İçinde ün olan 5 harfli 68 kelime var. İçerisinde ÜN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ün olan kelimeler listesine ya da Sonu ün ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
NÜ, ÜN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İMMÜN
- ...
- BÜRÜN
- ...
- ÖLÇÜN
-
-
[sıfat]
Standart
-
[sıfat]
Standart
- GÜNEŞ
-
-
[isim]
Işık ve ısı veren büyük gök cismi
- "Akşam iyice yaklaşmış, güneş batmaya yüz tutmuştu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor." (Haldun Taner)
-
Bu gök cisminin yaydığı ışık ve ısı
- "Güneş girmeyen eve doktor girer."
-
[isim]
Işık ve ısı veren büyük gök cismi
- TÜNEK
-
-
[isim]
Kuşların, evcil kanatlıların üzerinde tünedikleri dal veya sırık
- "Gümüş kafeslerde cennet kuşları ve abanoz tüneklerde papağanlar." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kuşların, evcil kanatlıların üzerinde tünedikleri dal veya sırık
- GÜRÜN
- ...
- SÜNNİ
- ...
- ÖRGÜN
-
-
[sıfat]
Bir işi gerçekleştirmek amacıyla türlü ve düzenli görevler yapan organlardan oluşan
-
[sıfat]
Bir işi gerçekleştirmek amacıyla türlü ve düzenli görevler yapan organlardan oluşan
- RÜKÜN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin en güçlü ve sağlam yönü
-
Bir kurulun, bir topluluğun en önemli üyelerinden her biri
-
[isim]
Bir şeyin en güçlü ve sağlam yönü
- BÜTÜN
-
-
[sıfat]
Eksiksiz, tam
- "Güller bütün güller bu sabah / Bir ağızdan şarkı söyler gibi açıyor her bahçede." (Necati Cumalı)
- "Meseleyi bütün çıplaklığıyla anlattım." (Mahmut Yesari)
-
Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi
- "Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bozuk olmayan (para)
- "Bütün para."
-
Parçalanmamış
-
[isim]
Birlik, tamlık
- "Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Eksiksiz, tam
- YÜKÜN
-
-
[isim]
İyon
-
[isim]
İyon
- GÜNLÜ
-
-
[sıfat]
Tarihli
- "25 Ağustos 1967 günlü yazı."
-
Belli bir zamanla sınırlı
- "Bu yazı günlüdür."
-
[sıfat]
Tarihli
- GÜNEÇ
-
-
[isim]
Çok güneş alan yer
-
[isim]
Çok güneş alan yer
- CÜNHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kabahatten ağır ve cinayetten hafif olan suç
-
[isim]
Kabahatten ağır ve cinayetten hafif olan suç
- HÜNSA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Er dişi
-
[sıfat]
Er dişi
- ÖVÜNÇ
-
-
[isim]
Övünme, kıvanç, iftihar
- "Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." (Yahya Kemal)
- "Sevgili eşini kaçırarak almış olmaktan büyük övünç duyardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünme, kıvanç, iftihar
- ÜSTÜN
-
-
[sıfat]
Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
- "Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum." (Refik Halit Karay)
- "Aşk, hayatın bütün zevklerine üstün gelen ruhani bir varlıktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik
- "Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
- DÜNİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Temel maddesi olivin olan iri taneli kayaç
-
[isim]
Temel maddesi olivin olan iri taneli kayaç
- KÜNYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin adı, soyadı, ülkesi, doğumu, mesleği vb. bilgilerini gösteren kayıt
- "Kara Hüseyin'in künyesini yazdığım defteri belki on kere açtırıyor, parmağını künyenin üstüne büyük bir hızla koyuyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Geçen sene künyesi geldi, dedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bu bilgilerden bazısının yazılı olduğu bilezik, kolye vb. metalden eşya
- "Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim." (Falih Rıfkı Atay)
-
Soy sop ile ilgili kimlik bilgileri
- "Künyesi bile daha doğarken onun yönünü belirlemiş gibi idi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir kimsenin adı, soyadı, ülkesi, doğumu, mesleği vb. bilgilerini gösteren kayıt
- HÜNER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Beceri isteyen ustalık, beceriklilik
-
[isim]
Beceri isteyen ustalık, beceriklilik