İçinde zar olan 5 harfli 15 kelime var. İçerisinde ZAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında zar olan kelimeler listesine ya da Sonu zar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARZ, RAZ, ZAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AZ, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş
- "Kendinden bizar, dünyadan, insanlardan, her şeyden bizar, eve döndü." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ayyaşlığımdan, sersemliğimden, aksiliğimden bütün müşterilerim, arkadaşlarım bizar oldular." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş
- PAZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer
- "Perşembe pazarı. Salı pazarı."
-
Belli bir şeyin satıldığı yer
- "Balık pazarı."
-
Alım satım, alışveriş
- "Allah hayırlı pazar versin."
-
Haftanın birinci günü, cumartesi ile pazartesi arasındaki gün
- "Ertesi gün pazardı, öğleye kadar tembellik edersiniz." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer
- HAZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Barış
-
[isim]
Barış
- ZARCI
-
-
[isim]
Zar oyunu oynayan kimse
-
[isim]
Zar oyunu oynayan kimse
- ZARAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat
- "Aldığı günlerde iyi para getiren oteli zararla kapatmaya başlamışlar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bizden hiç kimseye zarar gelmez." (Ömer Seyfettin)
- "Usulleri, kaideleri bozanların zarar görecekleri muhakkaktı." (Ömer Seyfettin)
- "Bu davaya zarar verecek ihtiyarları ortadan kaldırmaya çalışmaktadır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat
- ZARTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yellenme
-
[isim]
Yellenme
- YAZAR
-
-
[isim]
Yazma özelliği olan şey
-
Bilim, edebiyat, sanat alanında kitap yazan kimse, müellif
-
Özellikle gazete ve dergilerde herhangi bir konuda yazı yazan kimse, muharrir
-
[isim]
Yazma özelliği olan şey
- ZARİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen
- "Camilerimizdeki o zarif çizgilerin şiirini bir daha duyacak." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Beğenilir ve nükteli (dil, konuşma vb.)
- "Zarif bir söz."
-
İnce, albenili
-
[sıfat]
Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen
- HEZAR
- ...
- İHZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hazırlama, hazır etme
-
[isim]
Hazırlama, hazır etme
- MEZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölünün gömülü olduğu yer, kabir, sin, makber, gömüt
- "Mezar, tabuta yakın yerdeymiş ve cenaze dilencilerle kalabalıklaşmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Ölünün gömülü olduğu yer, kabir, sin, makber, gömüt
- LEZAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kertenkele derisinin sepilenmesiyle elde edilen bir tür deri
-
[isim]
Kertenkele derisinin sepilenmesiyle elde edilen bir tür deri
- ZARSI
-
-
[sıfat]
Zarı andıran, zara benzeyen, zar gibi
- "Zarsı doku."
-
[sıfat]
Zarı andıran, zara benzeyen, zar gibi
- NAZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz
- "Hele marangoz Halil'in gözünü de denemiş. Nazara gelmemek için kendi kendine okuyup üflüyor, nerede tahta görürse tak tak vuruyor." (Haldun Taner)
- "Ona düşman nazarıyla bakıyor."
-
Bakış, bakma, göz atma
- "İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz
- HIZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tahta ve kereste biçmeye yarayan, elektrik ve su gücüyle çalışan büyük bıçkı
-
[isim]
Tahta ve kereste biçmeye yarayan, elektrik ve su gücüyle çalışan büyük bıçkı