İçinde za olan 6 harfli 111 kelime var. İçerisinde ZA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında za olan kelimeler listesine ya da Sonu za ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZAZACA
- ...
- OTUZAR
-
-
[sıfat]
Otuz sayısının üleştirme biçimi, her defasında otuzu bir arada, her birine otuz
-
[sıfat]
Otuz sayısının üleştirme biçimi, her defasında otuzu bir arada, her birine otuz
- ZAMBAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zambakgillerden, 90-100 cm yüksekliğinde, güzel ve iri çiçekli, çok yıllık bir süs bitkisi (Lilium candidum)
-
[isim]
Zambakgillerden, 90-100 cm yüksekliğinde, güzel ve iri çiçekli, çok yıllık bir süs bitkisi (Lilium candidum)
- ZABITA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belediye hizmetlerinin güvenliğini sağlamakla görevli yönetim
- "Bir kaza veya bir cinayet müstesna, karısını kaybeden bir kocanın zabıtaya müracaatı kadar elim bir gülünçlük var mıdır?" (Aka Gündüz)
-
Belediye zabıtası
-
[isim]
Belediye hizmetlerinin güvenliğini sağlamakla görevli yönetim
- ZAVİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Köşe
- "Dipteki zaviyeden içeriye doğru veranda şeklinde bir girinti yapıp salonun cumba köşesine dayanır." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Küçük tekke
-
Anlayış, görüş, bakış açısı
- "Herkes etrafındakilere hususi bir zaviyeden, sırf kendi görüşüyle bakıyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Açı
-
[isim]
Köşe
- TAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- "Siz şimdi, bu yavan takazaları bir kere daha, ya sabır çekerek dinlemek zorunda kalırsınız." (Haldun Taner)
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- ECZALI
-
-
[sıfat]
Kimyasal madde ile kaplanmış, karıştırılmış, işlem görmüş
-
[isim]
İçi kimyasal madde ile doldurulmuş mermi atan ateşli silah
- "Güzel bir bıçak, bir de eczalı dedikleri tabanca satın almıştım." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Kimyasal madde ile kaplanmış, karıştırılmış, işlem görmüş
- ZAHMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- "Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Yolda çok zahmet çekmiş, bereket versin Paris sefareti erkânından biri kendisine refakat etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Benim için yine yorulacaksınız, zahmete katlanacaksınız, dedi." (Refik Halit Karay)
- "Bunun için büyük zahmetlere girmeye gerek yoktur." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- HAFIZA
-
-
[isim]
Bellek
- "Hafızamı kilitlemiştim, maziyi hiç çıkaramıyordum, küflensin kalsın orada diyordum." (Aka Gündüz)
- "Hafızamı yokluyorum, bu imza ile karşılaştığım gün, yirmi yılın gerisinde." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Bellek
- İKTİZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerekli olma, gerekme
- "Madem bahçıvan iktiza etmiş, neden ille Rıza'yı istiyorlar?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Gerekli olma, gerekme
- LERZAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Titrek
- "Uzak fenerler, ateş böcekleri gibi lerzan ve donuk bir ziya neşrediyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Titrek
- OZANSI
-
-
[sıfat]
Ozanı andıran, ozana benzeyen, ozan gibi
-
[sıfat]
Ozanı andıran, ozana benzeyen, ozan gibi
- UZATMA
-
-
[isim]
Uzatmak işi, temdit
-
Sıhhi tesisatçılıkta kısa boruları uzatmak için kullanılan, kısa boru parçası
-
Bir ucu kıyıya bağlı durumda denize uzatılıp bırakılarak kullanılan balık ağı
-
Ünlülerin uzun söylenişi
-
Oyun içerisindeki duraklama dakikaları
-
Eşit sayılarla biten bir elemeli oyunu, kazananın belli olması amacıyla, kurallarına uygun olarak belli bir süre daha sürdürmek
-
[isim]
Uzatmak işi, temdit
- NAZARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuramsal
- "Bazı nazari dersler bir kısım talebeye hiç şüphesiz daha eğlenceli gelecektir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[sıfat]
Kuramsal
- ZAMSIZ
-
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmamış
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmamış
- BAZALT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Koyu renkli, sert bir çeşit yanardağ kültesi
-
[isim]
Koyu renkli, sert bir çeşit yanardağ kültesi
- ZAHİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- "Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- ZAYİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yitikler, kayıplar
-
[isim]
Yitikler, kayıplar
- ZARURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zorunlu
- "Bu iskemlelerin böyle karşılıklı dizilmesi zaruridir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Gerekli
-
[sıfat]
Zorunlu
- ZANGOÇ
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Kilise hizmetini gören ve çan çalan kimse
-
[isim]
Kilise hizmetini gören ve çan çalan kimse