İçinde uzat olan 18 kelime var. İçerisinde UZAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uzat olan kelimeler listesine ya da Sonu uzat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

14 Harfli Kelimeler

UZATTIRIVERMEK

13 Harfli Kelimeler

UZATTIRIVERME

11 Harfli Kelimeler

UZATABİLMEK, UZATIVERMEK, UZATMAYALIM

10 Harfli Kelimeler

UZATABİLME, UZATIVERME, UZATTIRMAK

9 Harfli Kelimeler

UZATILMAK, UZATTIRMA

8 Harfli Kelimeler

AKUZATİF, UZATILMA, UZATMALI

7 Harfli Kelimeler

MARUZAT, UZATMAK

6 Harfli Kelimeler

UZATIM, UZATIŞ, UZATMA


Kelime bulma makinesi

A T U Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AUT, TUZ, UZA, ZAT

2 Harfli Kelimeler

AT, AZ, TA, TU, UT, UZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

UZATTIRIVERMEK
...
UZATTIRIVERME
...
UZATABİLMEK
...
UZATMAYALIM

  1. kısacası
    • "Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
    • "Uzatmayalım, bir tazminat lafıdır tutturdu." (Sait Faik Abasıyanık)

UZATIVERMEK
...
UZATIVERME
...
UZATTIRMAK
...
UZATABİLME
...
UZATTIRMA
...
UZATILMAK

  1. [nsz] Uzatma işi yapılmak

UZATMALI

  1. [sıfat] Süresi uzatılan
    • "Uzatmalı maç."

UZATILMA

  1. [isim] Uzatılmak işi veya durumu

AKUZATİF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belirtme durumu

MARUZAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
    • "Size maruzatım var."

UZATMAK

  1. [nsz] Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak
    • "Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
    • "Uzatmayalım, bir tazminat lafıdır tutturdu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [-i] Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
    • "Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
  3. [-e] Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
    • "Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana." (Aka Gündüz)
  4. Germek
    • "İp uzatmak."
  5. Konuşmayı sürdürmek
    • "Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar." (Memduh Şevket Esendal)
  6. [-e] Vermek, göndermek
    • "Can, topu Zeki'ye uzattı.."
  7. [-i] Süreyi artırmak, temdit etmek
    • "Meclis, olağanüstü hâl süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine ... süreyi uzatabilir..." (Anayasa)

UZATIŞ

  1. [isim] Uzatma işi veya biçimi
    • "Kelepçeli ellerini jandarmaya uzatışını hiçbir zaman unutmayacağım." (Necati Cumalı)

UZATMA

  1. [isim] Uzatmak işi, temdit
  2. Sıhhi tesisatçılıkta kısa boruları uzatmak için kullanılan, kısa boru parçası
  3. Bir ucu kıyıya bağlı durumda denize uzatılıp bırakılarak kullanılan balık ağı
  4. Ünlülerin uzun söylenişi
  5. Oyun içerisindeki duraklama dakikaları
  6. Eşit sayılarla biten bir elemeli oyunu, kazananın belli olması amacıyla, kurallarına uygun olarak belli bir süre daha sürdürmek

UZATIM

  1. [isim] Uzatma işi
    • "Süre uzatımı."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü