İçinde yak olan 8 harfli 37 kelime var. İçerisinde YAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yak olan kelimeler listesine ya da Sonu yak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AYAKLAMA
-
-
[isim]
Ayaklamak işi
-
[isim]
Ayaklamak işi
- YAKLAŞIK
-
-
[sıfat]
Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî
- "Yaklaşık bir hesap. Yaklaşık bir sayı."
-
[sıfat]
Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî
- AYAKÜSTÜ
-
-
[zarf]
Oturmadan, ayakta durarak
- "Makasçı, ayaküstü bana gayet basit kelimelerle bir dram anlattı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kısa sürede, acele olarak, ayaküzeri
-
[isim]
Hazır yemek
-
[zarf]
Oturmadan, ayakta durarak
- YAKINMAK
-
-
[nsz]
Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak
- "Kına yakınmak."
-
[nsz]
Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak
- YAKUTİYE
- ...
- YAKILMAK
-
-
[nsz]
Yakma işi yapılmak
- "Ateş yakılmak, kına yakılmak."
-
[nsz]
Yakma işi yapılmak
- TEYAKKUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyanıklık, saklık
-
[isim]
Uyanıklık, saklık
- KAYAKEVİ
-
-
[isim]
Kayak yapılan yerlerde kurulmuş tesis
-
[isim]
Kayak yapılan yerlerde kurulmuş tesis
- KARDİYAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kalp hastalığı olan kimse
-
[sıfat]
Kalple ilgili
-
[isim]
Kalp hastalığı olan kimse
- YAKARMAK
-
-
[-e]
Israrla istemek, yalvarmak
- "Yalvarmak, yakarmak nafile bugün / Gözünün yaşına bakmadan gider." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Tanrı'ya içten yalvararak dua etmek, niyaz etmek
-
[-e]
Israrla istemek, yalvarmak
- FİYAKACI
-
-
Gösterişçi, cakacı, fiyaka yapan kimse
- "Çok fiyakacı bir oğlandı." (Haldun Taner)
-
Gösterişçi, cakacı, fiyaka yapan kimse
- YAKTIRMA
-
-
[isim]
Yaktırmak işi
-
[isim]
Yaktırmak işi
- YAPYAKIN
-
-
[zarf]
Çok yakın
- "Birimizin erişilmez uzaklarda gördüğünü öbürümüz yapyakın görüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Çok yakın
- YAKINLIK
-
-
[isim]
Yakın olma durumu
- "Ayrı ayrı anlıyorum da aralarında ne yakınlık var, çıkaramadım." (Memduh Şevket Esendal)
- "İkisi de birbirlerine yakınlık duyuyorlardı." (Refik Halit Karay)
- "O, Türkiye'de üç yerden yakınlık gördü." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Ben merhumla yakınlık kurmuş bahtiyarlardan değilim." (Burhan Felek)
-
Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi
-
[isim]
Yakın olma durumu
- YAKINDAN
-
-
[zarf]
Yakın bir yerden, yakın olarak
- "Yakından bakılırsa iyi görülür."
-
Çok dikkatli, titiz bir biçimde
- "Hükûmet gibi müttefik kuvvetlerin ajanları da olayları yakından gözetliyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Yakın bir yerden, yakın olarak
- AYAKYOLU
-
-
[isim]
Tuvalet
- "Dostlarından birine kızdı mı onun salonda asılı duran resmini alır, ayakyolunun duvarına asar." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Tuvalet
- AYAKALTI
-
-
[isim]
Gelip geçenlerin çok olduğu yer
- "Burası o kadar ayakaltı idi ki değme polis hafiyesinin aklına gelmezdi." (Aka Gündüz)
- "Bunlar kolay kolay ayakaltına alınamaz, değil mi?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Gelip geçenlerin çok olduğu yer
- MANYAKÇA
-
-
[sıfat]
Manyağa yakışan
-
[zarf]
Manyağa yakışır biçimde
-
[sıfat]
Manyağa yakışan
- KIRKAYAK
-
-
[isim]
Eklem bacaklıların çok ayaklılar sınıfına giren, taşların altında yaşayan, vücudu yuvarlak ve uzun bir böcek (Julus terrestris)
-
Kasık biti
-
[isim]
Eklem bacaklıların çok ayaklılar sınıfına giren, taşların altında yaşayan, vücudu yuvarlak ve uzun bir böcek (Julus terrestris)
- YAKANTOP
- ...