İçinde un olan 6 harfli 108 kelime var. İçerisinde UN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında un olan kelimeler listesine ya da Sonu un ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OVUNMA

  1. [isim] Ovunmak işi

DOYGUN

  1. [sıfat] Her türlü gereksinimini gidermiş, tatmin olmuş, müstağni

USTUNÇ

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Taşınabilir cerrah araçları takımı

BARBUN
...
GÜLGUN
...
MEVZUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Biçimli, düzgün, oranlı, uyumlu
    • "Mevzun vücut."
  2. Ölçülü
    • "Mevzun bir söz."

SOYGUN

  1. [isim] Genellikle çete durumunda bir araya gelmiş haydutlar tarafından yapılan silahlı hırsızlık
  2. Hiçbir emek harcamadan ve yolsuz olarak elde edilen büyük kazanç, vurgun

HUNRİZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kan dökücü, kanlı

ODUNCU

  1. [isim] Odun kesen veya satan kimse

SUNMAK

  1. [-i] Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek
    • "Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum." (Burhan Felek)
  2. Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak
  3. Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek

PUNÇÇU
...
MAZMUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam, kavram
  2. Divan edebiyatında bazı kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan nükteli ve sanatlı söz

BOĞUNÇ

  1. [isim] Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
    • "Bize daima yakın tarihimizin kaygılar, boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir." (Selim İleri)

BUNMAK

  1. [nsz] Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek

UFUNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pis koku
    • "Kokladığım bu havada devrin ufunetini hissediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. İrin, cerahat

YOKSUN

  1. [sıfat] Belli bir şeyden kendisinde olmayan, belli bir şeyin yokluğunu çeken, mahrum
    • "Ahmet Kerim'i epeyce tatlı bir zevkten yoksun kılan bu söz, Samim'e irade dışı bir âcizlik gibi gelir ve onu gülmeden katıltırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kadın konularında sağduyudan hayli yoksun oluşu kalıtımsaldı." (Refik Erduran)

FAÇUNA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Halatın örselenecek yerine tel veya sicimle yapılan sargı

ONUNCU

  1. [sıfat] On sayısının sıra sıfatı, sırada dokuzuncudan sonra gelen

SUSKUN

  1. [sıfat] Çok az konuşan, sessiz, sakin olan, sükûti
    • "Suat, karım. Suskun, çok az konuşan..." (Atilla İlhan)
  2. [zarf] Sessiz, sakin bir biçimde

KULUNÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
    • "Nefesi, kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Ayağıma fena kulunç girdi, diye topallayarak onları takip etti." (Burhan Felek)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü