İçinde ula olan 7 harfli 26 kelime var. İçerisinde ULA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ula olan kelimeler listesine ya da Sonu ula ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ULA

2 Harfli Kelimeler

AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KULAKÇI

  1. [isim] Kulak, burun, boğaz hekimi

BULANMA

  1. [isim] Bulanmak işi

AGULAMA

  1. [isim] Agulamak işi

BULANIK

  1. [sıfat] Bulanmış olan, duru olmayan
    • "Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bulutlu, kapalı (hava)
  3. Açık seçik görünmeyen, net olmayan
    • "Bulanık görüntü."
  4. Donuk, anlamsız, fersiz (bakış)
    • "Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu." (Peyami Safa)
  5. Niteliği tam anlaşılmayan
    • "İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SULATMA

  1. [isim] Sulatmak işi

BULANIŞ

  1. [isim] Bulanma işi veya biçimi

ULULAMA

  1. [isim] Ululamak işi

MAMULAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapılmış şeyler

ULAŞMAK

  1. [-e] Varmak, gelmek
    • "Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." (Refik Halit Karay)
  2. Elde etmek, erişmek
  3. Yetişmek
  4. Birbirine katılmak, dökülmek
    • "Nehirler denizlere ulaşıyor."

BULAŞLI
...
KULAKLI

  1. [sıfat] Kulağı herhangi bir biçimde olan
    • "Küçük kulaklı."
  2. Kulağa benzer çıkıntısı olan
  3. [isim] Sapının ucunda kulak biçiminde iki geniş çatalı bulunan bir çeşit yatağan
  4. [isim] İki tarafında tutulacak yeri olan yayvan tencere, kazan

BULAMAK

  1. [-i] Bir nesnenin her yanını bir şeye değdirerek üstünü onunla kaplamak, bir nesneyi başka bir maddeye batırmak
    • "Balığı una bulamak."
  2. Kirletmek
    • "Çocuk üstünü başını çamura bulamış."

BULAŞIK

  1. [isim] Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak
    • "Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür." (Memduh Şevket Esendal)
  2. İz, etki, kalıntı
    • "Daha balayının bulaşığı geçmedi." (Burhan Felek)
  3. [sıfat] Kirli
    • "Bulaşık kap."
  4. [sıfat] Düzensiz, karışık
    • "Bu karmakarışık ve bulaşık âlemi kendi hâline bırakırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  5. [sıfat] Yapışkan, sulu
    • "Bulaşık adam."

SULANIŞ
...
BULANTI

  1. [isim] Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum
    • "Midesindeki bulantı geçmiş, kulakları artık uğuldamıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Gözlerime, kulaklarıma, beş duyuma birden tiksinti, bulantı veren bu manzaraların ortasında niye duruyordum?" (Aka Gündüz)

ZULADAN
...
ULANMAK

  1. [nsz] Ulama işi yapılmak

BULATMA

  1. [isim] Bulatmak işi

SULANMA

  1. [isim] Sulanmak işi
  2. Bazı nesnelerin, havanın nemini soğurarak çözünme özelliği

BULAŞMA

  1. [isim] Bulaşmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü