İçinde zar olan 8 harfli 32 kelime var. İçerisinde ZAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında zar olan kelimeler listesine ya da Sonu zar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARZ, RAZ, ZAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AZ, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YAZARLIK
-
-
[isim]
Yazar olma durumu veya yazarın mesleği
- "Mülkiyede Osmanlı tarihi alanında hocalık, müdürlük, yazarlık etmiş." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Yazar olma durumu veya yazarın mesleği
- PEMBEZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle gömlek yapımında kullanılan bir tür ince ve yumuşak bez
-
[sıfat]
Bu bezden yapılan
- "Ya şu pembezar gömlek?" (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Genellikle gömlek yapımında kullanılan bir tür ince ve yumuşak bez
- KIZARMAK
-
-
[nsz]
Kırmızı veya ona yakın bir renk almak
- "Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi." (Peyami Safa)
-
Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak
- "Domatesler kızardı."
-
Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak
- "Ben utancımdan kulaklarıma kadar kızardım." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek
- "Sofrada tarhana çorbası, kızarmış tavuk, bulgur pilavı vardı." (Yahya Kemal)
-
[nsz]
Kırmızı veya ona yakın bir renk almak
- MAZARRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zarar
-
[isim]
Zarar
- ZARARSIZ
-
-
[sıfat]
Zarar vermeyen, zararı dokunmayan
-
Oldukça iyi
- "Bakkaldan turşu, portakal aldırdım. Az sonra zararsız bir masa düzülüverdi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Zarar vermeyen, zararı dokunmayan
- ŞENPAZAR
- ...
- BOZARTMA
- ...
- BAŞYAZAR
-
-
[isim]
Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir
- "Tanin gazetesine ve başyazarına pek şiddetli bir dille çatmaktan kendimi alamamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir
- OTUZARLI
- ...
- NAZARİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuram, teori
- "Hiçbir fikir, hiçbir nazariye bu sevgiyle karşılaşamaz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Kuram, teori
- İSTİHZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hazırlama
-
Hatırlama, anımsama
-
[isim]
Hazırlama
- AZARLAMA
-
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
- TOZARMAK
-
-
[nsz]
Toz durumuna girmek, tozlaşmak
-
[nsz]
Toz durumuna girmek, tozlaşmak
- BİZARLIK
- ...
- ZARFLAMA
-
-
[isim]
Zarflamak işi
-
[isim]
Zarflamak işi
- PAZARCIK
- ...
- SEZARYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğal olmayan durumlarda karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınmasına dayanan doğum yöntemi
-
[isim]
Doğal olmayan durumlarda karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınmasına dayanan doğum yöntemi
- ZARARINA
-
-
[zarf]
Zarar ederek
- "Zararına sattılar."
-
[zarf]
Zarar ederek
- ALİZARİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kök boyası
-
[isim]
Kök boyası
- BERGÜZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr
- "Büyük babanın zamanında bergüzarmış, ne yapayım, kıramadım." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr