İçinde yü olan 8 harfli 65 kelime var. İçerisinde YÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yü olan kelimeler listesine ya da Sonu yü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YÜZLEMEK
-
-
[-i]
Kusurunu veya suçunu yüzüne karşı söyleyip birini utandırmak
-
[-i]
Kusurunu veya suçunu yüzüne karşı söyleyip birini utandırmak
- BÜYÜKLÜK
-
-
[isim]
Büyük olma durumu, ululuk
- "Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır." (Nezihe Araz)
- "İnsan yaptığı işler ve bıraktığı eserlerle büyüklüğünü gösterir." (Aka Gündüz)
- "Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi." (Orhan Kemal)
-
Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış
-
[isim]
Büyük olma durumu, ululuk
- YÜZLERCE
-
-
[sıfat]
Pek çok, çok sayıda
-
[sıfat]
Pek çok, çok sayıda
- YÜRÜTMEK
-
-
[-i]
Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak
-
Gerektiği gibi yapmak, uygulamak
- "İşlerini eskisi gibi yürütüyorlar."
-
Bir yargıyı yerine getirmek, uygulamak
-
[nsz]
Kabul edilmesi veya tartışılması için bildirmek, açıklamak, öne sürmek
- "Mütalaa yürütmek. Muhakeme yürütmek."
-
İşinden veya bulunduğu yerden çıkarmak
- "Seni, teğmene bel bağlayıp girdiğin bisküvi fabrikasından nasıl yürüttülerdi." (Haldun Taner)
-
Habersiz olarak almak, çalmak
- "Bizim kalemi yürütmüşler."
-
[-i]
Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak
- YÜKLENME
-
-
[isim]
Yüklenme işi
-
[isim]
Yüklenme işi
- YÜCELTİŞ
- ...
- YÜZÜNDEN
-
-
[zarf]
Nedeniyle
- "O da çocuklar yüzünden alışmış, onlar yüzünden daha uygun görmüş, karısına anne derdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Nedeniyle
- YÜZGEÇLİ
-
-
[sıfat]
Yüzgeci olan
-
[sıfat]
Yüzgeci olan
- BÜYÜLEME
-
-
[isim]
Büyülemek işi
-
[isim]
Büyülemek işi
- İKİYÜZLÜ
-
-
[sıfat]
Özü sözü bir olmayan, riyakâr, mürai
- "Kocasının zayıf bir adam olduğunu bilmez miydi, bilirdi, şimdi bir de ikiyüzlü olduğunu gözleriyle görüyordu." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Özü sözü bir olmayan, riyakâr, mürai
- TEHEYYÜÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Coşma, heyecanlanma
- "Genç kızın kızarmış yüzünde teheyyüç görünüyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Coşma, heyecanlanma
- TESEYYÜP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kayıtsızlık, tembellik, ihmalcilik
-
[isim]
Kayıtsızlık, tembellik, ihmalcilik
- YÜKLÜLÜK
-
-
[isim]
Yüklü olma durumu
-
Ağırlık, gerginlik
- "Odanın havasında acayip bir durgunluk, bir yüklülük vardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yüklü olma durumu
- YÜKLEMEK
-
-
[-i]
Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
-
Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak
-
Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak
- "Çocuğun bakımını ona yüklediler."
-
Bir suçu birinin üstüne atmak
- "Ne yapalım, elimizden geleni yaptık ama olmadı der, kabahati kör talihe yükler geçersin." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bir cisme elektrik gücü vermek
- "Fazla elektrik yüklemek akünün bozulmasına yol açar."
-
[-i]
Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
- YÜKSELTİ
-
-
[isim]
Tümsek
-
Bir noktanın deniz yüzeyinden olan yüksekliği, yükseklik, rakım, irtifa
- "Ankara'nın yükseltisi 850 metredir."
-
[isim]
Tümsek
- YÜKÇEKER
-
-
[isim]
Yükleri bir noktadan başka bir noktaya götürmekte kullanılan araç
-
[isim]
Yükleri bir noktadan başka bir noktaya götürmekte kullanılan araç
- TAGAYYÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değişme, başkalaşma
- "Onun çehresindeki tagayyür, muhatabının gözünden de kaçmadı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Değişme, başkalaşma
- TAKAYYÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağlı olma, bağlanma
-
Üstüne düşme, özen gösterme
-
[isim]
Bağlı olma, bağlanma
- YÜZLÜLÜK
-
-
[isim]
Yüzlü olma durumu
-
[isim]
Yüzlü olma durumu
- YÜKÜNMEK
-
-
[nsz]
Birinin önünde, saygı göstermek için eğilmek veya yere kapanmak
-
[nsz]
Birinin önünde, saygı göstermek için eğilmek veya yere kapanmak