İçinde vu olan 8 harfli 48 kelime var. İçerisinde VU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vu olan kelimeler listesine ya da Sonu vu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜSTÇAVUŞ
-
-
[isim]
Orduda astsubaylığın ikinci aşaması olan, çavuşla başçavuş arasındaki görevli
-
[isim]
Orduda astsubaylığın ikinci aşaması olan, çavuşla başçavuş arasındaki görevli
- KAVURMAÇ
-
-
[isim]
Kavrulmuş buğday
-
[isim]
Kavrulmuş buğday
- TAVUKLAR
-
-
[isim]
Tavuksular takımının bir alt takımı
-
[isim]
Tavuksular takımının bir alt takımı
- VURUŞKAN
-
-
[sıfat]
Dövüşken
-
[sıfat]
Dövüşken
- SAVUŞMAK
-
-
[nsz]
Bulunduğu yerden aceleyle, gizlice veya dikkati çekmeden ayrılmak
- "Hemen dükkâna koşuyorum, acele acele bir iki gazete alıp savuşuyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yemek kotaracağım diye savuşup gitti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Hastalık veya başka kötü bir durum geçmek, iyileşmek
-
[nsz]
Bulunduğu yerden aceleyle, gizlice veya dikkati çekmeden ayrılmak
- AVUTULMA
-
-
[isim]
Avutulmak işi
-
[isim]
Avutulmak işi
- ÇAVULDUR
- ...
- BAVULSUZ
-
-
[sıfat]
Bavulu olmayan
-
[sıfat]
Bavulu olmayan
- KAVUŞMAK
-
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- "Biz 1923'te bir Mustafa Kemal'e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek
- "Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Katılmak
- "Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Bir araya gelmek, birleşmek
- "Ceketin önü kavuşmuyor."
-
[nsz]
Güneş batmak
-
Varmak, ulaşmak
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- VUKUFSUZ
-
-
[sıfat]
Bilgisiz
-
[sıfat]
Bilgisiz
- DALKAVUK
-
-
[isim]
Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, şaklaban, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak
- "Bunları yaparken hiçbir zaman kendini dalkavuk vaziyetine düşürmez." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Saraylarda devlet büyüklerini nükteli sözlerle eğlendiren kimse
-
[isim]
Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, şaklaban, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak
- VURDURMA
-
-
[isim]
Vurdurmak işi
-
[isim]
Vurdurmak işi
- VURGUNCU
-
-
Para dalgalanmalarından yararlanarak kolay yoldan kazanç elde eden, muhtekir, spekülatör
- "Yukarıdaki hikâyemin kahramanlarıyla dolu binbir çarşıda, binbir vurguncuyu yakalamak imkânsızdır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Para dalgalanmalarından yararlanarak kolay yoldan kazanç elde eden, muhtekir, spekülatör
- HAVUZCUK
-
-
[isim]
İdrar borularının böbrekle birleştikleri yerde huni biçimindeki genişlik
-
[isim]
İdrar borularının böbrekle birleştikleri yerde huni biçimindeki genişlik
- AVUÇLAMA
-
-
[isim]
Avuçlamak işi
-
[isim]
Avuçlamak işi
- ÇAVUŞLUK
-
-
[isim]
Çavuş olma durumu veya görevi
-
Çavuş rütbesi
-
[isim]
Çavuş olma durumu veya görevi
- SAVURTUŞ
-
-
[isim]
Savurtma işi veya durumu
- "Omuzlarına dalga dalga inen bal sarısı saçlarını, başının bir hareketiyle şöyle geriye savurtuşu, unutulur gibi miydi?" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Savurtma işi veya durumu
- AVUTULUŞ
-
-
[isim]
Avutulma işi veya biçimi
-
[isim]
Avutulma işi veya biçimi
- AVUNULMA
-
-
[isim]
Avunulma işi
-
[isim]
Avunulma işi
- VURUNMAK
-
-
[nsz]
Kendine vurmak
-
Giyinmek, örtünmek
- "Yaşmak vurunmak."
-
Koymak
-
[nsz]
Kendine vurmak