İçinde yak olan 11 harfli 14 kelime var. İçerisinde YAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yak olan kelimeler listesine ya da Sonu yak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIYAKLAŞMAK
-
-
[nsz]
Kıyak duruma gelmek
-
[nsz]
Kıyak duruma gelmek
- MANYAKLAŞMA
-
-
[isim]
Manyaklaşmak işi
-
[isim]
Manyaklaşmak işi
- DAYAKLANMAK
-
-
[nsz]
Dayaklama işi yapılmak
-
[nsz]
Dayaklama işi yapılmak
- AYAKKABILIK
-
-
[isim]
Ayakkabı konulan yer, ayakkabı dolabı
-
[sıfat]
Ayakkabı yapmaya elverişli olan (deri, kösele vb.)
-
[isim]
Ayakkabı konulan yer, ayakkabı dolabı
- YAKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
- "Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uygun ve yerinde görmek, iyi karşılamak
- "Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı." (Tarık Buğra)
-
Uydurmak
-
Bir durum veya niteliği bir kimse için düşünmek, yormak
-
[-i]
Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
- CIYAKLATMAK
-
-
[-i]
Cıyaklamasına sebep olmak
-
[-i]
Cıyaklamasına sebep olmak
- YAKINSAKLIK
-
-
[isim]
Yakınsak olma durumu
-
[isim]
Yakınsak olma durumu
- AMONYAKLAMA
-
-
[isim]
Amonyaklamak işi
-
[isim]
Amonyaklamak işi
- AKARYAKITÇI
-
-
[isim]
Akaryakıt satan kimse
-
[isim]
Akaryakıt satan kimse
- YAKLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Yaklaştırmak işi
-
[isim]
Yaklaştırmak işi
- SİBAKUSİYAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Siyakusibak
-
[isim]
Siyakusibak
- SİYAKUSİBAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözdeki uygunluk ve tutarlılık
-
[isim]
Sözdeki uygunluk ve tutarlılık
- YAKINLAŞMAK
-
-
[nsz]
Yakın bir duruma gelmek, yaklaşmak
- "Yer çok aşağılarda kalmış, gök yakınlaşmış gibime gelirdi." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Aralarındaki ilgi, sevgi daha güçlü bir duruma gelmek
- "Doktor Hikmet'i, onlara büsbütün yakınlaşmaktan, onlarla dilediği gibi haşır neşir olmaktan menediyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Yakın bir duruma gelmek, yaklaşmak
- YAKLAŞILMAK
-
-
[-e]
Yaklaşma işi yapılmak
-
[-e]
Yaklaşma işi yapılmak