İçinde ve olan 5 harfli 71 kelime var. İçerisinde VE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ve olan kelimeler listesine ya da Sonu ve ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EV, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VEBAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Günah
- "Bu işin vebali vardır."
- "Başını alıp kaçar da bir belaya uğrarsa vebal altında kalırsın." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Günah
- CEZVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kahve pişirmeye yarayan, saplı, küçük kap
-
[isim]
Kahve pişirmeye yarayan, saplı, küçük kap
- VERGİ
-
-
[isim]
Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para
- "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar." (Burhan Felek)
- "Güzeli hiç zorlamadan ortaya koyabilmek herhâlde amatörlere vergi olsa gerek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik
-
[isim]
Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para
- VERİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplardamar
-
[isim]
Toplardamar
- CİLVE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz
- "Romantik devirlerde bu nevi cilvelere aşk mâni olurdu, şimdi de kültür." (Peyami Safa)
- "Değil mi ki cilveler yapıyorsun, kalkıp da bize erdemlilikten söz etme!" (Atilla İlhan)
-
Görünme, ortaya çıkma, tecelli
- "Denizin çok cilvelerini tattık, diyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz
- VERME
-
-
[isim]
Vermek işi
-
[isim]
Vermek işi
- İVEDİ
-
-
[sıfat]
Acele
-
Acil
-
[sıfat]
Acele
- ÇÖVEN
-
-
[isim]
Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki, sabun otu, helvacı kökü (Saponaria officinalis)
-
Çevgen
-
[isim]
Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki, sabun otu, helvacı kökü (Saponaria officinalis)
- VECİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kısa ve etkili (söz)
- "Bu bahsi çok veciz ve çok hazin bir ifadeyle anlatan..." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Kısa ve etkili (söz)
- KUVER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lokantalarda yemeklerin servisinden önce masaya serilen örtü
- "Çay bahçesinde kuver ücreti olarak bir milyon lira istediler."
-
Bu örtüyle birlikte çatal, bıçak, kaşık, şamdan, tuzluk vb. şeylerin servise sunulmasından dolayı alınan ücret
-
[isim]
Lokantalarda yemeklerin servisinden önce masaya serilen örtü
- DÜVER
-
-
[isim]
Yapılarda kullanılan kalın ağaç, direk, mertek
-
[isim]
Yapılarda kullanılan kalın ağaç, direk, mertek
- KEVEN
-
-
[isim]
Geven
-
[isim]
Geven
- TEVEK
-
-
[isim]
Asma, kavun, karpuz vb. bitkilerin sürgünü veya dalı
-
Üzüm kütüğü, çotuk
-
[isim]
Asma, kavun, karpuz vb. bitkilerin sürgünü veya dalı
- SÜVEN
-
-
[isim]
Bozuk ve gevşek arazide veya göçük açmada bağ direklerinin üst ve yanından arazi içine çakılarak sürülen ucu sivri direk veya kama
-
[isim]
Bozuk ve gevşek arazide veya göçük açmada bağ direklerinin üst ve yanından arazi içine çakılarak sürülen ucu sivri direk veya kama
- İSVEÇ
- ...
- VECİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüz, çehre
-
Yol, tarz
- "Saçlarını âdeti veçhile parmaklarıyla taradı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yüz, çehre
- GEYVE
- ...
- DÜVEN
-
-
[isim]
Harmanda ekinlerin sapı ve tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla çekilen, alt yüzünde keskin çakmak taşları dikine çakılı bulunan, kızak biçiminde araç
- "Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Harmanda ekinlerin sapı ve tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla çekilen, alt yüzünde keskin çakmak taşları dikine çakılı bulunan, kızak biçiminde araç
- BRÖVE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belli bir eğitimden sonra uçak kullanabilecek veya paraşütle atlayabilecek duruma gelmiş kimselere verilen yeterlik belgesi
-
[isim]
Belli bir eğitimden sonra uçak kullanabilecek veya paraşütle atlayabilecek duruma gelmiş kimselere verilen yeterlik belgesi
- DAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çağrı, çağırma
- "Bir bakanmışım gibi beni kürsüye davet etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Fakat kâbus içinde bunalmış bir kimse gibi bir türlü bu davete icabet edemez." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yemekli toplantı
- "Nevin'in her aklına estikçe yaptığı davetlerden biriydi." (Peyami Safa)
- "Kimin kimi istifaya davet edeceğini pek yakında gösterecekti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Çağrı, çağırma