İçinde ör olan 5 harfli 44 kelime var. İçerisinde ÖR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ör olan kelimeler listesine ya da Sonu ör ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞOFÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sürücü
- "Cumartesi günü kalkacak otobüste şoförün yanında iki kişilik yer ayırttı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sürücü
- ÖRÜCÜ
-
-
[isim]
Örme işi yapan kimse
-
Kumaş ve örgülerdeki yırtıkları, delikleri onaran kimse veya bu işlerin yapıldığı yer
-
Duvar yapan veya onaran kimse, yapı ustası
-
[isim]
Örme işi yapan kimse
- ÖRTME
-
-
[isim]
Örtmek işi
-
Baş örtüsü
-
Üstü kapalı, önü açık yer
- "Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Örtmek işi
- TÖRPÜ
-
-
[isim]
Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe
-
Bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek, düzgünleştirmek için kullanılan kısa, ince, pürtüklü eğe
- "Tırnak törpüsü."
-
[isim]
Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe
- ÖRDEK
-
-
[isim]
Perde ayaklılardan, evcil ve yabani türleri bulunan su kuşu (Anas)
- "Üç ördek onları görünce paytak paytak kaçıştılar." (Haldun Taner)
-
Yataktan kalkamayacak durumdaki erkek hastaların içine idrarlarını yaptıkları kap, lazımlık, oturak
-
Otobüs ve minibüs sürücülerinin yollardan aldıkları yolcular için kullandıkları bir söz
-
Hile ile para sızdırılacak kimse, enayi
-
[isim]
Perde ayaklılardan, evcil ve yabani türleri bulunan su kuşu (Anas)
- TÜMÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ur
-
[isim]
Ur
- FLÖRT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
- "Cemal hiç de benimle flört yapmaya kalkmamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek
- "Gerçi birçok flörtleri olmuş ama karar verip de içlerinden biriyle yuva kurmak cesaretini gösterememişti." (Haldun Taner)
-
Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma
-
[isim]
Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
- DONÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Verici
-
[isim]
Verici
- ÖRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Örülmüş olan
- "Üçüncü itiraz, aruza, bütün yüksek şiirimizin örülü olduğunu görüp de sadık kalmak isteyenlerden geliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Örülmüş olan
- ÖRGÜN
-
-
[sıfat]
Bir işi gerçekleştirmek amacıyla türlü ve düzenli görevler yapan organlardan oluşan
-
[sıfat]
Bir işi gerçekleştirmek amacıyla türlü ve düzenli görevler yapan organlardan oluşan
- NÖRON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Asıl hücre ile protoplazma uzantılarından ve bir silindir eksenden oluşmuş sinir hücresi
-
[isim]
Asıl hücre ile protoplazma uzantılarından ve bir silindir eksenden oluşmuş sinir hücresi
- VALÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Değer, kıymet
-
Geçerlik
-
Anlam
-
[isim]
Değer, kıymet
- ÖRTÜK
-
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı
- VİZÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kamera, fotoğraf ve dürbünde bulunan, görüntüyü tam sınırlarıyla kesmeden veya taşırmadan alabilmeyi sağlayan düzenek, bakaç
-
[isim]
Kamera, fotoğraf ve dürbünde bulunan, görüntüyü tam sınırlarıyla kesmeden veya taşırmadan alabilmeyi sağlayan düzenek, bakaç
- KÜTÖR
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Smaçör
-
[isim]
Smaçör
- ÇÖREK
-
-
[isim]
Az yağlı, bazen şekerli ve yumurtalı, gevrekçe bir hamur işi
- "Kahve ile çörek yiyerek çok iştahlı bir kahvaltı yapmıştır." (Salâh Birsel)
-
Kurs (I)
-
[isim]
Az yağlı, bazen şekerli ve yumurtalı, gevrekçe bir hamur işi
- GÖRÜM
-
-
[isim]
Görme yetisi
- "Trahom hastalığı, tedavi edilmezse görümü yok etmeye kadar varabilir."
-
[isim]
Görme yetisi
- TERÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş
- "Fransız ihtilalinin teröründen kaçanlar da bunlara eklenmiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş
- ÇÖRKÜ
-
-
[isim]
Sayı boncuğu
-
[isim]
Sayı boncuğu
- GÖRGÜ
-
-
[isim]
Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye
- "İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim
-
Görmüş olma durumu
- "Görgü tanığı."
-
[isim]
Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye