İçinde var olan 5 harfli 21 kelime var. İçerisinde VAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında var olan kelimeler listesine ya da Sonu var ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A R V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

VAR

2 Harfli Kelimeler

AR, AV, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VARIŞ

  1. [isim] Varma durumu veya biçimi
  2. Çabuk kavrayış, anlayış, güçlü seziş, irfan
  3. Bir yarışın son bulduğu yer, finiş

LİVAR

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Avlanan balıkları canlı olarak saklamak için ağzı içine doğru konik örülmüş sepet
    • "Keçi kellesinin ince derisini parça parça kesip de ağlara takmak için hazır edip livarına tıktığı zaman ..." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. İçinde diri balık saklanan, denizden ayrılmış havuz

YUVAR

  1. [isim] Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genellikle yuvarlak veya oval küçük cisim
  2. Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim

PUVAR
...
VARİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Toplardamar genişlemesi, ordubozan

VARMA

  1. [isim] Varmak işi
    • "Küçük kızımın, bir baytara nişanlıyken bir mektep çocuğu ile sevişip ona varmaya kalkıştığından tutturmuş, dedikodu ediyorlar." (Memduh Şevket Esendal)

VARGI

  1. [isim] Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç
    • "Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır. Bu tasımın ilk önermesine büyük önerme, ikincisine küçük önerme, sonuncusuna da vargı denir."

DUVAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem
  2. Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel
    • "Karabaş, bostan duvarının gölgesinde öğle uykusuna serilir." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Sonuç alınamayan yer
  4. Engel
    • "İki arkadaşın arasında aşılmaz bir duvar vardı."
  5. Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma

AVARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş, aylak
    • "Avare insanlar."
    • "Aşkıyla avare olduğum komşu güzeli." (Cahit Sıtkı Tarancı)

VARİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Olabileceği akla gelen
    • "Bu sizin söylediğiniz varit değil."
    • "İster birinci, ister ikinci ihtimal varit olsun, bunun o kadar önemi yoktur." (Haldun Taner)

EDVAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çağlar, devirler
    • "Hercümerç ettiğin edvara da yetmez o kitap / Seni ancak ebediyetler eder istiap." (Mehmet Akif Ersoy)
  2. Alaturka müzik kurallarını inceleyen eser

VARAN

  1. [sıfat] Bir olayın tek kalmayıp arkadan daha başkalarının gelebileceğini anlatmak için birden başlayarak sıra ile sayıların başına getirilen bir söz
    • "Varan bir. Varan iki."

VAROŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Kent veya kasabada dış mahalle
    • "Bütün kasabanın varoşları boyunca kıvrıla kıvrıla akıp giden bu çaya, ben yakın bir ilgiyle bağlıydım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

VARDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [ünlem] "Dikkat et, savul, destur" anlamlarında bir seslenme sözü

VARAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaprak
  2. Yazılı kâğıt, varaka
  3. Altın, gümüş veya başka madenler dövülerek oluşturulan ince, parlak yaprak

VARTO
...
CİVAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yöre, yakın yer, havali, dolay
    • "Büsbütün aşka geldi. O civar halkınca pek sevilen bir başka şarkıya geçti." (Haldun Taner)

VARTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tehlikeli durum
    • "O insanlar ki hayatın bir bakıma ne korkunç vartaları olabileceğini vaktinde anlamışlar, işlerini becerip kılıçlarını kuşanmışlar..." (Peyami Safa)
    • "Bu uzun zaman boyunca, kim bilir neler çekmiş, ne vartalardan atlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Her türlü vartayı kazasız belasız atlatıp..." (Atilla İlhan)

DAVAR

  1. [isim] Koyun ve keçiye verilen ortak ad
    • "Davar güden, tarlaya bakan, odun kesmeye giden hep benim..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Koyun veya keçi sürüsü
    • "Çoban davarı yaymaya götürdü."

AVARA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma
    • "Güreş boyunca iki yazar kendi savında direnir ve avara kasnak dönüp durur." (Salâh Birsel)
  2. [ünlem] Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut
  3. Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü