İçinde yak olan 8 harfli 37 kelime var. İçerisinde YAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yak olan kelimeler listesine ya da Sonu yak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİYAKLAZ
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Çatlak
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Çatlak
                    
                    
- İNSİYAKİ
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [sıfat]
                    
                        İçgüdülü
                    
                    - "Onları gören yolcular da insiyaki bir hareketle ayaklandılar." (Aka Gündüz)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        İçgüdülü
                    
                    
- YAKMALIK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yakmaya ayrılmış yakacak
                    
                    
- 
                    
                        Ölülerin yakıldığı yer, krematoryum
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yakmaya ayrılmış yakacak
                    
                    
- TEYAKKUZ
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Uyanıklık, saklık
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Uyanıklık, saklık
                    
                    
- KIYAKLIK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kıyak olma durumu
                    
                    
- 
                    
                        Kıyakçıya yakışır davranış
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kıyak olma durumu
                    
                    
- DAYAKSIZ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Dayağı olmayan
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Dayağı olmayan
                    
                    
- YAKANTOP
- ...
- AĞIRAYAK
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Doğurması yakın (kadın)
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Doğurması yakın (kadın)
                    
                    
- YAKINSAK
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Tek bir noktaya yöneltme niteliği taşıyan (mercek)
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Tek bir noktaya yöneltme niteliği taşıyan (mercek)
                    
                    
- YAKALAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yakalamak işi
                    
                    
- 
                    
                        Sanığın yargıç kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi
                    
                    - "Yakalama veya tutuklama sebepleri ... hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir." (Anayasa)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yakalamak işi
                    
                    
- AYAKYOLU
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Tuvalet
                    
                    - "Dostlarından birine kızdı mı onun salonda asılı duran resmini alır, ayakyolunun duvarına asar." (Salâh Birsel)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Tuvalet
                    
                    
- AYAKÜSTÜ
- 
    - 
                        [zarf]
                    
                        Oturmadan, ayakta durarak
                    
                    - "Makasçı, ayaküstü bana gayet basit kelimelerle bir dram anlattı." (Reşat Nuri Güntekin)
 
- 
                    
                        Kısa sürede, acele olarak, ayaküzeri
                    
                    
- 
                        [isim]
                    
                        Hazır yemek
                    
                    
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Oturmadan, ayakta durarak
                    
                    
- MÜZAYAKA
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Sıkıntı, darlık, parasızlık
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Sıkıntı, darlık, parasızlık
                    
                    
- YAKINMAK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak
                    
                    - "Kına yakınmak."
 
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak
                    
                    
- YAKLAŞMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yaklaşmak işi, iktiran
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yaklaşmak işi, iktiran
                    
                    
- YAKINDAN
- 
    - 
                        [zarf]
                    
                        Yakın bir yerden, yakın olarak
                    
                    - "Yakından bakılırsa iyi görülür."
 
- 
                    
                        Çok dikkatli, titiz bir biçimde
                    
                    - "Hükûmet gibi müttefik kuvvetlerin ajanları da olayları yakından gözetliyorlardı." (Tarık Buğra)
 
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Yakın bir yerden, yakın olarak
                    
                    
- AYAKALTI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Gelip geçenlerin çok olduğu yer
                    
                    - "Burası o kadar ayakaltı idi ki değme polis hafiyesinin aklına gelmezdi." (Aka Gündüz)
- "Bunlar kolay kolay ayakaltına alınamaz, değil mi?" (Reşat Nuri Güntekin)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Gelip geçenlerin çok olduğu yer
                    
                    
- AYAKKABI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Genellikle sokakta giyilen ve altı kösele, lastik vb. dayanıklı maddelerden yapılan giyecek, başmak, pabuç
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Genellikle sokakta giyilen ve altı kösele, lastik vb. dayanıklı maddelerden yapılan giyecek, başmak, pabuç
                    
                    
- YAKTIRMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yaktırmak işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yaktırmak işi
                    
                    
- KARDİYAK
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Kalp hastalığı olan kimse
                    
                    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Kalple ilgili
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kalp hastalığı olan kimse
                    
                    
