İçinde ve olan 8 harfli 159 kelime var. İçerisinde VE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ve olan kelimeler listesine ya da Sonu ve ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EV, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUKAVVES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kavisli, eğri, eğmeçli
-
[sıfat]
Kavisli, eğri, eğmeçli
- BAŞVEZİR
- ...
- MÜŞAVERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Danışma, danış
-
[isim]
Danışma, danış
- MUSAVVER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Resim konulmuş, resimli
-
Zihinde tasarlanmış, düşünülmüş olan
-
[sıfat]
Resim konulmuş, resimli
- ATIVERME
-
-
[isim]
Atıvermek işi
-
[isim]
Atıvermek işi
- DAVETSİZ
-
-
[sıfat]
Çağrılmayan
-
Çağrılmaksızın, çağrılmadan
-
[sıfat]
Çağrılmayan
- MÜŞEVVEŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Belirsiz, karışık, düzensiz
-
[sıfat]
Belirsiz, karışık, düzensiz
- AÇIVERME
-
-
[isim]
Açıvermek işi
-
[isim]
Açıvermek işi
- MÜVEKKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini kendine vekil olarak seçen erkek
-
[isim]
Birini kendine vekil olarak seçen erkek
- TEVEHHÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuruntuya düşme
-
[isim]
Kuruntuya düşme
- EHVENLİK
-
-
[isim]
Ehven olma durumu, ehveniyet
-
[isim]
Ehven olma durumu, ehveniyet
- REVOLVER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fişek koymaya yarayan bölümü silindir biçiminde ve namlu gerisinde olan, tek parçadan oluşmuş tabanca, altıpatlar
- "Sedef ve gümüş kakmalı bıçaklara, revolverlere meraklıydı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Fişek koymaya yarayan bölümü silindir biçiminde ve namlu gerisinde olan, tek parçadan oluşmuş tabanca, altıpatlar
- TEVECCÜH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yana doğru yönelme, yüzünü çevirme
- "Göstermiş olduğunuz teveccühe karşı çok teşekkür ederim." (Refik Halit Karay)
-
Güler yüz gösterme, yakınlık duyma, hoşlanma, sevme
- "O da benim gibi Avrupa görmüş ihtisas sahibi kart bir gencin teveccühünden memnundur." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bir yana doğru yönelme, yüzünü çevirme
- ELVERMEK
-
-
[nsz]
Yetmek, yetecek kadar olmak
- "Bu kadar bana elverir."
- "Elverir ki bir gün bana, derinden, / Ta derinden bir gün bana "Gel" desin"." (Ahmet Kutsi Tecer)
-
Uygun gelmek
- "O her vakit, benim zaman elverirse pek çok çalışabileceğimi söyler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Yetmek, yetecek kadar olmak
- NORVEÇÇE
- ...
- VESİKALI
-
-
[sıfat]
Belgesi olan
-
Genelevde çalışmak için elinde resmî izin kâğıdı bulunan (kadın)
- "İki elin kanda olsa gel diyor / Telgrafın / Nasıl unuturum seni ben / Vesikalı yârim." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Belgesi olan
- VERGİSİZ
-
-
[sıfat]
Vergisi olmayan, vergi ödenmeyen
-
[sıfat]
Vergisi olmayan, vergi ödenmeyen
- DÜVESİME
-
-
[isim]
Düvesimek işi veya durumu
-
[isim]
Düvesimek işi veya durumu
- YAVERLİK
-
-
[isim]
Yaver olma durumu
- "Kocası Bavyera sarayında yaverlikte bulunmuş, muharebede vefat etmişti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Yaverin görevi veya makamı
-
[isim]
Yaver olma durumu
- EZİVERME
- ...