İçinde ur olan 4 harfli 47 kelime var. İçerisinde UR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ur olan kelimeler listesine ya da Sonu ur ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TURA

  1. [isim] Tuğra
  2. Halat gibi örülmüş iplik çilesi
  3. Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil
  4. Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan veya yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu
  5. Metal paranın resimli yüzü

YURT

  1. [isim] Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan
    • "Türk yurduna Türkiye denir."
  2. Memleket
    • "Gerideki yurdunu on beş günden fazla boş bırakmak istemez." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Bakıma ve barınmaya muhtaç bir grup insanın oturduğu, yetiştirildiği veya bakıldığı kurum
    • "Güçsüzler yurdu."
  4. Göçebe Türklerin oturduğu çadır
  5. Öğrencilerin kaldığı, barındığı yer
  6. Diyar
    • "Bu köy pehlivanlar yurdudur."
  7. Bir şeyin ilk veya çok yetiştirildiği yer, vatan
  8. Yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer
  9. Sahip olunan arazi, emlak

URFA
...
KURT

  1. [isim] Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus)
    • "Kurdun oğlu akıbet kurt olur, demiş ve bu söz beş muallimin meslek ve ilim haysiyetine dokunmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir yeri, bir şeyi iyi bilen
  3. [sıfat] İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz
    • "Deminden beri sus pus olmuş, fırsat bekleyen kurt müşterilerin ilk defa sesi duyuluyor." (Haldun Taner)

GURK

  1. [isim] Kuluçka
  2. Erkek hindi

AKUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Azgın, kızgın (hayvan)
    • "Ben, akur bir kuvvetin üstünde uçuyor gibi pek çabuk yakınlaşan uzaklara bakıyor, bu azgın ata bindikçe daima duyduğum şeyleri tekrar hissediyordum." (Ömer Seyfettin)
  2. Kudurmuş, kuduz, kuduruk

PURO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yaprak sigarası

URUM
...
BURS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir öğrencinin öğrenimini sürdürebilmesi veya bir kimsenin bilgi ve görgüsünü artırması için belli bir süre devlet veya özel kuruluşlarca ödenen aylık para
    • "Öğrenimini tamamlaması için devlet bursuyla Almanya'ya gönderiliyor." (Necati Cumalı)
  2. Bu amaçla vakfedilmiş paranın veya malın geliri

URUK

  1. [isim] Soy, sülale

OLUR

  1. [sıfat] Olabilir
    • "Bu olur iş mi?"
    • "Olur ki kıza bir söz atar, olur ki sarkıntılık ederler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Olur tesadüf değil, dün Büyükada iskelesinde karşı karşıya gelince şaşırakaldım." (Refik Halit Karay)
  2. [isim] Onay, tasdik, yapabilme izni
  3. [edat] “Evet” anlamında bir kabul sözü
    • "Gazeteyi okur musun? -Olur."

OKUR

  1. [isim] Okuyan kimse, okuyucu, kari
    • "Bu iki yazar çok okuru olmanın tadını çıkarmasını da bilmişlerdir." (Salâh Birsel)

OMUR

  1. [isim] Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra
    • "Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları."

URUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arşının sekizde biri uzunluğundaki ölçü

CURA

  1. [isim] Mızrap ile çalınan iki veya üç teli olan halk sazı
  2. Bir çeşit küçük atmaca
  3. [sıfat] Ufak tefek, gelişmemiş

DURU

  1. [sıfat] Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
    • "Duru su."
  2. Pürüzsüz (ten)
    • "Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup)

ŞUUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilinç

KURU

  1. [sıfat] Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı
    • "Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan
    • "Kuru çöl. Kuru tepeler."
  3. Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı
    • "Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar." (Refik Halit Karay)
  4. Canlılığını yitirmiş (bitki)
    • "Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum?" (Halide Edip Adıvar)
  5. Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem
    • "Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın!" (Halide Edip Adıvar)
  6. Salgısı olmayan
    • "Kuru öksürük. Kuru egzama."
  7. Döşenmemiş, çıplak
    • "Kuru tahtaya oturma!"
  8. Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)
    • "Kuru çayla karın doyar mı?"
  9. Etkisi ve sonucu olmayan
    • "Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  10. Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze
    • "Kuru, zevksiz bir hayat."
  11. Akıcı olmayan, duygudan yoksun
    • "Kuru bir anlatım."
  12. [isim] Kuru fasulye

KURS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağırşak
  2. Bir gök cisminin teker biçimde görülen yüzü, çörek

ONUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
    • "Piyesini sahneye koymaktan büyük onur duyduğunu söyledi." (Cahit Uçuk)
    • "Birdenbire kadına karşı soğuk, çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum." (Refik Halit Karay)
  2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar
    • "Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez." (Tarık Buğra)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü