İçinde u olan 4 harfli 293 kelime var. İçerisinde U harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında u harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BUAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik akımı devrelerinde birleştirme yapmak veya akımı bir veya daha fazla kola ayırmak için kullanılan kutu

TUVA
...
SUNU

  1. [isim] Sunulan şey
    • "İlk Çağın insanları sunu niyetine öd ağacı gibi, günlük gibi güzel koku saçan bitkiler yakarlardı." (Azra Erhat)
  2. Ön söz, takdim
  3. Piyasaya mal çıkartma, arz

UZAM

  1. [isim] Algılanan nesnelerin temel niteliği
  2. Bir nesnenin uzayda kapladığı yer, vüsat

DUDU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kadınlara verilen bir unvan, hanım
    • "Ayşe dudu."
  2. Yaşlı Ermeni kadını
  3. Papağan

UCUZ

  1. [sıfat] Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı, pahalı karşıtı
    • "Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Bizim tekrar tekrar dinlemeyi sevdiğimiz bu fıkrayı anlatırken o hâlâ bu işten ucuz kurtulmuş olmasının heyecanını duyardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Tezgâhtarlık, figüranlık derken kendini satmasını bilememiş, ucuza gitmişti." (Necati Cumalı)
    • "Hem arabayı ucuza kapattım hem sağlama bağladım." (Aka Gündüz)
  2. Az emekle elde edilen
    • "Biletçi teşekkür etmekten, ben de bu kadar ucuz teşekkür toplamaktan kurtulduk." (Burhan Felek)
  3. Adi, bozuk
    • "Bu gerçeği dile getirenleri felaket habercisi diye nitelemek ancak ve sadece ucuz politikacı ağzına yakışır." (Aydın Boysan)

UMUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aldırış etme, önem verme
    • "Kim aldırır? Annesi umurumda mıydı benim?" (Atilla İlhan)
    • "Gece partileri için arkadaşlarını buldu mu artık dünya istediği gibi dönsün, umurunda olmazdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)

AVLU

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan, hayat (II)
    • "O dar, o şekilsiz avluya bir masa, iki sandalye koydu." (Memduh Şevket Esendal)

TULU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güneşin doğması, doğuşu

UFUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yıldızın batması
  2. Ölme

ULVİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yüce
    • "Doktor Hikmet, o vakit tabiatın bu ulvi manzarası karşısında sarsılarak biraz hakikate gelir gibi oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Gökle ilgili olan, semavi

ULUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilimler, ilimler

OYUŞ

  1. [isim] Oyma işi veya biçimi

SURA

  1. [isim] Yumuşak ince bir tür ipekli kumaş
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan

KUPA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Cam veya seramikten yapılmış, kulplu, büyük bardak
  2. [sıfat] Bu bardağın alabileceği miktarda olan
  3. Altın, gümüş, bronz veya kristalden yapılmış, yarışma ödülü olarak verilen ayaklı kap
  4. Yarışma ödülü olarak verilen herhangi bir sanat eseri
  5. İskambil kâğıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı, kalp biçiminde olanı, yürek

KUTU

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap
    • "Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi / Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi." (Ahmet Muhip Dranas)
  2. [sıfat] Bu kabın alabildiği miktarda olan
    • "Bir kutu lokum."
  3. Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap
  4. Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz
    • "Akıl kutusu. Fesat kutusu."

SUMO
...
AJUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Delikli örgü, gözenek

DUMA
...
UFAK

  1. [sıfat] Boyutları normalden küçük
    • "Ufak ev."
  2. Yaşça daha küçük olan
    • "İki ufak çocuk konuşarak Fener'e doğru gidiyor." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Makam, derece bakımından geri olan
    • "Ufak bir memuriyet de olsa olurdu." (Orhan Kemal)
  4. Önemsiz, çok az
    • "Ufak bir ameliyatla yüzük kesilip alındı." (Reşat Nuri Güntekin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü