül
- GÜRÜLTÜ
-
-
[isim]
Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata
- "Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara." (Çetin Altan)
- "Barın bütün gürültüsünü bastıran kahkahaları bundan sonra başladı." (Necati Cumalı)
- "Bir gürültü çıkarmadan buradan gidiniz..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma
- "İşçiler arasındaki gürültü."
-
[isim]
Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata
- GÜLDÜRÜ
-
-
[isim]
Güldürme özelliği olan şey
-
İlkel, yalın güldürme ögelerinden yararlanan, bazen inanırlığın sınırını aşan, güldürmeyi amaç edinen sahne eseri, komedi, fars
-
[isim]
Güldürme özelliği olan şey
- YÜRÜTME
-
-
[isim]
Yürütmek işi
-
Kanunları uygulama işi, icra
- "Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır." (Anayasa)
-
Merkezî yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının hepsi
-
[isim]
Yürütmek işi
- SÜRÜMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek
-
Hafif bir şeyi sürüklemek
- "Eteğini sürümek. Duvağını sürümek."
-
Herhangi bir sebepten dolayı güçlükle yürümek
-
Bir şeyi peşine takmak, alıp götürmek
- "Diyar diyar beni aldı / Sürüdü gönlüm sürüdü." (Âşık Veysel)
-
[-i]
Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek
- ÖKSÜRÜŞ
-
-
[isim]
Öksürme işi veya biçimi
-
[isim]
Öksürme işi veya biçimi
- TÖSKÜRÜ
-
-
[zarf]
Geri geri, gerisin geriye
-
[zarf]
Geri geri, gerisin geriye
- SÜRÜNÜŞ
-
-
[isim]
Sürünme işi veya biçimi
- "Kolay değil doğrusu, enginlerde kanat çırpmaya alışık bir kuşun böyle han avlularında sürünüşü." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sürünme işi veya biçimi
- PÜRÜZLÜ
-
-
[sıfat]
Pürüzü olan
- "Pürüzlü cilt."
-
Boğuk ve bozuk (ses)
- "Sesi hâlâ pürüzlü idi." (Haldun Taner)
-
Karışık, güç (durum, iş)
- "Mesele pürüzlüdür, bir skandal hâlini almasından korkulur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Pürüzü olan
- DÜTTÜRÜ
-
-
[isim]
Dar ve kısa giysi
-
[sıfat]
Açık saçık, tuhaf ve hafif giyimli (kadın)
-
[isim]
Dar ve kısa giysi
- SÜRÜLME
-
-
[isim]
Sürülmek işi
-
Piyasaya çıkarılma
- "Yeni paraların piyasaya sürülmesi için hazırlıklar yapılıyor."
-
[isim]
Sürülmek işi