İçinde yat olan 8 harfli 46 kelime var. İçerisinde YAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yat olan kelimeler listesine ya da Sonu yat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TAY, YAT
2 Harfli Kelimeler
AT, AY, TA, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAŞFİYAT
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
En iyi ürün için belirlenen fiyat
-
[isim]
En iyi ürün için belirlenen fiyat
- MEDYATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İletişim araçlarına özgü, iletişim araçlarıyla ilgili
-
Medyada çok yer alan, çok tanınan, çok bilinen (kimse)
-
[sıfat]
İletişim araçlarına özgü, iletişim araçlarıyla ilgili
- YATIRMAK
-
-
[-i]
Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak
- "Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Uyutmak
- "Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Eğmek, yatık duruma getirmek
- "Yağmur ekinleri yatırdı."
-
[-i]
Konuk etmek
-
Parayı, işletmek amacıyla bir yere vermek
- "Eline geçen serveti ... emlaka yatırıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Parayı bir kuruluşa vermek, teslim etmek
- "Telefon parasını PTT'ye yatırdım."
-
Bir yiyeceği korumak veya tatlandırmak amacıyla tuz, soğan, yağ vb.nde bir süre bekletmek
- "Pastırmayı çemene yatırmak."
-
[-i]
Düzeltmek, bastırmak, yassıltmak
- "Kemal Rıfat avucunun içiyle saçlarını yatırıyor." (Atilla İlhan)
-
Harcamak
- "Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak
- MENHİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Din yasakları
-
[isim]
Din yasakları
- SEVKİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Silahlı kuvvetlerde, personel, silah, araç, yiyecek vb. ikmal maddelerinin, stratejik ve taktik amaçlarla bir yerden başka bir yere gönderilmesi
-
[isim]
Silahlı kuvvetlerde, personel, silah, araç, yiyecek vb. ikmal maddelerinin, stratejik ve taktik amaçlarla bir yerden başka bir yere gönderilmesi
- BEDİİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Estetik bilimi, güzel sanatlar
-
[isim]
Estetik bilimi, güzel sanatlar
- KAVMİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Etnografya
-
[isim]
Etnografya
- İHTİYATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İlerisi düşünülerek yapılan
-
[sıfat]
İlerisi düşünülerek yapılan
- BAKLİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baklagillerden elde edilen ürün
-
[isim]
Baklagillerden elde edilen ürün
- YATMALIK
-
-
[isim]
Yatılacak yer veya bölüm
- "Bu buluşmadan az önce, çadırının yatmalığına geçmeden önce..." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Yatılacak yer veya bölüm
- BOYATMAK
-
-
[-i]
Boyama işini yaptırmak, boya sürdürmek
- "Kunduralarımı boyatmak istemiştim." (Burhan Felek)
-
[-i]
Boyama işini yaptırmak, boya sürdürmek
- NAKLİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taşıma işleri, taşımacılık
-
[isim]
Taşıma işleri, taşımacılık
- YATÇILIK
-
-
[isim]
Yat turizmiyle uğraşma
-
[isim]
Yat turizmiyle uğraşma
- MADDİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sahip olunan mal veya paralar
-
Madde ile ilgili şeyler
-
Mal mülk, para ile ilgili şeyler
-
[isim]
Sahip olunan mal veya paralar
- YATAKLIK
-
-
[sıfat]
Yatak yapmaya uygun
- "Bir kanlı katile yataklık yapmış gibi pişmanlık duyuyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Üzerine yatak serilen tahta veya maden kerevet, karyola
- "Yataklığın etrafında bir şeyin dolaştığına, süründüğüne dikkat ettim." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[isim]
Suçluları barındırma, gizlice yardım etme
-
[sıfat]
Yatak yapmaya uygun
- YATILMAK
-
-
[nsz]
Yatma işi yapılmak
-
[nsz]
Yatma işi yapılmak
- AMELİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hasta üzerinde tedavi amacıyla uygulanan kesme ve dikme işlemi, operasyon
- "Bu koğuşta ayak ameliyatı geçirmiş hasta Şahin'di." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
İşler, faaliyetler
- "Enkazın kalkması üç dört günlük ameliyata muhtaç." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Hasta üzerinde tedavi amacıyla uygulanan kesme ve dikme işlemi, operasyon
- BERHAYAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Hayatta olan, canlı, yaşayan (kimse)
- "Şu ilan gazetede çıkmasaydı, babası onun İstanbul'da berhayat olduğunu öğrenmeyecekti." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Hayatta olan, canlı, yaşayan (kimse)
- ŞATHİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler
-
[isim]
Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler
- YATSILIK
- ...