İçinde u olan 4 harfli 293 kelime var. İçerisinde U harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında u harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DUYU

  1. [isim] İnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği, duyum, hasse
    • "Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım." (Nazlı Eray)

OTSU

  1. [sıfat] Ot gibi olan, gövdesi odunlaşmayan, kısa ömürlü (bitki), otsul

USLU

  1. [sıfat] Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı
    • "Uslu ve çekingen huyum ne kendimi ne de nafakamı herhangi bir sert hareketle savunmaya asla müsait değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Sizin gitmeyeceğinizi bildiği için uslu oturacaktır." (Aka Gündüz)
  2. [zarf] Uysal bir biçimde
  3. Akıllı, zeki
    • "Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz." (Anonim şiir)

YUKA
...
BURA

  1. [isim] Bu yer
    • "Eskiden buranın, şişman bir valisi vardı." (Memduh Şevket Esendal)

UĞRA

  1. [isim] Yufka açılırken hamurun tahtaya yapışmaması için serpilen kalın un

OLTU
...
PUNT

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir şey için uygun zaman, fırsat
    • "O döner dönmez bir punduna getirip tanıştırayım sizi." (Atilla İlhan)

KAMU

  1. [isim] Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
  2. Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme
    • "Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş." (Haldun Taner)
  3. [sıfat] Hep, bütün
    • "Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize." (Yunus Emre)

HURÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle yelken bezinden veya meşinden yapılmış büyük heybe
  2. Çeşitli kumaşlardan yapılan, içerisine battaniye, yorgan vb. eşya konulan özel çanta

ŞULE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alev, yalım
    • "Bütün ordunun kalbini Duatepe'den çıkan kurtuluş şulesi aydınlatmış." (Halide Edip Adıvar)

MAUN

  1. [isim] Tespih ağacıgillerden, Hindistan ve Honduras'ta yetişen büyük bir orman ağacı, akaju (Swietenia mahagoni)
  2. Bu ağacın parlak kırmızımtırak renkte, sert ve iyi cilalanan kerestesi
  3. [sıfat] Bu keresteden yapılan
    • "Parası olsa o deminki maun yemek odası takımını üç bin dokuz yüze koparıverirdi." (Haldun Taner)

MUTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Veri

ORDU

  1. [isim] Bir devletin silahlı kuvvetlerinin tümü
    • "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Bu topluluğun başlıca bölümlerinden her biri
    • "Dördüncü Ordu Karargâhına gidiş, artık bir mabede çıkılıyor gibi baş döndürür." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Amaç, nitelik vb. yönlerden benzeyen insanların bütünü
  4. Çok sayıda insan, kalabalık

BORU

  1. [isim] Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir
    • "Soba borusu kazanın içinden geçerdi." (Necati Cumalı)
    • "Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı." (Ömer Seyfettin)
    • "Gençlik bu, boru değil." (Atilla İlhan)
    • "Ben evin içinde zaten borusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  2. Borazan
    • "Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım." (Ruşen Eşref Ünaydın)

POŞU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kenarları saçaklı ipek, pamuk, yün vb.nden yapılmış bir tür baş örtüsü, dolama
    • "Ege köylülerinin güneşe karşı başlarına sardıkları renkli iki poşu, bir dizi de deve çanı almıştı." (Necati Cumalı)

AGUŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kucak
    • "Seniha'ya sarıldı, aguşuna alıp onu tekrar şımarttı." (Ercüment Ekrem Talu)

GUAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir çeşit zamklı, mat sulu boya

URUM
...
ZULA

  1. [isim] Kaçak ve yasak şeylerin saklandığı gizli yer

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü