İçinde u olan 3 harfli 83 kelime var. İçerisinde U harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında u harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TUĞ

  1. [isim] Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy, sorguç
  2. Padişahların ve vezirlerin başlarına taktıkları başlıkların ön tarafında bulunan tüy veya püskül biçimindeki süs

TUT
...
CUP

  1. [isim] Suya düşen bir şeyin çıkardığı ses
    • "Cup diye denize düştü."

MUF
...
SUÇ

  1. [isim] Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış
    • "... ben de sizinle hapishane arkadaşlığı etmek için bir suç işleyeceğime söz veriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Yasalara aykırı davranış, cürüm
    • "Casusluk suçundan yakalanıp müebbet hapse mahkûm olmadın mı?" (Refik Halit Karay)

DUT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dutgillerden, kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde yetişen, yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç (Morus)
    • "Sabahtan akşama kadar durmadan söyleyen geveze Çalıkuşu, dut yemiş bülbüle dönmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bu ağacın, ak, kara, pembe renkte ekşi veya tatlı, sulu meyvesi

UTV
...
RUH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği öz, tin
    • "Birinin yukarıdan topladığını öteki sokağa taşır, konak soyulduğu hâlde, kimsenin ruhu bile duymaz." (Halide Edip Adıvar)
    • "-Ne var ruhum? -Hiç!" (Ömer Seyfettin)
    • "Hepsi örslerinin üzerine birer mum yakmışlar, pederlerinin ruhunu şad ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
    • "Hiçbir şey söylemeden ruhunu teslim etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. En önemli nokta, öz
    • "Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün değil." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Saz dinleyenlerden bazılarının gözlerinde yaş olur, ruhlarında güneş açardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Esans
    • "Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, bileklerini ovuşturur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  4. Canlılık, duygu
    • "Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
  5. Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, bedenin hayat gücü

BUT

  1. [isim] İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü
  2. Hayvanların, arka bacaklarının gövdeye bitişik olan dolgun, etli bölümü
    • "Kimi azık torbasını, kimi yanındakinin kaba budunu yastık yapmıştı kafasına." (Reşat Enis)

AHU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ceylan
  2. [sıfat] Güzel, ince, zarif (kadın)

PUL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
    • "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık
    • "Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık
  4. Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık
  5. Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt
  6. Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri
  7. Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık
    • "Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  8. Akçeden küçük metal para

RUS
...
ŞUA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Işın

SUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kale duvarı

KUŞ

  1. [isim] Yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcakkanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı
    • "Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "Sokağa çıkmak, çocukların arasına karışmak için pencerede, kafeste kuş gibi çırpınırım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Kaç gündür helak oluyor fukara, biraz dinlensin; kuş kadar canı var, temelli eriyip bitecek!" (Atilla İlhan)
    • "Ege kıyısının kuş uçmaz, kervan geçmez bir nahiyesinde muallimdim." (Halikarnas Balıkçısı)

FLU

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Tam olarak belli olmayan
  2. [isim] Fotoğrafta net olmayan görüntü

DUA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yakarış
    • "Tanrı'nın, canını kocasından önce alması için dua etmekten başka çare bulamıyordu." (Atilla İlhan)
    • "Duasının tutup tutmayacağını söyleyemezdi." (Tarık Buğra)
    • "Elini öpüp duasını almak istedim." (Burhan Felek)
  2. Tanrı'ya yalvarma, yakarış için söylenen dinî metin
    • "Pazartesi, perşembe geceleri yatağında gizli gizli Arapça dua okurdu." (Aka Gündüz)

FUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Taşkırangillerden, birçok türü bulunan ağaççık ve bunun güzel kokulu beyaz çiçeği (Casmin sambac)
  2. Küçük taneli bir bakla türü

SUP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çikolata ile yapılan bir çeşit tatlı, supangle

RUJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Türlü renklerde dudak boyası
    • "Yanaklara, dudaklara, gül renkli ruj sürülmüş ama belli belirsiz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü