İçinde u olan 5 harfli 826 kelime var. İçerisinde U harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında u harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MAPUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mahpus
  2. Mapushane, cezaevi, hapishane
    • "Mapuslarda çürüyemem / Başımı belaya sokma benim." (Orhan Veli Kanık)

TOPLU

  1. [sıfat] Topu olan
    • "Toplu tabanca."
  2. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış
    • "Yol, toplu yaşamanın doğurduğu bir gereksinmeyi karşılamak için yapılır." (Necati Cumalı)
  3. Birlikte yapılan, kombine
  4. Düzenlenmiş, dağınık olmayan
    • "Toplu bir oda."
  5. Topunu, tamamını, bütününü içine alan
    • "Toplu bir bakış."
  6. Vücutça dolgun

USKUR

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Pervane
    • "Boğaz'dan uskur gürültüleriyle köpük köpük geçen bir vapura dalmış." (Atilla İlhan)

UÇSUZ

  1. [sıfat] Ucu olmayan
    • "Geçen günlerim bana dalgaları sayılmayan uçsuz bir deniz gibi göründü." (Halide Edip Adıvar)

UMACI

  1. [isim] Öcü
    • "Özellikle cinden, periden, umacıdan çok korkardım." (Halide Edip Adıvar)

YONTU

  1. [isim] Heykel

EFSUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [ünlem] Yazık, eyvah

SABUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kirli ve yağlı şeyleri temizlemekte kullanılan, türlü yağlarla alkaliler birleştirilerek yapılan madde
  2. Bu maddenin kalıp durumunda olan biçimi

VAKUM

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Boşluk

YULAF

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Buğdaygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetiştirilen otsu bitki (Avena sativa)
  2. Bu bitkinin tanesi

DUMAN

  1. [isim] Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz
    • "Emin ol ki her sigara yakışta / Daha duman tüter tütmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
    • "Ama yerine göre karşısına dikilenlere de duman attırır." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ortalığı duman görür, duman etmek isterdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık
    • "Köyünün üstüne boz bir duman çökmüştü." (Yahya Kemal)
    • "Sonra sen gazetende istediğin gibi ver dumanı." (Atilla İlhan)
    • "Anadolu notları arasına bugün dumanı üstünde bir Rumeli notu sıkıştırıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı, karıştırmalı ve dumana boğmalısınız." (Halide Edip Adıvar)
  3. Kötü, yaman
    • "İşimiz duman. Hâlimiz duman."
  4. Esrar

SOKUR

  1. [isim] Köstebek
  2. [sıfat] İçeriye batmış
    • "Sokur göz."
  3. [sıfat] Bir gözü kör
    • "Sokur hayvan."

SUCUL

  1. [sıfat] Suyu seven, suya düşkün
  2. Suyu çeken, hidrofil

USSAL

  1. [sıfat] Akla uygun, yalnız akla dayanan, akli, rasyonel

UYRUK

  1. [isim] Bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olma durumu, tebaa
  2. Bir kimsenin etkisi altında olma durumu, körü körüne bağlanma, gözü kapalı inanma
    • "Kimsenin uyruğuna girmeyen, küçük, iddiasız ama özgür bir yaşamla yetindi." (Haldun Taner)

BULAŞ
...
KULAÇ

  1. [isim] Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzaklık
    • "Hortum beş on kulaç ötemize yanaşmıştı." (Halikarnas Balıkçısı)

SULUK

  1. [isim] Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
  2. Kuş kafeslerinde su konan kap
  3. Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik düzen
  4. Büyükbaş hayvanların barındığı yerlerde su içmelerini kolaylaştıran küçük tekne veya havuz
    • "Ahırlarda her iki hayvandan birine suluk yapılması gerektiği de vurgulanmış." (Tarık Dursun K)
  5. Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suları koymalarına yarayan su kabı
  6. Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı
  7. Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane

MEVUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Vadolunmuş, söz verilmiş

OKRUK
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü