İçinde un olan 6 harfli 108 kelime var. İçerisinde UN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında un olan kelimeler listesine ya da Sonu un ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BUNLUK

  1. [isim] Bunalım, sıkıntı

UFUNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pis koku
    • "Kokladığım bu havada devrin ufunetini hissediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. İrin, cerahat

AVUNMA

  1. [isim] Avunmak işi, teselli

BOŞUNA

  1. [zarf] Boş yere, yararsız yere, gereksiz, beyhude, nafile, tevekkeli
    • "Kızı boşuna sinirlendirmişsin." (Memduh Şevket Esendal)

DOYGUN

  1. [sıfat] Her türlü gereksinimini gidermiş, tatmin olmuş, müstağni

MAYMUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dört ayaklı, iki ayağı üzerinde de yürüyebilen, ormanda toplu olarak yaşayan, kuyruklu hayvan
  2. Taklitçi
  3. [sıfat] Çirkin ve gülünç
    • "Maymun herif."

METFUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gömülmüş olan, gömülü

UZUNCA

  1. [sıfat] Biraz uzun
  2. [zarf] Uzun olarak, bol zamanlı
    • "Ben uzunca kalacağım için aylık olarak tutmuştum odamı." (Erhan Bener)

DURGUN

  1. [sıfat] Sakin
    • "Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı." (Refik Halit Karay)
  2. Neşesiz, keyifsiz, sessiz
    • "Öteki durgun bir Anadolu köylüsü idi." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Canlı olmayan, sönük, hareketsiz
    • "Harp hemen tesirini gösterdi. Piyasa durgun." (Ömer Seyfettin)

HUNRİZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kan dökücü, kanlı

MAHZUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Üzgün
    • "Kızlar mahzun bir sessizlik içinde parça parça dökülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Harap mezarlığın öyle bir hâli vardır ki insanı ister istemez mahzun eder." (Memduh Şevket Esendal)

VURGUN

  1. [isim] Kolayca ve haksız ele geçen kazanç
    • "İkinci Dünya Savaşı yıllarında Harun'un paralarını kullanarak vurduğu vurgunlarla bugünkü mertebesine ulaşmıştır belki." (Atilla İlhan)
  2. Sıcak, soğuk, dolu vb. etkilerle ürünlerde görülen zarar
    • "Dolu vurgunu elma."
  3. Çok derinlerdeki suyun basıncı dolayısıyla iki akıntı arasında sıkışıp kalma, düzenli hava alıp verememe, birden su yüzüne çıkma vb. durumlarda dalgıcın uğradığı inme veya ölüm
  4. [sıfat] Silahla yaralanmış olan
  5. [sıfat] Birine veya bir şeye vurulmuş, bağlanmış, sevmiş olan, sevdalı, âşık
    • "Onun da kendisine vurgun olduğuna gönülden inanmaktadır." (Tarık Buğra)

KOYGUN

  1. [sıfat] Dokunaklı, etkili, içli, acıklı

OKUNTU

  1. [isim] Çağrı kâğıdı, çağrılık, davetiye

NUMUNE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Göstermelik
    • "Ahlak bozukluğu adına ne kadar rezillik varsa her biri için orada numuneler bulunabilir." (Ahmet Rasim)

KURŞUN

  1. [isim] Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C'de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb)
    • "Yarın, öbür gün Arap çeteleri ile sarılacaksınız, Peygamberin yeşil kubbesine kurşun atacaklar." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Suriye'de bel kemiğine bir kurşun dokunmuştu." (Ömer Seyfettin)
    • "Gurbet acısı kurşun gibi içine çökmüştü şimdi." (Haldun Taner)
    • "Az bir sürede bütün köy bu kurşunları sıkanın Hasan olduğunu öğrendi." (Yahya Kemal)
  2. [sıfat] Bu elementten yapılmış
    • "Kurşun boru."
  3. Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlarda kullanılan mermi
    • "Kanatları kurşunla parçalanmış bir kartal / Benim gibi seyreder, yerden, mavilikleri." (Yaşar Nabi Nayır)

ONUNCU

  1. [sıfat] On sayısının sıra sıfatı, sırada dokuzuncudan sonra gelen

SUNMAK

  1. [-i] Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek
    • "Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum." (Burhan Felek)
  2. Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak
  3. Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek

KUNGFU

  1. [isim] Kendini savunma temeline dayalı, karateye benzeyen Çin kökenli spor

FAÇUNA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Halatın örselenecek yerine tel veya sicimle yapılan sargı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü