İçinde uh olan 6 harfli 26 kelime var. İçerisinde UH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uh olan kelimeler listesine ya da Sonu uh ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
H U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
HU
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇUHACI
-
-
[isim]
Çuha dokuyan veya satan kimse
-
[isim]
Çuha dokuyan veya satan kimse
- PİRUHİ
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Bir çeşit hamur yemeği
-
[isim]
Bir çeşit hamur yemeği
- MUHTEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Düzeni bozulmuş, bozuk
-
[sıfat]
Düzeni bozulmuş, bozuk
- MECRUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Yaralı
- "Harbiye nazırıyla sadrazamı vurmuşlar. Ahmet Rıza tehlikeli surette mecruh..." (Ömer Seyfettin)
-
İncinmiş olan (kimse)
-
Yaralı
- RUHSUZ
-
-
[sıfat]
Cansız, güçsüz, etkisiz, miskin
-
[sıfat]
Cansız, güçsüz, etkisiz, miskin
- RUHSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İzin, müsaade
-
İzin belgesi, ruhsatname
- "Belediye doktoru tarafından tasdik edilerek gömülmesine ruhsat verilir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
İzin, müsaade
- BUHRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bunalım, bunluk, kriz
- "Üç gecedir gelmiyor, o kadar buhran içindeyim ki." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bunalım, bunluk, kriz
- MUHLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dostluğunda ve inançlarında içten olan
-
[sıfat]
Dostluğunda ve inançlarında içten olan
- UHREVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Öbür dünya ile ilgili, ahiret ile ilgili, dünyevi karşıtı
- "Ve ufkumuzu / Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk / Havayı dolduran uhrevi ahenk" (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Öbür dünya ile ilgili, ahiret ile ilgili, dünyevi karşıtı
- MUHTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Köy ve mahallenin yasalarla belirtilmiş işlerini yürütmek için o köy veya mahallede oturanların seçtikleri kimse
- "Bir sabah kalktım, sofaya muhtar önde bütün köylü yığılmış." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Her işe burnunu sokan
-
[sıfat]
Özerk
-
[isim]
Köy ve mahallenin yasalarla belirtilmiş işlerini yürütmek için o köy veya mahallede oturanların seçtikleri kimse
- RUHSAL
-
-
[sıfat]
Ruhla ilgili olan, ruhi, tinsel, psikolojik, psişik
-
Ruh bilimi ile ilgili, ruh bilimsel, psikolojik
-
[sıfat]
Ruhla ilgili olan, ruhi, tinsel, psikolojik, psişik
- MUHRİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yakıcı
-
Yanık, dokunaklı (ses)
-
[sıfat]
Yakıcı
- MEFSUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
-
[sıfat]
Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
- ÇUHÇUH
-
-
[isim]
Çocuk dilinde tren
-
Lokomotifin çalışırken çıkardığı ses
- "Kocaman lokomotifler çuhçuhlarıyla istim boşaltarak gidip geliyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Çocuk dilinde tren
- MEKRUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen
-
İğrenç, tiksindirici
-
[sıfat]
İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen
- MUHDES
- ...
- MUHTAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeye gereksinim duyan
- "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Atatürk)
-
Yoksul, fakir (kimse)
- "Muhtaç hemşehrilerin bir kısmı etrafımda dolaşmaya, bana kur yapmaya başladılar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı bulunmayan
-
[sıfat]
Bir şeye gereksinim duyan
- MUHRİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Torpido, top ve denizaltılara karşı silahlarla donatılmış, küçük, hızlı giden savaş gemisi, destroyer
-
[isim]
Torpido, top ve denizaltılara karşı silahlarla donatılmış, küçük, hızlı giden savaş gemisi, destroyer
- ŞUHLUK
-
-
[isim]
Şuh olma durumu
-
[isim]
Şuh olma durumu
- MUHBİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haber ulaştırıcı, haber veren kimse
- "Genç muhbirler bu defa Hazım Aslan'ın peşinde koşuyorlardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Yasa dışı olan bir durumu yetkili makamlara bildiren kimse, ihbarcı
-
[isim]
Haber ulaştırıcı, haber veren kimse