İçinde ur olan 5 harfli 129 kelime var. İçerisinde UR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ur olan kelimeler listesine ya da Sonu ur ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TURAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sülüngillerden, uzunluğu 34 cm olan, soyu azalmış bir kuş türü (Tetrao francolinus)
- "İyi bir avcı olur da turaç vurursan bana da turaç getir." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Sülüngillerden, uzunluğu 34 cm olan, soyu azalmış bir kuş türü (Tetrao francolinus)
- KÜSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Artan bölüm, geriye kalan bölüm, kesir
- "Bu paranın küsurundan vazgeçelim."
-
Tam sayıdan sonra gelen kesirli sayı
- "Bu işe on bin küsur lira harcadım."
-
[isim]
Artan bölüm, geriye kalan bölüm, kesir
- USKUR
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Pervane
- "Boğaz'dan uskur gürültüleriyle köpük köpük geçen bir vapura dalmış." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Pervane
- KURRA
- ...
- BURKA
- ...
- ÇAMUR
-
-
[isim]
Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık
- "Ayakkabılarımızın altındaki kırmızı renkli, arasından kuru otlar fırlamış çamurun ağırlığını duyar gibi oluyorum." (Refik Halit Karay)
- "Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı bu dünyada..." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sataşkan, çevresini tedirgin eden, sulu, arsız (kimse)
- "Çamur oyuncu ile dürüst oyuncuyu herkes karıştırıyor." (Haldun Taner)
-
Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzemeden oluşmuş harç
-
[isim]
Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık
- HURDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eski maden parçası
-
[sıfat]
Parçalanmış, döküntü durumuna gelmiş
-
[sıfat]
İşe yarayamayacak derecede bozulmuş, zarar görmüş
-
[isim]
Eski maden parçası
- BURMA
-
-
[isim]
Burmak işi
-
Sarığıburma tatlısının kısa söylenişi
-
Burularak yapılmış bilezik
-
[sıfat]
Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
- "Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim." (Halide Edip Adıvar)
-
Hadım etme, iğdiş etme
-
Musluk
-
Eğrilmek için bükülmüş yün
-
Yaşken burularak kurutulan ot
-
Kuru incir
-
[isim]
Burmak işi
- HOŞUR
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[sıfat]
Değersiz, kaba, bayağı
-
Şişman, dolgun (kadın)
- "Ah bir hoşur karıya rast gelsem." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Değersiz, kaba, bayağı
- ŞURUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok kaynatılarak koyulaştırılmış şerbet
- "Sen hele şu kadayıfın şurubuna bir göz atıver." (Atilla İlhan)
-
Çeşitli meyve özleri ve şekerin kaynatılmasıyla elde edilen içecek
- "Vişne şurubu."
-
İçinde çok miktarda şeker bulunan koyu sıvı kıvamda olan ilaç
- "Kuvvet şurubu."
-
[isim]
Çok kaynatılarak koyulaştırılmış şerbet
- KURYA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü
-
[isim]
Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü
- UÇKUR
-
-
[isim]
Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ
- "O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu." (Burhan Felek)
-
Cinsel duygu veya ilişki
- "Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye etmiş." (Burhan Felek)
-
[isim]
Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ
- FEMUR
- ...
- TURŞU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve
- "Bütün gün çocukların peşinde koşmaktan turşusu çıkmış ihtiyar lalanın karanlık bir köşede horladığı işitiliyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bir kısmetin çıkar çıkmaz seni vereceğiz. Turşunu kuracak değiliz ya!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bitkin, yorgun
- "Portakalların turşusu çıkmış."
-
[isim]
Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve
- CESUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yürekli
-
Yürekli bir biçimde
- "Erkeklere karşı ilk tanışmada cesur ve ümit verici davranırdı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yürekli
- TURNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bulunduğu yerden başka yerlere gösteri yapmak amacıyla giden tiyatro veya müzik sanatçılarının gezisi
- "O günlerde Anadolu'ya turneye çıkmak üzere hazırlanıyorduk." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bulunduğu yerden başka yerlere gösteri yapmak amacıyla giden tiyatro veya müzik sanatçılarının gezisi
- NAURU
- ...
- SABUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok sabırlı
-
[sıfat]
Çok sabırlı
- BURSA
- ...
- DOMUR
-
-
[isim]
Kabarcık
-
Tomurcuk
-
[isim]
Kabarcık