İçinde yü olan 8 harfli 65 kelime var. İçerisinde YÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yü olan kelimeler listesine ya da Sonu yü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEBEYYÜN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli olma
-
[isim]
Belli olma
- YÜRÜTMEK
-
-
[-i]
Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak
-
Gerektiği gibi yapmak, uygulamak
- "İşlerini eskisi gibi yürütüyorlar."
-
Bir yargıyı yerine getirmek, uygulamak
-
[nsz]
Kabul edilmesi veya tartışılması için bildirmek, açıklamak, öne sürmek
- "Mütalaa yürütmek. Muhakeme yürütmek."
-
İşinden veya bulunduğu yerden çıkarmak
- "Seni, teğmene bel bağlayıp girdiğin bisküvi fabrikasından nasıl yürüttülerdi." (Haldun Taner)
-
Habersiz olarak almak, çalmak
- "Bizim kalemi yürütmüşler."
-
[-i]
Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak
- YÜREKSİZ
-
-
[sıfat]
Yürekli olmayan, cesaretsiz, tabansız
-
[sıfat]
Yürekli olmayan, cesaretsiz, tabansız
- BÜYÜKANA
- ...
- YÜZLETME
- ...
- YÜCELMEK
-
-
[nsz]
Yükselmek, yüce bir duruma gelmek
-
[nsz]
Yükselmek, yüce bir duruma gelmek
- YÜKSELİŞ
-
-
[isim]
Yükselme işi veya biçimi
-
[isim]
Yükselme işi veya biçimi
- YÜKLEMEK
-
-
[-i]
Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
-
Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak
-
Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak
- "Çocuğun bakımını ona yüklediler."
-
Bir suçu birinin üstüne atmak
- "Ne yapalım, elimizden geleni yaptık ama olmadı der, kabahati kör talihe yükler geçersin." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bir cisme elektrik gücü vermek
- "Fazla elektrik yüklemek akünün bozulmasına yol açar."
-
[-i]
Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
- YÜREKTEN
-
-
Temiz duygularla, saygı ile, içten, içtenlikle
- "İlk zamanlarda olduğu gibi şöyle içten ve yürekten konuştukları bir anları olmuyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Temiz duygularla, saygı ile, içten, içtenlikle
- YÜKSELİM
-
-
[isim]
Dik açıklık
-
[isim]
Dik açıklık
- YÜKLENİŞ
- ...
- YÜZERLİK
-
-
[sıfat]
Yüz tanesi bir arada olan
- "Yüzerlik yumurta sandığı."
-
[sıfat]
Yüz tanesi bir arada olan
- YÜZGEÇLİ
-
-
[sıfat]
Yüzgeci olan
-
[sıfat]
Yüzgeci olan
- BÜYÜKLÜK
-
-
[isim]
Büyük olma durumu, ululuk
- "Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır." (Nezihe Araz)
- "İnsan yaptığı işler ve bıraktığı eserlerle büyüklüğünü gösterir." (Aka Gündüz)
- "Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi." (Orhan Kemal)
-
Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış
-
[isim]
Büyük olma durumu, ululuk
- YÜRÜRLÜK
-
-
[isim]
Gereğinin yapılır olması durumu, meriyet
- "Yürürlükte bulunan kanunlar, usuller, kurallar. Fakat umumi hatlar yine yürürlükte idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ... antlaşmalar ... yayımlanma ile yürürlüğe konabilir." (Anayasa)
- "Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz..." (Anayasa)
- "Öte yandan, dünyadaki sorunların çokluğu da uykuyu yürürlükten kaldırmaya yetmez." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Gereğinin yapılır olması durumu, meriyet
- YÜZLENME
-
-
[isim]
Yüzlenmek işi
-
[isim]
Yüzlenmek işi
- YÜRÜTÜCÜ
-
-
[isim]
Yürütme yetkisini kullanan kimse
-
[isim]
Yürütme yetkisini kullanan kimse
- TAHAYYÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hayalde canlandırma, sembolleştirme
- "Kapıları yeşil sabahlara açılan sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri..." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Başka ufuklar, başka hayaller tahayyül ediyorum, yeni bir dünyaya doğmuş gibi!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Hayalde canlandırma, sembolleştirme
- YÜKLÜLÜK
-
-
[isim]
Yüklü olma durumu
-
Ağırlık, gerginlik
- "Odanın havasında acayip bir durgunluk, bir yüklülük vardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yüklü olma durumu
- YÜZLÜLÜK
-
-
[isim]
Yüzlü olma durumu
-
[isim]
Yüzlü olma durumu