İçinde yi olan 5 harfli 35 kelime var. İçerisinde Yİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yi olan kelimeler listesine ya da Sonu yi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZEYİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ek
  2. Bir yazıya ek olarak katılan parça
  3. Bir eseri tamamlamak için sonradan yazılan ek eser

BEYİN

  1. [isim] Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
    • "Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor." (Orhan Kemal)
    • "Akşam eve gelip de heykelin başını boyun yerinden çatlamış ve güzelim mermer başlığı tuzla buz olmuş görünce beynim sıçradı." (Haldun Taner)
    • "Beyni sulanan bu ayyaş, iğrenç mahluku onlara anlatmakta ne fayda olabilirdi." (Mahmut Yesari)
    • "Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü." (Erhan Bener)
  2. Muhakeme, usa vurma
  3. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse
  4. Akıl, anlayış
  5. Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse
    • "Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli beyinlerden biridir." (Haldun Taner)

GEYİK

  1. [isim] Geyikgillerden, erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan (Cervus elaphus)
  2. Karısının veya bir kadın yakınının ihanetine uğramış erkek

SEYİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ata bakan, tımar eden kimse, at bakıcısı

TEŞYİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uğurlama
    • "Onları kasabanın kenarına kadar teşyi ettim." (Memduh Şevket Esendal)

YİRMİ

  1. On dokuzdan sonra gelen sayının adı
  2. Bu sayıyı gösteren 20, XX rakamlarının adı
  3. [sıfat] İki kere on, on dokuzdan bir artık

FEYİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket
  2. Artma, çoğalma
  3. İlerleme, kültürel gelişme, olgunluk
    • "Bu hayırlı teşebbüsün doğu vilayetlerimiz gençliğine bahşedeceği feyiz Cumhuriyet hükûmeti için ne mutlu eser olacaktır." (Atatürk)
  4. Manevi haz, mutluluk, iç huzuru

ŞAYİA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu
    • "Hava arada bir bu hâle bir panik niteliği veren korkunç şayialarla dolup boşalıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TAYİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma
    • "Yola devam edilmesini tayin için sordu." (Refik Halit Karay)
    • "Necmi Efendi palas pandıras Çorlu'ya tayin edildi." (Haldun Taner)
  2. Atama

TAYİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayıplama, kınama

BEYİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
    • "Kendince uğur denediği bazı beyitleri okudu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Ev

MEYİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eğiklik, eğim, akıntı
    • "Fazılpaşa Yokuşu'nda akşam olurken, tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır." (Halide Edip Adıvar)
    • "Kızın sana meyli olduğunu görünce seni kızdan soğutmak için bu planı yaptı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Eğilim, temayül
    • "Her dilbere meyil verme / Ya sevilir ya sevilmez." (Erzurumlu Emrah)
  3. İlgi, gönül verme
    • "Beni görüp yönün öte döndürme / Yine gitmez meylim sendedir sende." (Pir Sultan Abdal)

RAYİÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir para biriminin veya malın satış ve sürüm değeri
    • "Türk lirasının rayicinin en yüksek olduğu bir dönemden söz ediyorum." (Haldun Taner)

GİYİŞ

  1. [isim] Giyme işi veya biçimi

GİYİM

  1. [isim] Giyme işi
  2. Giyme biçimi
    • "Sonunda giyiminden garsonların başı olduğu anlaşılan biri yaklaştı." (Çetin Altan)
  3. Giysi

YİTİK

  1. [isim] Kayıp olan şey
  2. [sıfat] Kaybedilmiş, yitirilmiş
    • "Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı." (Çetin Altan)

EPEYİ

  1. [zarf] Epey

SEYİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş
    • "Hastalığın seyri."
    • "Sanki Rumeli baştan başa bir arena idi ve Avrupa siyaset adamları da birer Roma imparatoru gibi mermerden localarına kurulmuşlar, oradaki olumlu güreşleri seyre dalmışlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi
  3. Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi
  4. Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma
  5. Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa
    • "Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu." (Halide Edip Adıvar)
  6. Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum
    • "Bundan âlâ seyri nerde bulacak garipler?" (Tarık Buğra)

YİYİŞ

  1. [isim] Yemek işi veya biçimi

TEYİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğrulama, doğruluğunu onaylama
    • "Nitekim biraz evvelki sözleriniz de onu teyit ediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü