İçinde yu olan 6 harfli 53 kelime var. İçerisinde YU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yu olan kelimeler listesine ya da Sonu yu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

U Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

UY

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PODYUM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle atletizm yarışmalarında derece alan atletlerin veya giysileri sergilemek için mankenlerin çıktıkları merdivenli, yüksekçe yer

BUYURU

  1. [isim] Buyruk, emir

SERYUM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 58, atom ağırlığı 140,1, yoğunluğu 6,7 olan, 810 °C'de eriyen, birleşme değeri bazı birleşiklerde 3, bazılarında 4 olan, gümüş parlaklığında, akkor temeline dayanan lambaların yapımında kullanılan bir element (simgesi Ce)

ULUYUŞ
...
UYUŞMA

  1. [isim] Uyuşmak (II) işi, mutabakat, antant
    • "... hayvanlar, bitkiler, böcekler, çocuklar doğa ile uyuşma içindedirler." (Necati Cumalı)

BARYUM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom sayısı 56, yoğunluğu 3,78 olan, doğada en çok baryum sülfat ve baryum karbonat olarak bulunan, havada çabuk oksitlenen, gümüş renginde, katı ve basit bir element (simgesi Ba)

RADYUM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 88, atom ağırlığı 226,05 olan, 700 °C'de eriyen, 1898 yılında Pierre Curie ve eşi tarafından bulunan, soğukta suyu ayrıştıran, ışınetkinliği çok bir element (simgesi Ra)
    • "Küçük ve radyum mineli zarif bir saat çıkardı." (Ömer Seyfettin)

UYUMAK

  1. [nsz] Uyku durumunda olmak
  2. İlaç etkisiyle ağrı duymayacak kadar derin uykuya dalmak
    • "Hasta uyuyunca ameliyata alınacak."
  3. İşlem görmemek, durgun kalmak, el sürülmemek
    • "Bu eski gururu ta canevinde uyurmuş meğer." (Tarık Buğra)
  4. Çevresindeki olayları fark etmemek, görmemek
    • "Ben de sizler gibi adam olurdum, okurdum; okumak bilsem okurdum da uyumazdım." (Sait Faik Abasıyanık)

OYULMA

  1. [isim] Oyulmak işi

YUNMAK

  1. [nsz] Yıkanmak
    • "Kuyunun başında mevtam yunuyor / Düşmanlarım kıs kıs olmuş gülüyor." (Halk türküsü)

KULYUÇ

  1. [isim] Geniş ve derin ağızlı mağara

YUMRUK

  1. [isim] Parmakların kapanmasıyla elin aldığı biçim
    • "Dişlerini kilitleyerek iki yumruğunu havada salladı." (Peyami Safa)
    • "Yemek yemek için kıyı kumsalına çıkmış, orada ona yumruk kadar bir örümcek musallat olmuştu." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Elin bu biçimiyle yapılan vuruş
    • "Bir karış mesafeden inecek yumrukla, bir metre mesafeden çakılacak yumruğun tesirleri arasında büyük fark vardır." (Aka Gündüz)
    • "Yumruk kadar çocukcağızı tek başına trene oturtamaz ya..." (Refik Halit Karay)
  3. Baskı
    • "Düşman yumruğu altında."

BOYUNA

  1. [zarf] Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına, tulani
    • "Hızlı adımlarla caddeyi boyuna yürüyorlar." (Haldun Taner)
  2. (bo'yuna) Ara vermeden, durmaksızın
    • "Doktor Haldun lakırtıya ondan evvel yakalanmış, boyuna anlatıyordu." (Mithat Cemal Kuntay)

YUKARI

  1. [isim] Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı
  2. Yetkili kimse
    • "Emir yukarıdan, çaresiz kaldık."
  3. [sıfat] Benzerleri arasında üstte bulunan
    • "Yukarı kat."
  4. [sıfat] Aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan
    • "O bizden yukarı sınıftandı."
  5. [zarf] Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
    • "Yukarı, kocasının odasına çıktı." (Memduh Şevket Esendal)

YUTMAK

  1. [-i] Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek
  2. Tam ve doğru söylememek
    • "Bazı heceleri yutuyor."
  3. İnanmak, aldanmak, kanmak
    • "Bize numara yapma, yutacak enayi değiliz." (Sermet Muhtar Alus)
  4. Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek
  5. İyice, eksiksiz olarak öğrenmek
    • "Bazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmak
    • "Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor." (Memduh Şevket Esendal)
  7. Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak
    • "Ben bu ağır sözleri yutmam."

OYUNCU

  1. [isim] Herhangi bir oyunda oynayan kimse
    • "Oyuncuları meydana çağırıyor ve düdüğümü çalıyorum." (Peyami Safa)
  2. Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris
    • "Hiç kibar sınıfından, asilzade bir gencin oyuncu olduğunu gördünüz mü?" (Peyami Safa)
  3. [sıfat] Oyunu seven
    • "Oyuncu kedi."
  4. [sıfat] Düzenci, hileci
  5. [sıfat] Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse)
    • "Oyuncu bir pehlivan."

YUMULU

  1. [sıfat] Yumuk

RODYUM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 45, atom ağırlığı 102, 91, yoğunluğu 12,33 olan, 1970° C'de eriyen, gümüş renginde, sert, kırılgan bir element (simgesi Rh)

KUYUCU

  1. [isim] Kuyu kazmayı iş edinmiş kimse
  2. Özel olarak açılan kuyulara inerek lüle taşını çıkaran kimse

OYUNTU

  1. [isim] Oyulmuş bölüm
    • "Ceketin kol oyuntusu iyi açılmamış."
  2. Oyuk, çukur

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü