İçinde uyu olan 8 harfli 19 kelime var. İçerisinde UYU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uyu olan kelimeler listesine ya da Sonu uyu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
U U Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
UY
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DUYUMSUZ
-
-
[sıfat]
Duyumu olmayan
-
[sıfat]
Duyumu olmayan
- UYUTUMCU
- ...
- İMAMSUYU
- ...
- BUYURGAN
-
-
[sıfat]
Sık sık buyruk veren, buyruk verir gibi konuşan
- "Karısının buyurgan bilgiçliğine, yukardan ilgisine katlanabilmesi, artık son derece güç." (Atilla İlhan)
-
Kesin hüküm bildiren
- "Tümceyi sonlandıran buyurgan nokta yerine, sorulara açık, bitimsiz üç noktayı yeğlediklerini belirtmişti." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Sık sık buyruk veren, buyruk verir gibi konuşan
- DUYUMSAL
-
-
[sıfat]
Duyu organları ile ilgili
- "Duyumsal sinirler. İşitme, duyumsal bir görevdir."
-
Duyuma ait, duyumla ilgili
- "Nihayet toplumsal çöküşün birey üzerinde yarattığı düşünsel, duyumsal karmaşaya geçilir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Duyu organları ile ilgili
- UYUTULMA
-
-
[isim]
Uyutulmak işi
-
[isim]
Uyutulmak işi
- BUYURUCU
-
-
[isim]
Buyruk, emir veren kimse
-
[isim]
Buyruk, emir veren kimse
- DUYULMAK
-
-
[nsz]
Duyma işine konu olmak
- "Arada bir, küçük dalgaların kâh gülüştükleri, kâh ağlaştıkları duyulur." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[nsz]
Duyma işine konu olmak
- UYUTULUŞ
- ...
- DUYUÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Duyularla verilmeyen
-
Algılama yoluyla değil, düşünme ile kavranan
-
[sıfat]
Duyularla verilmeyen
- BUYURMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek
- "Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur." (Nurullah ataç)
- "Soldaki bahçeli kahveye buyur ettim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek
- "Bir şey mi buyurdunuz?"
- "Çok doğru buyuruyorsunuz." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-e]
Gelmek, gitmek, geçmek, girmek
- "Salona buyurmaz mısınız?" (Mithat Cemal Kuntay)
-
[-i]
Almak
- "Buyurunuz kahvenizi!" (Mehmet Emin Yurdakul)
-
[yardımcı fiil]
Etmek, eylemek
- "Size karşı derin hürmeti vardı, lütuf buyurur sorarsanız yalnızlığını hissetmez." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek
- UYUKLAMA
-
-
[isim]
Uyuklamak durumu
-
[isim]
Uyuklamak durumu
- DUYURTMA
- ...
- DUYURMAK
-
-
[-i]
Duymasını sağlamak
- "Sesini duyuramadığını anlayarak daha kuvvetle tekrar etti." (Peyami Safa)
-
İlan etmek
-
Sezdirmek
-
[-i]
Duymasını sağlamak
- DUYURUCU
-
-
[isim]
Duyurma özelliği olan şey
-
[isim]
Duyurma özelliği olan şey
- DOKUYUCU
-
-
[isim]
Dokumacı
-
[isim]
Dokumacı
- KORUYUCU
-
-
[isim]
Koruyan kimse, muhafız
-
[sıfat]
Asalağı dış ortamda yok eden, onun konakçıya ulaşmasına engel olan (ilaç veya işlem)
-
Kayırıcı
-
[isim]
Koruyan kimse, muhafız
- UYUŞUMLU
- ...
- UYUVERME
- ...