İçinde vu olan 8 harfli 48 kelime var. İçerisinde VU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vu olan kelimeler listesine ya da Sonu vu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÜSTÇAVUŞ

  1. [isim] Orduda astsubaylığın ikinci aşaması olan, çavuşla başçavuş arasındaki görevli

VURGUSUZ

  1. [sıfat] Vurgu ile söylenmeyen
    • "Vurgusuz kelime."

AVUTULMA

  1. [isim] Avutulmak işi

VURGUNCU

  1. Para dalgalanmalarından yararlanarak kolay yoldan kazanç elde eden, muhtekir, spekülatör
    • "Yukarıdaki hikâyemin kahramanlarıyla dolu binbir çarşıda, binbir vurguncuyu yakalamak imkânsızdır." (Sait Faik Abasıyanık)

SAVUNUCU

  1. Bir şeyi savunan kimse, müdafi
    • "Bu türlü hak savunucularının türlüsüyle karşılaştım hayatımda." (Necati Cumalı)
  2. Savunma oyuncusu

SAVURTUŞ

  1. [isim] Savurtma işi veya durumu
    • "Omuzlarına dalga dalga inen bal sarısı saçlarını, başının bir hareketiyle şöyle geriye savurtuşu, unutulur gibi miydi?" (Atilla İlhan)

BAŞÇAVUŞ

  1. [isim] Astsubay başçavuş
    • "Başçavuş, kalabalığı dağıtmaya çalışan jandarmalara seslendi." (Necati Cumalı)
  2. Yeniçeri Ocağının çavuşu

GAVURLUK
...
TAVUKLAR

  1. [isim] Tavuksular takımının bir alt takımı

SAVURTMA

  1. [isim] Savurtmak işi

ÇAVUŞLUK

  1. [isim] Çavuş olma durumu veya görevi
  2. Çavuş rütbesi

VURDURMA

  1. [isim] Vurdurmak işi

VURUŞKAN

  1. [sıfat] Dövüşken

AVUNULMA

  1. [isim] Avunulma işi

KAVUŞMAK

  1. [-e] Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
    • "Biz 1923'te bir Mustafa Kemal'e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek
    • "Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  3. Katılmak
    • "Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
  4. [nsz] Bir araya gelmek, birleşmek
    • "Ceketin önü kavuşmuyor."
  5. [nsz] Güneş batmak
  6. Varmak, ulaşmak

KAVUNİÇİ

  1. [isim] Pembeye çalan sarı renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Kavuniçi gecelik."

SAVUNMAK

  1. [-i] Herhangi bir saldırıya karşı koymak, saldırıya karşı korumak, müdafaa etmek
  2. Hareket veya düşünceyi söz ve yazı ile doğru, haklı göstermeye çalışmak
  3. Yapılan bir suçlamaya veya ithama karşı kendi haklı gösterecek sebepler ileri sürmek
  4. Bir kişiyi desteklemek, ona arka çıkmak
  5. Futbolda bir takım kendi kalesini korumak için oyun süresince çaba göstermek

HAVUZCUK

  1. [isim] İdrar borularının böbrekle birleştikleri yerde huni biçimindeki genişlik

KOVULMAK

  1. [nsz] Kovma işine konu olmak veya kovma işi yapılmak
    • "Evdekilerle boyuna çatışmaya başlamam yüzünden evden kovuldum." (Çetin Altan)

KAVUKSUZ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü