İçinde yo olan 5 harfli 41 kelime var. İçerisinde YO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yo olan kelimeler listesine ya da Sonu yo ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
O Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OY, YO
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YOLMA
-
-
[isim]
Yolmak işi
-
Sapı orakla biçilmeyecek kadar kısa kalmış ekin
-
[isim]
Yolmak işi
- BUYOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle hastalık anında kullanılan sıcak su torbası
-
[isim]
Genellikle hastalık anında kullanılan sıcak su torbası
- YORGA
-
-
[isim]
Biniciyi sarsmayan at yürüyüşlerinden biri
-
[isim]
Biniciyi sarsmayan at yürüyüşlerinden biri
- RASYO
- ...
- PİYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Satrançta oyunun başında ön sıraya dizilen, bulundukları sıra üzerinde ilk hamlede bir veya iki hane gidebilen sekiz küçük taş, piyade
-
Bir çıkar sağlamak için yararlanılan, istenildiği gibi kolayca kullanılabilen kimse
-
[isim]
Satrançta oyunun başında ön sıraya dizilen, bulundukları sıra üzerinde ilk hamlede bir veya iki hane gidebilen sekiz küçük taş, piyade
- YORTU
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyan bayramı
- "Bilmem hangi düşmanın bilmem hangi yortusu varmış." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Hristiyan bayramı
- DİYOT
- ...
- YOBAZ
-
-
Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen (kimse)
- "Bu memleketi de dört buçuk yobaza bırakamayız." (Aka Gündüz)
-
Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse)
-
Kaba saba, inceliksiz (kimse)
-
Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen (kimse)
- YOLLU
-
-
[sıfat]
Yolu herhangi bir nitelikte olan
- "Bozuk yollu bir mahalle."
-
Çizgili
- "Sandığın altında, mor yollu beyaz bir iplik çul seriliydi." (Orhan Kemal)
-
Hızlı giden (taşıt)
- "Yollu gemi."
-
Kuralına uygun
- "Bu hiç de yollu bir iş değildi."
-
[zarf]
Herhangi bir nitelikte, biçimde
- "İlk teklifimde direnir yollu konuşmaya başladım." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kolayca elde edilen kadın
-
[sıfat]
Yolu herhangi bir nitelikte olan
- YOLAK
-
-
[isim]
Patika
- "Evlerinin önü yoldur yolaktır / Başımızda dönen derttir dolaptır." (Halk türküsü)
-
[isim]
Patika
- YOSMA
-
-
[sıfat]
Şen, güzel, fettan (genç kadın)
- "Bir yosma geçiyor kaldırımdan / Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar" (Orhan Veli Kanık)
-
Çok süslü giyinen ve modaya düşkün (kadın), koket
-
[sıfat]
Şen, güzel, fettan (genç kadın)
- ŞARYO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir aletin veya aracın hareketli parçası
-
Yazı makinesinin kâğıt takılan, tuşlara vuruldukça ilerleyen bölümü
-
Bazı avcı uçaklarının kalkışını sağlayan fırlatma düzeni
-
Bir eğik düzlem boyunca arabaların taşınmasını sağlayan küçük vagon
-
[isim]
Bir aletin veya aracın hareketli parçası
- YONCA
-
-
[isim]
Baklagillerden, başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı (Trifolium)
-
[isim]
Baklagillerden, başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı (Trifolium)
- RADYO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elektrik dalgalarının özelliğinden yararlanarak seslerin iletilmesi sistemi
-
Elektrik dalgalarıyla düzenli olarak yayın yapan istasyon ve bu istasyonun programlarını düzenlemekle görevli kuruluş
-
Bu istasyonun yayınlarını alan araç
- "Kasabanın matemine hürmet olarak bu akşam radyo susturulmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Elektrik dalgalarının özelliğinden yararlanarak seslerin iletilmesi sistemi
- YOĞUN
-
-
[sıfat]
Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif
-
Koyu, kalın
- "Yoğun bir sis."
-
Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.)
-
Artmış, çoğalmış bir durumda olan
- "O bölgede nüfus yoğundur."
-
Dolu, sıkı, sıkışık, çok
-
Şişman, iri, tombul
- "İtibarlı masalarda, sigaralarını içen, iri kalçalı, beyaz sarışın birtakım yoğun kadınlar..." (Atilla İlhan)
-
Kaba, kalın, iri (elek, iğne)
-
[sıfat]
Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif
- YOKUM
-
-
ben yokum
- "Yok canım, ben belediye taraflısı değilim. Sizden yanayım." (Memduh Şevket Esendal)
- "İki saatte ağaç yetiştireceklermiş. -Yok, devenin başı!"
- "Kurtulmak için ya yok olmalı ya yok etmeli." (Atilla İlhan)
- "İttihat ve Terakki'nin yok olduğu bir günde ben İttihatçı'yım diyen bu adam, onun var olduğu günlerde, kötülüklerine bütün gücü ile karşı koyan adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
ben yokum
- BANYO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm
-
Banyo küvetinde yıkanma işi
-
Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su
- "Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş." (Burhan Felek)
-
Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir etki altında bir süre bulundurma işlemi
- "Güneş banyosu. Kükürt banyosu. Çamur banyosu."
-
Fotoğrafçılıkta ve filmcilikte duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir işlemin gerektirdiği maddeyi erimiş olarak içinde bulunduran sıvı
- "Fotoğraf banyosu."
-
Film ve fotoğraf kâğıdını bu sıvıya batırma
-
[isim]
Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm
- AFYON
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olgunlaşmamış haşhaş kapsüllerine yapılan çizintilerden sızan, güçlü bir zehir olmakla birlikte içinde morfin, kodein vb. uyuşturucular bulunan madde
-
[isim]
Olgunlaşmamış haşhaş kapsüllerine yapılan çizintilerden sızan, güçlü bir zehir olmakla birlikte içinde morfin, kodein vb. uyuşturucular bulunan madde
- YOMRA
- ...
- VİYOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Satış sırasında yumurtayı korumayı amaçlayan, atık malzemeden yapılmış özel kap
-
[isim]
Satış sırasında yumurtayı korumayı amaçlayan, atık malzemeden yapılmış özel kap