İçinde yan olan 7 harfli 49 kelime var. İçerisinde YAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yan olan kelimeler listesine ya da Sonu yan ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AYN, YAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DAYANMA
-
-
[isim]
Dayanmak işi
-
[isim]
Dayanmak işi
- GASEYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İç bulantısı
- "O, hem gaseyan ediyor hem göğsünü, bağrını paralıyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
Kusma
-
[isim]
İç bulantısı
- CEREYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- "Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Düzbel'de cereyan eden meydan muharebesini İkinci Kılıç Arslan kazandı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir şeyin gelişme, olma durumu
- "En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına bırakmak." (Refik Halit Karay)
-
Aynı eğilimde olan, aynı görüşü paylaşan kimselerin oluşturduğu hareket
- "Aşırı ırkçılık cereyanlarının yalancı şahidi olarak sahneye çıkarıldı." (Cemil Meriç)
-
Akım
- "Elektrik cereyanı."
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- GALEYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaynama
- "... bir an çalgılar sustu, herkes şaşırmıştı, kimse padişahın birdenbire galeyana gelmesinin sebebini bilmiyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Coşma
- "Bu uzvi acı, onu galeyanın son raddesine getirerek ağlattı." (Peyami Safa)
- "Bunu düşündükçe galeyan eden arzusu, can sıkıntısını artırıyordu." (Peyami Safa)
-
Coşku
-
[isim]
Kaynama
- AMİYANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kibarca olmayan, bayağı
- "Hem, bu çeşit amiyane işler diplomatın nesine?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sıradan
- "Kupkuru bir ad hem de satılmış gibi pek amiyane bir ad." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[sıfat]
Kibarca olmayan, bayağı
- BOYANIŞ
-
-
[isim]
Boyanma işi veya biçimi
-
[isim]
Boyanma işi veya biçimi
- YANILMA
-
-
[isim]
Yanılmak işi
- "Onların hakkımızda yanılmaları bizim istediğimiz noksandan değil..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Yanılmak işi
- OKYANUS
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Kıtaları birbirinden ayıran engin, açık deniz, ana deniz, umman
- "Atlas Okyanusu. Hint Okyanusu."
-
[isim]
Kıtaları birbirinden ayıran engin, açık deniz, ana deniz, umman
- YANILTI
-
-
[isim]
Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık, sehiv
-
[isim]
Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık, sehiv
- SİYANÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hidrosiyanik asidin tuzu veya esteri olan çok güçlü bir zehir
-
[isim]
Hidrosiyanik asidin tuzu veya esteri olan çok güçlü bir zehir
- YANAŞMA
-
-
[isim]
Yanaşmak işi
- "Ufak çocukların sigara yakmak için yanaşmalarına içerlemişimdir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Genellikle bir çiftçi yanında çalışan işçi, tutma
- "Yanaşmanın dediklerini ... tercüme etmekteydim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yanaşmak işi
- DAYANAK
-
-
[isim]
Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet
-
Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt
-
Destek, dayanak noktası
- "Söylenenleri destekliyor, onlara dayanak oluyordu." (Tarık Buğra)
-
Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel
-
[isim]
Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet
- YANARCA
-
-
[isim]
Meşale
- "Gılgamış'ın açık ordugâhı, yalçın kayalıklar arasında, giriş yanarcalarla donanmıştır." (Orhan Asena)
-
[isim]
Meşale
- BOYANMA
-
-
[isim]
Boyanmak işi
-
[isim]
Boyanmak işi
- YANKILI
-
-
[sıfat]
Yankısı olan
-
[sıfat]
Yankısı olan
- YANSICA
-
-
[isim]
Başkasının yaptığı hareket ve davranışları anlamsız olarak tekrarlama, ekopraksi
-
[isim]
Başkasının yaptığı hareket ve davranışları anlamsız olarak tekrarlama, ekopraksi
- DAYANIŞ
-
-
[isim]
Dayanma işi veya biçimi
-
[isim]
Dayanma işi veya biçimi
- UYANMAK
-
-
[nsz]
Uyku durumundan çıkmak
-
Bitkiler canlanıp yeşermeye başlamak
- "Tomurcuklar patlamış, tabiat iyiden iyiye uyanmıştı." (Burhan Felek)
-
Belirmek, ortaya çıkmak, depreşmek
- "Leman Hanım'ın seni sevdiğini söyleyince sende de ona karşı bir meyil uyandığından eminim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek
-
Bilgisizlikten kurtulmak
-
[nsz]
Uyku durumundan çıkmak
- PİYANGO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Düzenleyenlerce bastırılmış numaralı kâğıtları satın alanlar içinden, kazananların kura ile belirlendiği talih oyunu
- "Millî piyango."
-
Beklenmedik olay veya durum
-
[isim]
Düzenleyenlerce bastırılmış numaralı kâğıtları satın alanlar içinden, kazananların kura ile belirlendiği talih oyunu
- YANŞAMA
-
-
[isim]
Yanşamak işi
-
[isim]
Yanşamak işi