İçinde çık olan 7 harfli 17 kelime var. İçerisinde ÇIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çık olan kelimeler listesine ya da Sonu çık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I K Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KIÇ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIKARIŞ
-
-
[isim]
Çıkarma işi veya biçimi
-
[isim]
Çıkarma işi veya biçimi
- ÇIKACAK
-
-
[isim]
Hamamlarda dışarıya çıkıp giyinme yerine giderken kurulanmak üzere verilen havlu
-
Boy ölçüşecek kimse
- "Ona çıkacak kimse yoktur."
-
[isim]
Hamamlarda dışarıya çıkıp giyinme yerine giderken kurulanmak üzere verilen havlu
- ÇIKARTI
-
-
[isim]
Boşaltım ile vücuttan dışarı çıkan madde, ıtrah maddesi
-
[isim]
Boşaltım ile vücuttan dışarı çıkan madde, ıtrah maddesi
- ÇIKARCI
-
-
[isim]
Yalnız kendi çıkarını düşünen, çıkarını kollayan kimse, çıkarsever, menfaatçi, menfaat düşkünü, menfaatperest, menfaatperver, menfaattar
- "Büyüklere ve topluma en büyük fenalık çıkarcı oğlu çıkarcı pohpohçulardan gelir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yalnız kendi çıkarını düşünen, çıkarını kollayan kimse, çıkarsever, menfaatçi, menfaat düşkünü, menfaatperest, menfaatperver, menfaattar
- ÇIKINTI
-
-
[isim]
Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm
- "Gırtlağının çıkıntısı, hiddetli bir adamın yumruğu gibi titriyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir metni düzeltmek veya ona bir şey eklemek için satır dışına yazılan yazı, çıkma
-
Kambur
-
[isim]
Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm
- AÇIKGÖZ
-
-
[sıfat]
Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkânlardan kurnazca yararlanmasını bilen, cingöz, uyanık, kurnaz (kimse)
- "O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış, savuşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkânlardan kurnazca yararlanmasını bilen, cingöz, uyanık, kurnaz (kimse)
- ÇIKIKÇI
-
-
[isim]
Çıkıkları düzelten kimse, sınıkçı, kırıkçı
- "... buzdan kayıp bacağını kırdı. Çıkıkçı getirdiler, bacağı şimdilik alçıda." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Çıkıkları düzelten kimse, sınıkçı, kırıkçı
- ÇIKARMA
-
-
[isim]
Çıkarmak işi, emisyon
-
Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma
-
Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh
-
[isim]
Çıkarmak işi, emisyon
- AÇIKTAN
-
-
[zarf]
Bir yerin uzağından
-
Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak
-
Emek ve para harcamadan
- "Üstelik açıktan yol harçlığı falan da veriyor bana." (Muammer İzgü)
-
[zarf]
Bir yerin uzağından
- ÇIKIŞLI
-
-
[sıfat]
Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun
- "Okulun 1930 yılı çıkışlıları toplandı."
-
[sıfat]
Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun
- ÇIKMALI
-
-
[sıfat]
Çıkma durumunda olan
-
[sıfat]
Çıkma durumunda olan
- ÇIKARIM
-
-
[isim]
Çıkarma işi
-
Belli önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarından, yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarını, yanlışlıklarını çıkarma, istidlal
-
[isim]
Çıkarma işi
- AÇIKLIK
-
-
[isim]
Açık olma durumu, aleniyet
-
Uzaklık, mesafe
-
Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer
-
Boş ve geniş yer
-
Bir yerin uzaklara kadar bakılabilecek ve bakanın içinde ferahlık doğuracak durumda olması
- "Kırlardaki açıklık insanı dinlendirir."
-
Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu
- "Demokrasi bir açıklık rejimidir."
-
Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh
- "Reşat Nuri'nin anlatımında açıklık vardır."
-
Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik
-
[isim]
Açık olma durumu, aleniyet
- KAÇIKÇA
-
-
[sıfat]
Kaçığa benzer, biraz deli gibi, deliye benzer
- "Arkadaşımın, kaçıkçadır, sözü kadının bakışlarını ve davranışını açıklamaya yetiyordu." (Erhan Bener)
-
[zarf]
Biraz kaçık olarak
-
[sıfat]
Kaçığa benzer, biraz deli gibi, deliye benzer
- ÇIKILMA
-
-
[isim]
Çıkılmak işi
-
[isim]
Çıkılmak işi
- ÇIKIŞMA
-
-
[isim]
Çıkışmak işi
-
Birine sert sözler söyleme
- "Nedense ona açıktan açığa çıkışmaya cesaret edemiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Çıkışmak işi
- AĞAÇÇIK
-
-
[isim]
Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç
-
[isim]
Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç