İçinde u olan 5 harfli 826 kelime var. İçerisinde U harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında u harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DERUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İç, içeri, öz
-
Gönül, yürek, ruh
-
[isim]
İç, içeri, öz
- SUBRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Koltukluk
-
[isim]
Koltukluk
- USANÇ
-
-
[isim]
Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal
- "Çehremde usanç alametlerinin arttığını sezen kâhya sustu." (Refik Halit Karay)
- "Efendim, Tanrının günü aynı pilava kaşık sallamaktan usanç getirmişsindir." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal
- YUMRU
-
-
[isim]
Yuvarlak, şişkin şey
- "Alnında bir yumru var."
-
Sap, kök veya dallarda bulunan, yedek besin taşıyan şişkin madde
- "Patates nişastalı bir yumrudur."
-
[sıfat]
Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli
- "Yumru yanaklı bir çocuk."
-
[sıfat]
Eğri büğrü, çarpık, engebeli, yamru yumru
-
[isim]
Yuvarlak, şişkin şey
- MUHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
-
Kitabın sırt kâğıdı ile mukavvasının arasında isteka ile bastırılarak oluşturulmuş hafif çukurluk
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
- ZURNA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla veya dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı
-
[isim]
Keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla veya dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı
- AVUNÇ
-
-
[isim]
Avuntu, teselli
-
[isim]
Avuntu, teselli
- BAVUL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İçine eşya konulan ve genellikle yolculukta kullanılan büyük çanta
- "Bütün varımı yoğumu içine doldurduğum bavulumu bir küçük hamalın sırtına yerleştirdim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
İçine eşya konulan ve genellikle yolculukta kullanılan büyük çanta
- TURAN
- ...
- UZLUK
-
-
[isim]
Ustalık, işinin eri olma durumu, hazakat, ehliyet
-
[isim]
Ustalık, işinin eri olma durumu, hazakat, ehliyet
- MEMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli
- "Kasabaya gelen her yeni memur ilk olarak beni tanır." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Yükümlü
- "Sen de kaçmamasına dikkat edeceksin. Muhafazasına memursun." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli
- YUMMA
-
-
[isim]
Yummak işi
-
[isim]
Yummak işi
- GULAŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Etli, salçalı bir Macar yemeği
-
[isim]
Etli, salçalı bir Macar yemeği
- KUKLA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
- "Salıncağın üzerindeki kızlar, iki zarif kukla gibi fıldır fıldır dönüyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Ayakları olmayan, alttan içine el sokularak oynatılan çeşitli nesnelerden yapılmış bebek
-
Bu bebeklerle oynatılan oyun
-
Başkasının etkisinde olan, onun isteklerine göre davranan (kimse)
-
[isim]
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
- LEMUR
- ...
- UĞRUN
-
-
[zarf]
Gizlice
-
[zarf]
Gizlice
- ÇUVAL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba
-
[sıfat]
Bu torbanın alabileceği miktarda olan
- "Yanımızda, ne olur ne olmaz diye alınmış yarım çuval peksimet vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba
- SUNGU
-
-
[isim]
Bir büyüğe sunulan armağan
-
Bir tanrıya veya tapınağa yapılan bağış
-
[isim]
Bir büyüğe sunulan armağan
- TAVUK
-
-
[isim]
Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı (Gallus)
- "A, o nasıl lakırtı, dedi. Bunlar da tavuk ayağı yemişler, ağızlarında bakla ıslanmıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı (Gallus)
- BOĞUM
-
-
[isim]
Boğulmuş, sıkılmış yer
- "Sağ elinin şehadet parmağının ilk boğumuyla tetiği çekti." (Ömer Seyfettin)
-
Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü
-
İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer
- "Lenf boğumları. Sinir boğumları."
-
[isim]
Boğulmuş, sıkılmış yer