İçinde ç olan 5 harfli 514 kelime var. İçerisinde Ç harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ç harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KOÇAK

  1. Yürekli (erkek)
  2. Eli açık, cömert

ÇAYCI

  1. [isim] Çay demleyip satan kimse
    • "Elbet çarşıda bir kahve, bir çaycı dükkânı bulurum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Çay yetiştiricisi
  3. Çay içmeye düşkün, çay tiryakisi
  4. Çay demlenip satılan yer

GEÇİM

  1. [isim] Geçinme işi, geçinme araçları, geçinme, maişet
    • "Biri elbise askısı yapıyor, diğeri de yapılanları satıyor, böylece geçimlerini doğrultuyorlardı." (Samiha Ayverdi)
  2. Anlaşma, uyum
    • "Aralarında geçim yok."

ANGIÇ

  1. [isim] Harman zamanı fazla sap yüklemek için öküz ve at arabalarının iki tarafına takılan parmaklık, kanat

ÇANCI

  1. [isim] Çan yapan veya satan kimse
  2. Çan çalmakla görevli kimse

ÇARIK

  1. [isim] İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı
    • "Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor." (Ömer Seyfettin)
  2. Araba yokuş aşağı giderken tekerleği frenlemek için altına sürülen demir levha
  3. Para cüzdanı
    • "Kızı bu çarık sözünün para cüzdanı manasına geldiğini bilmeden dinler..." (Refik Halit Karay)

KEKEÇ

  1. [sıfat] Kekeme

ÇALIK

  1. [sıfat] Çarpık
    • "Ağzı burnu çalık."
  2. Verev kesilmiş
    • "Kumaşın bir yanı çalık."
  3. Doğal olmaktan uzaklaşmış, kendi renginden olmayan
    • "Aklı çalık. Rengi çalık."
  4. Adı defterden silinmiş
  5. Yüzünde çıban veya yara yeri olan
  6. [isim] Çıban yeri
  7. [isim] Koyunlarda çiçek hastalığı
  8. [isim] Çalgın
  9. Yan yan giden
    • "Çalık at."

ÇATAL

  1. [isim] İki veya daha çok kola ayrılan değnek
  2. Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri
  3. Dallı olan şeylerin her kolu
  4. Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç
    • "Çatalı elinden düştü, ağzı açık kaldı." (Peyami Safa)
  5. Dirgen
  6. Bir tür olta iğnesi
  7. [sıfat] Ucu kollara ayrılmış
    • "Çatal dal. Çatal yol."
  8. [sıfat] İki taraflı
    • "Çatal anahtar."
    • "Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar." (Halk türküsü)
  9. [sıfat] İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir
    • "Çatal söz."

ÇEŞİT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev
    • "Her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı." (Haldun Taner)
  2. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik
  3. [sıfat] Türlü
    • "Bu camilerin her biri başka planda başka çeşittir." (Yahya Kemal Beyatlı)

İÇMEK

  1. [-i] Bir sıvıyı ağza alıp yutmak
    • "Bir oluktan buz gibi bir su içtik." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Gençliklerinde pek sıkı fıkı arkadaşmışlar, içtikleri su ayrı gitmezmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Sigara, nargile vb.nin dumanını içe çekmek
    • "Evinden pek seyrek zamanlarda içtiği nargilesini istedi." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bir şey, bir sıvıyı içine çekmek, emmek
    • "Toprak suyu içer."
  4. [nsz] İçki kullanmak
    • "O akşam saat ikiye kadar içtiler." (Ömer Seyfettin)

TÜPÇÜ

  1. [isim] Tüp gaz satan kimse

GEÇÇE

  1. [zarf] Biraz geç olarak, geç saatlere yakın
    • "Sağ olsun, akşamları evine biraz geççe gelir." (Peyami Safa)

HARİÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dış, dışarı
    • "Hemen on dakika yürüyünce kasaba haricine çıkılır." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yabancı ülke, dışarı
    • "On yıl hariçte kalmış."
  3. [zarf] Dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere, müstesna
    • "Dişçi koltuğu hariç, kim bir koltuğa oturursa kendini bir şey zanneder." (Burhan Felek)

MERİÇ
...
BÜTÇE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümü
    • "Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı." (Samiha Ayverdi)
  2. Devlet ve öteki kuruluş veya toplulukların belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerinin oranlama niceliklerini önceden belirleyen, onaylayan ve bu işlemlerin yapılmasına izin veren kanun veya karar

ÇERAĞ
...
ÇÖĞÜR

  1. [isim] İri gövdeli, kısa saplı bir tür halk sazı
    • "Çöğür şairleri."

İÇTEN

  1. [sıfat] Samimi
  2. Yürekten, candan, samimi davranarak
    • "Yumuşak ve içten sürdürdü konuşmasını." (Tarık Buğra)

ÇIRPI

  1. [isim] Dal, budak kırpıntısı
    • "Bir çırpıya benzeyen kolunu sol tarafta bir yere uzattı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakmak yoluyla çizgi çizme
    • "Çırpı vurmak."
  3. Çok zayıf

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü