İçinde ve olan 7 harfli 111 kelime var. İçerisinde VE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ve olan kelimeler listesine ya da Sonu ve ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EV, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FEVERAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fışkırma, kaynama
- "Beni dinlemeden öyle feveran etme ... hiddetlenme!" (Ercüment Ekrem Talu)
-
Birdenbire öfkelenme, köpürme, parlama
- "Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak hassası da bizde çok eksik." (Haldun Taner)
-
[isim]
Fışkırma, kaynama
- HALVETİ
- ...
- MÜVEZZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dağıtıcı
- "Posta müvezzisi."
-
[isim]
Dağıtıcı
- ÖZVEREN
-
-
[sıfat]
Özverili
-
[sıfat]
Özverili
- ŞVESTER
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Hemşire
- "Ara sıra geniş koridordan, yatak odalarına ve sofraya bakan şvesterler geçiyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kız kardeş
-
[isim]
Hemşire
- DÜVENCİ
-
-
[isim]
Harman zamanı düven sürmek için tutulan çocuk
-
Düven yapan veya satan kişi
- "Düvenci ustası isterim, duvarcı ustası isterim." (Nezihe Araz)
-
[isim]
Harman zamanı düven sürmek için tutulan çocuk
- VERİNTİ
-
-
[isim]
Bir dilden başka bir dile verilen söz
-
[isim]
Bir dilden başka bir dile verilen söz
- İŞVESİZ
- ...
- VERGİCİ
-
-
[isim]
Tahsildar
-
[isim]
Tahsildar
- VESVESE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuruntu
- "Etrafı su olduğu için acaba kökünü bırakıp yüzüverir mi, diye içime bir vesvese girer." (Burhan Felek)
-
[isim]
Kuruntu
- EVVELKİ
-
-
[sıfat]
Önce olan, önceki
- "Feyziye'nin en parlak devri hürriyetten evvelki devre tesadüf eder." (Refik Halit Karay)
-
İki önceki
- "Evvelki günkü at hadisesinden hiçbirine bahsetmemişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Önce olan, önceki
- EVERMEK
-
-
[-i]
Evlendirmek
-
[-i]
Evlendirmek
- KEREVET
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
- "Bir kenarda tahta kerevet biçimli bir şey duvara dayanmış duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
- VERANDA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Camlı taraça
- "... içeriye doğru veranda şeklinde bir girinti yapıp salonun cumba köşesine dayanır." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Üstü kapalı ve çevresi camlı balkon
-
[isim]
Camlı taraça
- ELVERME
-
-
[isim]
Elvermek işi veya durumu
-
[isim]
Elvermek işi veya durumu
- VERECEK
-
-
[isim]
Birine verilmesi gereken para, borç, alacak karşıtı
-
[isim]
Birine verilmesi gereken para, borç, alacak karşıtı
- İVEDİLİ
-
-
[sıfat]
Acil
-
[sıfat]
Acil
- İSLOVEN
- ...
- VERİMLİ
-
-
[sıfat]
Verimi iyi ve bol olan, bitek, randımanlı, mahsuldar, mümbit, müsmir
- "Verimli toprak."
-
Kendisinden beklenen sonucu veren, semereli
- "Eğer bu beğeniş ve güven gerçek bilgi ve ihtisasa dayansaydı şüphesiz daha sağlam, daha verimli olurdu." (Refik Halit Karay)
-
Çok yazan, velut
- "Sonra, sahiden verimli bir de kalemi var!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Verimi iyi ve bol olan, bitek, randımanlı, mahsuldar, mümbit, müsmir
- KASAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzüntü, tasa, kaygı, sıkıntı
- "Dövüşen yiğitler de boyanır kana / Kasavet mi çeker seni doğuran ana." (H. Türküsü)
-
[isim]
Üzüntü, tasa, kaygı, sıkıntı