İçinde yi olan 5 harfli 35 kelime var. İçerisinde Yİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yi olan kelimeler listesine ya da Sonu yi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YİYİŞ
-
-
[isim]
Yemek işi veya biçimi
-
[isim]
Yemek işi veya biçimi
- YİTİK
-
-
[isim]
Kayıp olan şey
-
[sıfat]
Kaybedilmiş, yitirilmiş
- "Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı." (Çetin Altan)
-
[isim]
Kayıp olan şey
- ŞAYİA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu
- "Hava arada bir bu hâle bir panik niteliği veren korkunç şayialarla dolup boşalıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu
- YİĞİT
-
-
[sıfat]
Güçlü ve yürekli, kahraman, alp
-
Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen (kimse)
- "O yiğit adamdır, gerçeği söylemekten çekinmez."
-
[isim]
Delikanlı, genç erkek
- "Yiğide ölüm geçine / Al beni zülfün ucuna / Sallanayım tel yerine." (Karacaoğlan)
-
[sıfat]
Güçlü ve yürekli, kahraman, alp
- GEYİK
-
-
[isim]
Geyikgillerden, erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan (Cervus elaphus)
-
Karısının veya bir kadın yakınının ihanetine uğramış erkek
-
[isim]
Geyikgillerden, erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan (Cervus elaphus)
- SEYİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ata bakan, tımar eden kimse, at bakıcısı
-
[isim]
Ata bakan, tımar eden kimse, at bakıcısı
- BEYİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
- "Kendince uğur denediği bazı beyitleri okudu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ev
-
[isim]
Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
- YİTİM
-
-
[isim]
Kayıp
- "Bunun yitimi sizden sorulur. Onun ölümü büyük bir yitimdir."
-
[isim]
Kayıp
- TEŞYİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uğurlama
- "Onları kasabanın kenarına kadar teşyi ettim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Uğurlama
- YİTME
-
-
[isim]
Yitmek işi, kayıp
-
[isim]
Yitmek işi, kayıp
- FEYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket
-
Artma, çoğalma
-
İlerleme, kültürel gelişme, olgunluk
- "Bu hayırlı teşebbüsün doğu vilayetlerimiz gençliğine bahşedeceği feyiz Cumhuriyet hükûmeti için ne mutlu eser olacaktır." (Atatürk)
-
Manevi haz, mutluluk, iç huzuru
-
[isim]
Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket
- ENAYİ
-
-
[sıfat]
Fazla bön, avanak, et kafalı, budala
- "İyice buldum kafayı, sen daha bulmadıysan enayisin." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Fazla bön, avanak, et kafalı, budala
- DEYİŞ
-
-
[isim]
Deme, söyleme işi
- "Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu." (Tarık Buğra)
-
Söyleme biçimi, anlatım biçimi, üslup
-
Bir kimsenin bir konuyla ilgili anlattıkları, ifade
-
Halk şiiri, halk türküsü
- "Karacaoğlan'ı okudukça deyişin önemini daha iyi anlarız." (Nurullah ataç)
-
Semahla birlikte yalnızca bağlama eşliğinde ağır tempoda söylenen bir tür beste
-
[isim]
Deme, söyleme işi
- GİYİM
-
-
[isim]
Giyme işi
-
Giyme biçimi
- "Sonunda giyiminden garsonların başı olduğu anlaşılan biri yaklaştı." (Çetin Altan)
-
Giysi
-
[isim]
Giyme işi
- SEYİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir topluluğun ileri gelen kişisi
-
Hz. Muhammed'in soyundan olan kimse
-
[isim]
Bir topluluğun ileri gelen kişisi
- YİRMİ
-
-
On dokuzdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 20, XX rakamlarının adı
-
[sıfat]
İki kere on, on dokuzdan bir artık
-
On dokuzdan sonra gelen sayının adı
- KEYİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vücut esenliği, sağlık
- "Keyfiniz nasıl?"
- "Türkü söylüyorsun, keyif çatıyorsun." (Peyami Safa)
- "Bize hakaret eden, bize utangaçlık yükleyen bu zincir şarkıları, düşmanın kulağına keyif verecektir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Gelmeyecekmiş, keyfi bilir!"
-
Canlılık, tasasızlık, iç rahatlığı
- "Bu keyif ne kadar sürerdi? Tahminime göre beş on dakikadan fazla sürmezdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Rahat, huzur, afiyet
-
İstek, heves, zevk
- "Ağır ağır keyifle başladım kahvemi çekmeğe." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Alkollü içki ve başka uyuşturucu maddeler kullanıldığında insanda görülen durum
-
Yolsuz ve kural dışı istek
- "Niye bir memurun keyfine boyun eğiyorsunuz?" (Necati Cumalı)
-
Esrar
-
[isim]
Vücut esenliği, sağlık
- YİRİK
-
-
[isim]
Yarık, yırtık
-
[sıfat]
Üst dudağı yarık olan (kimse)
-
[isim]
Yarık, yırtık
- DEYİM
-
-
[isim]
Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir
- "Bence ziyan olmuş, eski deyimi ile heder olmuş bir değerdir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir
- BEYİN
-
-
[isim]
Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
- "Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor." (Orhan Kemal)
- "Akşam eve gelip de heykelin başını boyun yerinden çatlamış ve güzelim mermer başlığı tuzla buz olmuş görünce beynim sıçradı." (Haldun Taner)
- "Beyni sulanan bu ayyaş, iğrenç mahluku onlara anlatmakta ne fayda olabilirdi." (Mahmut Yesari)
- "Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü." (Erhan Bener)
-
Muhakeme, usa vurma
-
Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse
-
Akıl, anlayış
-
Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse
- "Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli beyinlerden biridir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ