Başında um olan 38 kelime var. Um ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde um olan kelimeler listesine ya da sonu um ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında um bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
UMUTLANDIRMAK
UMURSAMAZLIK, UMUTLANDIRMA
UMURSAMAZCA
UMARSIZLIK, UMUMİYETLE, UMURGÖRMÜŞ, UMURSANMAK, UMUTLANMAK, UMUTSUZLUK
UMURSAMAK, UMURSAMAZ, UMURSANMA, UMUTLANMA, UMUTLULUK, UMUTSUZCA
UMDURMAK, UMUMHANE, UMUMİYET, UMURSAMA
UMARSIZ, UMDURMA, UMULMAK, UMUTSUZ
UMULMA, UMUTLU
UMACI, UMMAK, UMMAN, UMUMİ
UMAR, UMDE, UMMA, UMRE, UMUM, UMUR, UMUT
UMU
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UMUTLANDIRMAK
-
-
[-i]
Umut vermek, umutlanmasına yol açmak, ümitlendirmek
- "Daha sonra bir iki dalga daha onu umutlandırarak sahile attı." (Mustafa Necati Sepetçioğlu)
-
[-i]
Umut vermek, umutlanmasına yol açmak, ümitlendirmek
- UMURSAMAZLIK
-
-
[isim]
Umursamama, aldırış etmeme durumu
- "Bütün yüzlerde gördüğüm ifade sadece bir umursamazlıktan ibaret kalmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Umursamama, aldırış etmeme durumu
- UMUTLANDIRMA
-
-
[isim]
Umutlandırmak işi
-
[isim]
Umutlandırmak işi
- UMURSAMAZCA
-
-
Umursamaz bir biçimde
-
Umursamaz bir biçimde
- UMURSANMAK
-
-
[nsz]
Umursama durumuna konu olmak
-
[nsz]
Umursama durumuna konu olmak
- UMUTSUZLUK
-
-
[isim]
Umutsuz olma durumu, ümitsizlik, meyusiyet
- "Orta sınıf yarı umutsuzluk içinde bir başka mucize bekler." (Falih Rıfkı Atay)
- "Yoksa gönlümüzü kırmaktan, bizi umutsuzluğa düşürmekten bir şey kazanılmaz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Umutsuz olma durumu, ümitsizlik, meyusiyet
- UMARSIZLIK
-
-
[isim]
Umarsız olma durumu, çaresizlik
- "Uzak bakışlarındaki derin küskünlük, meydan okuyan bir umarsızlığa dönüşmüştü zamanla." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Umarsız olma durumu, çaresizlik
- UMURGÖRMÜŞ
-
-
[sıfat]
Önemli görevlerde bulunmuş (kimse)
-
Görgülü, olgun (kimse)
-
Deneyimi çok olan
-
[sıfat]
Önemli görevlerde bulunmuş (kimse)
- UMUMİYETLE
-
-
[zarf]
Genellikle
-
[zarf]
Genellikle
- UMUTLANMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyin olmasını inançla beklemek, ümitlenmek
-
[nsz]
Bir şeyin olmasını inançla beklemek, ümitlenmek
- UMUTLULUK
-
-
[isim]
Umutlu olma durumu
- "Günlük yaşamımıza şöyle bir baksak, her edimimizin altında umutluluk bulunmadığını görürüz." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Umutlu olma durumu
- UMURSANMA
-
-
[isim]
Umursanmak durumu
-
[isim]
Umursanmak durumu
- UMUTLANMA
-
-
[isim]
Umutlanmak durumu
-
[isim]
Umutlanmak durumu
- UMUTSUZCA
-
-
[zarf]
Umutsuz bir biçimde
- "Garsona umutsuzca bir göz attıktan sonra eldiveninin sol tekini çıkardı." (Rıfat Ilgaz)
-
[zarf]
Umutsuz bir biçimde
- UMURSAMAZ
-
-
[sıfat]
Umursamayan, aldırış etmeyen
-
[sıfat]
Umursamayan, aldırış etmeyen
- UMURSAMAK
-
-
[-i]
Aldırış etmek, önem vermek
- "Politikayı zerre kadar umursadığı yoktu." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Aldırış etmek, önem vermek
- UMDURMAK
-
-
[-i]
Umma durumunu yaratmak, ummasını sağlamak
-
[-i]
Umma durumunu yaratmak, ummasını sağlamak
- UMURSAMA
-
-
[isim]
Umursamak durumu
-
[isim]
Umursamak durumu
- UMUMHANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genelev
-
[isim]
Genelev
- UMUMİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellik
-
[isim]
Genellik