İçinde um olan 5 harfli 87 kelime var. İçerisinde UM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında um olan kelimeler listesine ya da Sonu um ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YUMUK

  1. [sıfat] Yumulmuş olan, yumulmuş gibi duran, yumulu
    • "Uyandı, silkindi, yumuk gözlerini açarak yere sıçradı." (Peyami Safa)
  2. Tombul
    • "Şen, kara gözlü, yumuk, renkli bir çehre!" (Reşat Nuri Güntekin)

YUMRU

  1. [isim] Yuvarlak, şişkin şey
    • "Alnında bir yumru var."
  2. Sap, kök veya dallarda bulunan, yedek besin taşıyan şişkin madde
    • "Patates nişastalı bir yumrudur."
  3. [sıfat] Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli
    • "Yumru yanaklı bir çocuk."
  4. [sıfat] Eğri büğrü, çarpık, engebeli, yamru yumru

TULUM

  1. [isim] Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi
  2. Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda
    • "Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Tüp
  4. Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi
    • "Zayıf vücuduna tulum bol geliyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. [sıfat] Şişman, tombul
    • "Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!" (Halide Edip Adıvar)

YUTUM

  1. [isim] Yutma işi

DOLUM

  1. [isim] Doldurma işi
    • "Benzin dolum yeri."

UMMAK

  1. [nsz] Bir şeyin olmasını istemek, beklemek
    • "Umarım ki siz de mayıs hakkındaki bu sevgimi benimle paylaşırsınız." (Burhan Felek)
  2. Sanmak, tahmin etmek
    • "Tereyağı kokusu olmadığını kuvvetle umduğum bir yağ kokusu." (Sait Faik Abasıyanık)

MALUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bilinen, belli
    • "Ona da malum oldu haber / Koşup geldi odama." (Behçet Necatigil)
    • "Bana gücenmeyiniz hanımefendi, malum ya, elçiye zeval yoktur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Herkesçe bilinen ancak dile getirilmeyen
    • "Malum kişi. Malum çevre."
  3. [isim] Bilinen konu, iş vb
  4. [zarf] Bilindiği üzere, bilindiği gibi, kuşkusuz
  5. [isim] Etken
  6. Bilinen

YUDUM

  1. [isim] Bir içişte yutulacak miktar
    • "Dudaklarımda bir yudum suyun hasreti." (Yusuf Ziya Ortaç)

MUMLU

  1. [sıfat] Mumu olan, mum konulmuş olan
    • "Yedi mumlu pasta."
  2. Muma batırılmış, mumla hazırlanmış olan
    • "Mehmet geldiği zaman mektubu bitirmiş, mumlu çaputa sarmıştı" (Mustafa Necati Sepetçioğlu)

OLÇUM

  1. [isim] Hekimlik taslayan kimse
  2. Kendini becerikli, usta gösteren kimse
  3. Eli işe yatkın, becerikli kimse

MUMCU

  1. [isim] Mum yapan veya satan kimse
  2. Yeniçeri Ocağında çavuşlardan sonra gelen, yeniçeri ağasına bağlı on iki subaydan her biri
  3. Fitilli tüfek kullanan asker

CORUM

  1. [isim] Balık akını
  2. Uskumruların büyük balıklardan korkarak kıyıya sığınması durumu

HÜCUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saldırma, saldırı, saldırış
    • "Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Küçük bir çakı ile üzerime hücum etti." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Üşüşme, bir yere toplanma
  3. [ünlem] "İleri" anlamında kullanılan bir seslenme sözü
  4. Sert eleştiri
    • "Sözleri gazetelerin hücumuna yol açtı."
  5. Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, hamle

KUMLU

  1. [sıfat] İçinde kum bulunan
    • "Kumlu toprak."
  2. Çok ufak ve sık benekli
    • "Kumlu kumaş."

LÜZUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerek, gereklik, gereklilik, icap
    • "Sizden saklamaya lüzum yok, dedi." (Refik Halit Karay)
    • "Bütün bunlardan bahsetmeye lüzum görmedim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TUMAN

  1. [isim] Don, şalvar

HUMUS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bitkilerin çürümesiyle oluşan koyu renkte organik toprak

LOKUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum
    • "Üsküdar'a gider iken bir mendil buldum / Mendilimin içine lokum doldurdum." (Halk türküsü)
  2. Dinamit lokumu

KURUM

  1. [isim] Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is
    • "Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum." (Halikarnas Balıkçısı)

YUMAK

  1. [-i] Yıkamak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü