İçinde ura olan 8 harfli 30 kelime var. İçerisinde URA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ura olan kelimeler listesine ya da Sonu ura ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
RUA
2 Harfli Kelimeler
AR, RA, UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DURALLIK
-
-
[isim]
Dural olma durumu
- "Hayatımızın o dönemlerdeki durallığı, biteviyeliği, romanı toplumumuzdan uzak tutmuştur." (Selim İleri)
-
[isim]
Dural olma durumu
- DURALAMA
-
-
[isim]
Duralamak durumu
-
[isim]
Duralamak durumu
- SALAMURA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Peynir, et, balık, turşu, asma yaprağı vb. yiyeceklerin, bozulmaması için içinde tutuldukları tuzlu su
-
Bu suyun içinde tutulmuş yiyecek
- "... meze tabağını hazırlamıştır bile... Başta sazan balığı, yumurtası ve salamurası." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Bu suyun içinde tutulmuş olan
- "Salamura balık."
-
[isim]
Peynir, et, balık, turşu, asma yaprağı vb. yiyeceklerin, bozulmaması için içinde tutuldukları tuzlu su
- DURAKLIK
-
-
[isim]
Durak olma durumu
-
Durgunluk
- "Birkaç saniye bir şaşkınlık duraklığı geçirdikten sonra odaya çıktı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Durak olma durumu
- ŞUURALTI
-
-
[isim]
Bilinçaltı
- "Şuuraltında yaşayan senaryo, kocasının yanlış rol oynaması ile baştan aşağı değişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bilinçaltı
- KURAKÇIL
-
-
[sıfat]
Kurak yerde yetişen, kurak yerden hoşlanan (bitki)
- "Kurakçıl bitkiler."
-
[sıfat]
Kurak yerde yetişen, kurak yerden hoşlanan (bitki)
- MURABAHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir malı çok fazla kârla satma
-
Tefecilik
-
[isim]
Bir malı çok fazla kârla satma
- KURAKLIK
-
-
[isim]
Kurak olma durumu, kurak hava, yağışsızlık
- "Kuraklık her yanı kasıp kavuruyor ve berbat ediyor bostanları." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Kurak olma durumu, kurak hava, yağışsızlık
- KURABİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Un, yağ, badem, fıstık vb. ile yapılan, şekerli küçük çörek
-
[isim]
Un, yağ, badem, fıstık vb. ile yapılan, şekerli küçük çörek
- HONDURAS
- ...
- OTURACAK
-
-
[isim]
Sandalye, tabure, kanepe gibi üstüne oturulan şey
-
[isim]
Sandalye, tabure, kanepe gibi üstüne oturulan şey
- TUTTURAÇ
-
-
[isim]
Bir şeyin bağlanıp tutturulduğu nesne
-
[isim]
Bir şeyin bağlanıp tutturulduğu nesne
- DONDURAÇ
-
-
[isim]
Derin dondurucu
-
[isim]
Derin dondurucu
- DURAKSIZ
-
-
[zarf]
Otobüs mola vermeden, duraklarda durmadan (gitmek)
-
[sıfat]
Hareketli, oynak
- "Benim için kullanılan bu duraksız sözcüğünün İstanbul Türkçesinde kullanılmadığını neden sonra öğrendim." (Azra Erhat)
-
[zarf]
Otobüs mola vermeden, duraklarda durmadan (gitmek)
- KURANDER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hava akımı, cereyan
- "İçtiğim Fernet'in serinliği birdenbire kesildi; kuranderini duymaktan başka az evvel poyraz rüzgârı alan kalbim şimdi bir lav akıntısının altında!" (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hava akımı, cereyan
- KASATURA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takılan veya bel kayışına asılı olarak taşınan bir çeşit bıçak
- "Haydi yürü, dedikçe kasaturanın sırtını da yapıştırıyordu." (Etem İzzet Benice)
-
[isim]
Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takılan veya bel kayışına asılı olarak taşınan bir çeşit bıçak
- CESURANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Cesurca
- "Süratle merdivenleri çıktı, cesurane idare heyeti odasına girdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Cesurca
- HOŞKURAN
-
-
[isim]
Çiçekleri dalları ıspanak gibi pişirilen bir yıllık otsu bir bitki, tilkikuyruğu (Amaranthus lividus)
-
[isim]
Çiçekleri dalları ıspanak gibi pişirilen bir yıllık otsu bir bitki, tilkikuyruğu (Amaranthus lividus)
- KURAMSAL
-
-
[sıfat]
Kuramla ilgili, kuram durumunda bulunan, kuram niteliğinde olan, nazari, teorik, uygulamalı karşıtı
-
[sıfat]
Kuramla ilgili, kuram durumunda bulunan, kuram niteliğinde olan, nazari, teorik, uygulamalı karşıtı
- TUMTURAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gösteriş, debdebe
- "Hecelerimiz de telaffuzda tumturak yapmak için lastik gibi çekilir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Gerekli olmadığı hâlde kulağa hoş gelen, gösterişli kelimeler kullanma
-
[isim]
Gösteriş, debdebe