İçinde yu olan 5 harfli 43 kelime var. İçerisinde YU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yu olan kelimeler listesine ya da Sonu yu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

U Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

UY

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BOYUN

  1. [isim] Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi
    • "Ellerini bu defa, boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi." (Atilla İlhan)
    • "Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli ya öbür tarafla birleşmeli idik." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Eli göğsünde, boyun keserek dervişçe bir selamla alçak bir sedirin ucuna ilişti." (Haldun Taner)
    • "Hürrem Hakkı, Ferhunde'nin önünde boyun kırdı." (Mahmut Yesari)
  2. Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım
    • "Nevin hayretle boynunu bükerken içeri Behiç girdi." (Peyami Safa)
  3. Sorumluluk
  4. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer
  5. Üzeri
    • "Günahı söyleyenlerin boynuna, derler ki bu iki genç birbirlerini küçükten beri sevmişler de öyle nişanlanmışlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SUYUK

  1. [isim] Organizmanın kan, lenf vb. sıvı bölümü

YULAR

  1. [isim] Bir yere bağlamak veya çekerek götürmek için hayvanın başlığına veya tasmasına bağlanan ip
    • "Papaz beygirin yularını çekti." (Ömer Seyfettin)
    • "O da sana er geç yuları takar, benden beter olursun." (Reşat Nuri Güntekin)

KOYUŞ
...
GAYUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gayreti olan, gayretli, çok çalışkan
    • "O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu." (Atilla İlhan)

DUYUM

  1. [isim] Duyu
  2. Doğruluğu kesin olarak bilinmeyen haber, istihbarat
    • "Bu haberi duyumlarınıza dayanarak mı söylüyorsunuz?"
  3. Kişinin duyular yoluyla elde ettiği izlenim, ihsas

DOYUŞ

  1. [isim] Doyma işi veya biçimi

YUDUM

  1. [isim] Bir içişte yutulacak miktar
    • "Dudaklarımda bir yudum suyun hasreti." (Yusuf Ziya Ortaç)

DUYUŞ

  1. [isim] Duyma işi veya biçimi
  2. Seziş

YUVAK

  1. [isim] Yuvgu

SOYUM
...
YUTMA

  1. [isim] Yutmak (I), (II) işi
    • "Ne bulursam yutmaya mecbur kalıyordum, zayıflamış, sersemlemiş, neşesizleşmiştim." (Refik Halit Karay)

YUTAK

  1. [isim] Ağız ve burun boşluklarıyla gırtlak ve yemek borusu arasındaki boşluk

SOYUŞ

  1. [isim] Soyma işi veya biçimi

DOYUM

  1. [isim] Eldekinden hoşnut olma durumu, doyma işi, yetinme, kanma, kanaat
    • "Sakallı Celâl'in tadına doyum olmaz söyleşileri uçup gitti." (Haldun Taner)
  2. Bazı istekleri giderme, tatmin

YUMUK

  1. [sıfat] Yumulmuş olan, yumulmuş gibi duran, yumulu
    • "Uyandı, silkindi, yumuk gözlerini açarak yere sıçradı." (Peyami Safa)
  2. Tombul
    • "Şen, kara gözlü, yumuk, renkli bir çehre!" (Reşat Nuri Güntekin)

ZÜYUF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalp veya ayarı düşük paralar

BUYUR

  1. "buyurun!" anlamında bir seslenme sözü
    • "Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur." (Nurullah ataç)
    • "Soldaki bahçeli kahveye buyur ettim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. "anlamadım, sözünüzü tekrarlayınız!" anlamında bir seslenme sözü
    • "Bir şey mi buyurdunuz?"
    • "Çok doğru buyuruyorsunuz." (Falih Rıfkı Atay)
  3. "söyleyiniz, emrediniz!" anlamında bir seslenme sözü
    • "Salona buyurmaz mısınız?" (Mithat Cemal Kuntay)

YUMRU

  1. [isim] Yuvarlak, şişkin şey
    • "Alnında bir yumru var."
  2. Sap, kök veya dallarda bulunan, yedek besin taşıyan şişkin madde
    • "Patates nişastalı bir yumrudur."
  3. [sıfat] Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli
    • "Yumru yanaklı bir çocuk."
  4. [sıfat] Eğri büğrü, çarpık, engebeli, yamru yumru

MEYUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Üzgün
    • "Ağır ve meyus adımlarla yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Müsteşar yanında böyle kalmak onu meyus ediyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir ümidin çıkmaması, insanın ikinci defa meyus olması demektir." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Karamsar
    • "Odaya girince Remzi'yi şaşkın ve meyus bir hâlde gördüm." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü