İçinde um olan 6 harfli 87 kelime var. İçerisinde UM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında um olan kelimeler listesine ya da Sonu um ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RODYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 45, atom ağırlığı 102, 91, yoğunluğu 12,33 olan, 1970° C'de eriyen, gümüş renginde, sert, kırılgan bir element (simgesi Rh)
-
[isim]
Atom numarası 45, atom ağırlığı 102, 91, yoğunluğu 12,33 olan, 1970° C'de eriyen, gümüş renginde, sert, kırılgan bir element (simgesi Rh)
- SUMBAS
- ...
- MAZLUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zulüm görmüş, kendisine zulmedilmiş
- "Millî Mücadele, mazlum bir milletin kaynayan benliğinden taşmıştır." (Aka Gündüz)
-
Haksızlığa uğramış
-
Sessiz ve uysal, boynu bükük
-
[sıfat]
Zulüm görmüş, kendisine zulmedilmiş
- OLUMLU
-
-
[sıfat]
Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
- "Spor sayfalarını okuyarak toplumumuzdaki olumlu gelişmeleri de izleyebilirsiniz." (Necati Cumalı)
-
Yapıcı
- "Olumlu tip, olumlu sanat diye bir şeyler tutturmuşlardı." (Necati Cumalı)
-
Onaylayan, kabul eden, lehte olan
- "Olumlu bir cevap."
-
Olgulara, deneylere dayalı olarak bazı nitelikleri belli olan, müspet, pozitif
-
Davranışları beğenilen, yapıcı düşünceleri olan, yararlı
-
[sıfat]
Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
- TUMŞUK
-
-
[isim]
Papağan, kartal vb. kuşların kemerli gagası
-
[isim]
Papağan, kartal vb. kuşların kemerli gagası
- KUMLUK
-
-
[isim]
Kumsal
-
Kumluk yer
- "Çocuklar kumlukta oynarken, o, arabalarının tekerleği dibinde çömelip oturur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Kumu çok olan
- "Kumluk arazi."
-
[isim]
Kumsal
- TOZUMA
-
-
[isim]
Tozumak işi
-
[isim]
Tozumak işi
- RUMLUK
- ...
- RUMELİ
- ...
- YUMMAK
-
-
[-i]
Kısarak kapamak, sıkarak kapalı duruma getirmek
- "Ağzını yummak."
-
[-i]
Kısarak kapamak, sıkarak kapalı duruma getirmek
- DUMAĞI
-
-
[isim]
Nezle
-
[isim]
Nezle
- NUMARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı, rakam
- "Kitap sayfasının numarası."
- "Numara yapıyorum gibi bir şey gelmesin aklınıza." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ölçü
- "Ayakkabısının numarasını gizliyor."
-
Benzer şeyleri ayırt etmek için her birinin üzerine işaret olarak yazılan sayı
-
Öğrenciye verilen not
- "Ben ki coğrafya derslerinde daima tam numara almış bir zabitim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Okullarda öğrencileri birbirinden ayırt etmek için her birine verilen sayı
-
Eğlendirici oyunlardan her biri
- "Bu numaralar da olmasa yazlık bahçelerin tadı olmayacak." (Burhan Felek)
-
Hile, düzen, dalavere, yalan
- "İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı, rakam
- SUMSUK
-
-
[isim]
Yumruk
-
Yumrukla vurma
-
[isim]
Yumruk
- UMULMA
-
-
[isim]
Umulmak durumu
-
[isim]
Umulmak durumu
- TALYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 81, atom ağırlığı 204,39, yoğunluğu 11,85, 303 °C'de eriyen, fizik özellikleri bakımından kurşuna çok yaklaşan, tuzları ve birleşikleri zehirli bir element (simgesi Tl)
-
[isim]
Atom numarası 81, atom ağırlığı 204,39, yoğunluğu 11,85, 303 °C'de eriyen, fizik özellikleri bakımından kurşuna çok yaklaşan, tuzları ve birleşikleri zehirli bir element (simgesi Tl)
- TUMAĞI
-
-
[isim]
İngin, nezle, dumağı, nevazil
-
[isim]
İngin, nezle, dumağı, nevazil
- MERHUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ölmüş Müslüman (erkek), rahmetli
-
[sıfat]
Ölmüş Müslüman (erkek), rahmetli
- UÇURUM
-
-
[isim]
Dik ve derin yamaç
- "Üç arkadaş, arabanın gidebileceği bütün köyleri, dereleri, uçurumları aradılar." (Aka Gündüz)
-
Felaketli sonuç
- "Bir gün bencileyin, bir uçuruma yuvarlanırsanız artık her şey burada bitti, sanmayınız." (Memduh Şevket Esendal)
-
Büyük fark, ayrılık
- "Karargâhla siper arasındaki derin uçurumu bu kadar yakından sezmemiştim." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Dik ve derin yamaç
- SOLUMA
-
-
[isim]
Solumak işi
-
[isim]
Solumak işi
- HORTUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Filde ve bazı böceklerde boru biçiminde uzamış ağız veya burun bölümü
-
Genellikle plastikten uzun ve esnek boru
-
Hava veya suyun hızla dönüp sütun biçiminde yükselmesiyle oluşan, alanı dar bir fırtına çeşidi
-
[isim]
Filde ve bazı böceklerde boru biçiminde uzamış ağız veya burun bölümü