İçinde zar olan 8 harfli 32 kelime var. İçerisinde ZAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında zar olan kelimeler listesine ya da Sonu zar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARZ, RAZ, ZAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AZ, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIZARTMA
-
-
[isim]
Kızartmak işi
-
Kızartılarak hazırlanmış yemek
- "Kabak kızartması. Patlıcan kızartması."
-
[sıfat]
Kızartılarak pişirilmiş
- "Kızartma et."
-
[isim]
Kızartmak işi
- ZARİFLİK
-
-
[isim]
Zarif davranış veya zarif olma durumu
-
[isim]
Zarif davranış veya zarif olma durumu
- PAZARLIK
-
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- "... pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı." (Ömer Seyfettin)
- "Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi
- "Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- ZARİFANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Zarifçe
-
[zarf]
Zarifçe
- ZARARSIZ
-
-
[sıfat]
Zarar vermeyen, zararı dokunmayan
-
Oldukça iyi
- "Bakkaldan turşu, portakal aldırdım. Az sonra zararsız bir masa düzülüverdi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Zarar vermeyen, zararı dokunmayan
- BAŞYAZAR
-
-
[isim]
Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir
- "Tanin gazetesine ve başyazarına pek şiddetli bir dille çatmaktan kendimi alamamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir
- MÜNAZARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma
-
Divan edebiyatında zıt varlıklar ve kavramlar arasındaki karşıtlığı anlatan yazı türü
-
[isim]
Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma
- ZARFINDA
-
-
[zarf]
Belli bir sürede, belli bir süre içinde
- "Aynı yorganı bir ay zarfında üç beş defadan fazla kullanmazdı." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Belli bir sürede, belli bir süre içinde
- BİZARLIK
- ...
- KIZARTIŞ
- ...
- MEZARLIK
-
-
[isim]
Mezarların bulunduğu yer, kabristan, gömütlük, sinlik, tahtalıköy, mezaristan
- "Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Mezarların bulunduğu yer, kabristan, gömütlük, sinlik, tahtalıköy, mezaristan
- SEZARYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğal olmayan durumlarda karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınmasına dayanan doğum yöntemi
-
[isim]
Doğal olmayan durumlarda karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınmasına dayanan doğum yöntemi
- YAZARLIK
-
-
[isim]
Yazar olma durumu veya yazarın mesleği
- "Mülkiyede Osmanlı tarihi alanında hocalık, müdürlük, yazarlık etmiş." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Yazar olma durumu veya yazarın mesleği
- MAZARRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zarar
-
[isim]
Zarar
- TOZARMAK
-
-
[nsz]
Toz durumuna girmek, tozlaşmak
-
[nsz]
Toz durumuna girmek, tozlaşmak
- NAZARLIK
-
-
[isim]
Nazarı etkisiz duruma getirdiğine inanılan kumaş parçası, mavi boncuk, kurşun, dua yazılı kâğıt, muska vb. şeyler
- "Aman nazar değmesin, buna derhâl bir nazarlık astırmalı!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Nazarı etkisiz duruma getirdiğine inanılan kumaş parçası, mavi boncuk, kurşun, dua yazılı kâğıt, muska vb. şeyler
- BERGÜZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr
- "Büyük babanın zamanında bergüzarmış, ne yapayım, kıramadım." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr
- AZARLAMA
-
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
- BOZARTMA
- ...
- PAZARLAR
- ...