İçinde yan olan 7 harfli 49 kelime var. İçerisinde YAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yan olan kelimeler listesine ya da Sonu yan ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AYN, YAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MYANMAR
- ...
- YANGILI
-
-
[sıfat]
Yangısı olan, yangılanmış, iltihaplı
-
İltihap yapan (hastalık), iltihaplı
-
[sıfat]
Yangısı olan, yangılanmış, iltihaplı
- YANŞAMA
-
-
[isim]
Yanşamak işi
-
[isim]
Yanşamak işi
- YANILMA
-
-
[isim]
Yanılmak işi
- "Onların hakkımızda yanılmaları bizim istediğimiz noksandan değil..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Yanılmak işi
- YANILTI
-
-
[isim]
Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık, sehiv
-
[isim]
Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık, sehiv
- DAYANAK
-
-
[isim]
Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet
-
Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt
-
Destek, dayanak noktası
- "Söylenenleri destekliyor, onlara dayanak oluyordu." (Tarık Buğra)
-
Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel
-
[isim]
Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet
- YANLAMA
-
-
[isim]
Yanlamak işi veya durumu
-
[isim]
Yanlamak işi veya durumu
- BOYANIŞ
-
-
[isim]
Boyanma işi veya biçimi
-
[isim]
Boyanma işi veya biçimi
- AMİYANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kibarca olmayan, bayağı
- "Hem, bu çeşit amiyane işler diplomatın nesine?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sıradan
- "Kupkuru bir ad hem de satılmış gibi pek amiyane bir ad." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[sıfat]
Kibarca olmayan, bayağı
- BEYANAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Demeç, bildiri
- "Beyanatın askerî kısmını Falih Rıfkı almış, bana da siyasi kısmını bırakmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Demeç, bildiri
- GASEYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İç bulantısı
- "O, hem gaseyan ediyor hem göğsünü, bağrını paralıyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
Kusma
-
[isim]
İç bulantısı
- MEYANCI
-
-
[isim]
Aracı, aracılık eden kimse
-
[isim]
Aracı, aracılık eden kimse
- SİYANÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hidrosiyanik asidin tuzu veya esteri olan çok güçlü bir zehir
-
[isim]
Hidrosiyanik asidin tuzu veya esteri olan çok güçlü bir zehir
- YANAŞIK
-
-
[sıfat]
Yanaşmış bir durumda olan
-
[sıfat]
Yanaşmış bir durumda olan
- YANSIMA
-
-
[isim]
Yansımak işi
- "Balkon penceresinden dolan ışık, ak saçlarından süt mavisi yansımalar yapıyor." (Atilla İlhan)
-
Işık dalgaları yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirme, inikâs
- "Durgun denizler yıldızların yansımasıyla yıldızlandı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Doğa seslerine benzer seslerle yapılan kelime, taklidî kelime, onomatope: Gürültü, şırıltı, bıngıldak, güm güm, vızıldamak vb
-
[isim]
Yansımak işi
- YANITLI
-
-
[sıfat]
Cevaplı, cevabı olan
-
[sıfat]
Cevaplı, cevabı olan
- SIYANET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma
-
[isim]
Koruma
- CEREYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- "Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Düzbel'de cereyan eden meydan muharebesini İkinci Kılıç Arslan kazandı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir şeyin gelişme, olma durumu
- "En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına bırakmak." (Refik Halit Karay)
-
Aynı eğilimde olan, aynı görüşü paylaşan kimselerin oluşturduğu hareket
- "Aşırı ırkçılık cereyanlarının yalancı şahidi olarak sahneye çıkarıldı." (Cemil Meriç)
-
Akım
- "Elektrik cereyanı."
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- YANAKLI
-
-
[sıfat]
Yanağı olan
- "Halil al yanaklı, ürkek gözlü, köse bir simitçidir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Yanağı olan
- YANKILI
-
-
[sıfat]
Yankısı olan
-
[sıfat]
Yankısı olan