İçinde vu olan 5 harfli 32 kelime var. İçerisinde VU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vu olan kelimeler listesine ya da Sonu vu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAVUN

  1. [isim] Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir bitki (Cucum)
  2. Bu bitkinin genellikle güzel kokulu, sulu ve etli meyvesi

VURGU

  1. [isim] Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan

VURMA

  1. [isim] Vurmak işi

VUSUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ulaşma, varma

TAVUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tavus kuşu

VURUK

  1. [sıfat] Çarpık, çarpılmış

KAVUK

  1. [isim] Pamuktan yapılmış, üzerine sarık sarılan erkek başlığı
    • "Vezir kavuğu."
    • "Boş bulundun, oğlum, hiç olmazsa bir iki saat kavuk sallayacaksın." (Memduh Şevket Esendal)
  2. İçi boş şey
  3. İdrar torbası

VUKUF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlama, bilme, bilgi
    • "Kuzenim, mektuplarında Fransız edebiyatına da vukufunuzdan uzun uzadıya bahsediyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KOVUŞ

  1. [isim] Kovma işi veya biçimi

AVUNÇ

  1. [isim] Avuntu, teselli

SAVUR
...
LAVUK

  1. [sıfat] Gereksiz konuşan (kimse)

ÇAVUŞ

  1. [isim] Bir işin veya işçilerin başında bulunan ve onları yöneten sorumlu kimse
  2. Osmanlı Devleti teşkilatında çeşitli hizmetler yapan görevli
  3. Osmanlı ordusunda üst komutanların buyruklarını ast komutanlara ulaştıran görevli
  4. Onbaşıdan sonra gelen ve görevi manga komutanlığı olan erbaş
    • "Katanaların birinin üstünde bir topçu çavuşu oturuyor." (Refik Halit Karay)
  5. Askerî okullarda sınıf başkanı
    • "İki ay içinde üstünlüğünü tanıtarak sınıfının çavuşu olmuştur." (Falih Rıfkı Atay)

KOVUK

  1. [isim] Bir şeyin oyuk durumunda bulunan iç bölümü
    • "Arada sırada ben de sığınacak kovuk ararım." (Tarık Buğra)

MEVUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Vadolunmuş, söz verilmiş

KAVUT

  1. [isim] Kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununa şeker veya tatlı yemiş katılarak yapılan yiyecek
    • "... ama bir yanı da kavut alamama, sapan atamama, ... yalnızlığını yaşıyor." (Adalet Ağaoğlu)
  2. Güneşte kurutulmuş peynir

VURUŞ

  1. [isim] Vurma işi veya biçimi
    • "Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var." (Peyami Safa)
  2. Bir ölçüyü oluşturan eşit sürelerden her biri, darp
    • "İki vuruşu olan ölçü."
  3. Bir kuvvetin etkileme süresi ile şiddetinin çarpımından çıkarılan nicelik

TAVUK

  1. [isim] Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı (Gallus)
    • "A, o nasıl lakırtı, dedi. Bunlar da tavuk ayağı yemişler, ağızlarında bakla ıslanmıyor." (Memduh Şevket Esendal)

DAVUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı, bateri
    • "Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum." (Falih Rıfkı Atay)

AVURT

  1. [isim] Yanağın ağız boşluğu hizasına gelen bölümü
    • "Biri avurtlarını şişirip dümbelek çalmaya, diğeri zurna üflemeye başlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Kırkını bitirmek üzeredir. Saçları dökülmüş, avurtları birbirine geçmiştir." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü