İçinde varma olan 6 kelime var. İçerisinde VARMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında varma olan kelimeler listesine ya da Sonu varma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
YALVARMAK
SUVARMAK, YALVARMA
SUVARMA
VARMAK
VARMA
A A M R V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
MAVRA, VARMA
4 Harfli Kelimeler
ARMA, AVAM, AVAR
3 Harfli Kelimeler
AMA, ARA, RAM, VAR
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, AV, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YALVARMAK
-
-
[nsz]
Birinden ısrarla, kendine acındıracak sözlerle, saygılı bir biçimde bir şey istemek
- "Ferhunde Sultan'ı vermek için o kadar yalvarıyorlar da istemiyor." (Sermet Muhtar Alus)
- "Hasta olurlarsa hastaneye götürür, doktorlara, hademelere yalvar yakar olurmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Birinden ısrarla, kendine acındıracak sözlerle, saygılı bir biçimde bir şey istemek
- YALVARMA
-
-
[isim]
Yalvarmak işi
- "Sesin bu kadar yalvarmaya benzer, hüzne benzer perdesi olmasa..." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yalvarmak işi
- SUVARMAK
-
-
[-i]
Hayvana su vermek, su içirmek
- "Bülbülü suvardım altın tasınan / Gurbete yolladım kara yasınan." (Halk türküsü)
-
[-i]
Hayvana su vermek, su içirmek
- SUVARMA
-
-
[isim]
Suvarmak işi
-
[isim]
Suvarmak işi
- VARMAK
-
-
[-e]
Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak
- "Köye akşama doğru ancak varabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Var, bildiğini yap. Varsın gelmesin."
- "Renkli televizyona varıncaya kadar ne varsa aldı."
-
Belli bir duruma veya düzeye gelmek
- "Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı."
-
Hoş olmayan bir sona ermek
- "Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun." (Peyami Safa)
-
Bir şeyi iyice anlamak veya duymak
- "Tadına varmak. Sırrına varmak."
- "Varın söylen İrfani'ye yarım ölmesin." (İrfanî)
-
[-i]
Acımadan, çekinmeden yapmak
- "Eli varmak. Dili varmak."
-
Kadın, evlenmek
- "Gönül verdin derlerdi o delikanlıya / En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya." (Ahmet Muhip Dranas)
-
Bir durumdan başka duruma geçmek
- "Secdeye varmak. Uykuya varmak."
-
[-e]
Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak
- VARMA
-
-
[isim]
Varmak işi
- "Küçük kızımın, bir baytara nişanlıyken bir mektep çocuğu ile sevişip ona varmaya kalkıştığından tutturmuş, dedikodu ediyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Varmak işi