İçinde öv olan 8 harfli 22 kelime var. İçerisinde ÖV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öv olan kelimeler listesine ya da Sonu öv ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖVÜLGEN
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Dövülerek levha durumuna geçebilen (maden)
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Dövülerek levha durumuna geçebilen (maden)
                    
                    
- ÖVEBİLME
- ...
- KONGÖVDE
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Palmiyelerde olduğu gibi, üzerinde yaprak kalıntıları, izleri bulunan dalsız, budaksız gövde
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Palmiyelerde olduğu gibi, üzerinde yaprak kalıntıları, izleri bulunan dalsız, budaksız gövde
                    
                    
- DÖVÜLMEK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Dövme işine konu olmak
                    
                    - "Köyün içinde birkaç kat davul sabahtan başladı, gece yarılarına kadar dövüldü." (Memduh Şevket Esendal)
 
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Dövme işine konu olmak
                    
                    
- RÖVEŞATA
- ...
- DÖVDÜRME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Dövdürmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Dövdürmek işi
                    
                    
- TEKGÖVDE
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Parçalara ayrılmayan, bütün olarak bulunan, monoblok
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Parçalara ayrılmayan, bütün olarak bulunan, monoblok
                    
                    
- ÖVDÜRMEK
- ...
- GÖVDESEL
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Gövde ile ilgili
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Gövde ile ilgili
                    
                    
- DÖVÜNMEK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek
                    
                    - "Bir kadın dokuz çocukla bir viranenin içinde çırılçıplak kaldım diye dövünüyordu." (Aka Gündüz)
 
- 
                    
                        Çok üzülmek
                    
                    - "Farsçayı öğrenmediğime dövünür dururum." (Nurullah ataç)
 
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek
                    
                    
- DÖVMESİZ
- ...
- SÖVÜŞMEK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Birbirine sövmek
                    
                    
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Birbirine sövmek
                    
                    
- SÖVÜLMEK
- 
    - 
                        [-e]
                    
                        Sövme işine konu olmak
                    
                    
 
- 
                        [-e]
                    
                        Sövme işine konu olmak
                    
                    
- ÖVÜCÜLÜK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Övücü olma durumu
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Övücü olma durumu
                    
                    
- GÖVDESİZ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Gövdesi olmayan
                    
                    
- 
                    
                        Görünürde gövdesi olmayan
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Gövdesi olmayan
                    
                    
- DÖVÜŞKEN
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        İyi dövüşen veya dövüşmeyi seven
                    
                    - "Eski dövüşken gür sesli erkek Osmanoğulları tanınamıyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        İyi dövüşen veya dövüşmeyi seven
                    
                    
- DÖVMELİK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Mısır ve buğday dövmeye yarayan, yarma buğday yapan bir araç
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Mısır ve buğday dövmeye yarayan, yarma buğday yapan bir araç
                    
                    
- SÖVDÜRME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Sövdürmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Sövdürmek işi
                    
                    
- GÖVERMEK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Yeşermek
                    
                    - "Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür." (Behçet Necatigil)
 
- 
                    
                        Morarmak
                    
                    
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Yeşermek
                    
                    
- DÖVÜŞMEK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Karşılıklı birbirini dövmek, vuruşmak
                    
                    - "Öyle yiğitçe, öyle gözünü daldan budaktan sakınmadan dövüşmüş, atına binip oradan uzaklaşmıştı." (Orhan Kemal)
 
- 
                        [-le]
                    
                        İki silahlı kuvvet çatışmak
                    
                    
- 
                    
                        Boks yapmak
                    
                    
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Karşılıklı birbirini dövmek, vuruşmak
                    
                    
