İçinde u olan 3 harfli 83 kelime var. İçerisinde U harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında u harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FUT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
30,480 cm'ye eşit olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, ayak, kadem
-
[isim]
30,480 cm'ye eşit olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, ayak, kadem
- MUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Muzgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, bir çenekli, çok yıllık bir bitki (Musa sapientum)
-
Bu bitkinin kendine özgü hoş kokulu, tatlı, besleyici, kalın kabuklu, uzun meyvesi
-
[isim]
Muzgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, bir çenekli, çok yıllık bir bitki (Musa sapientum)
- RUS
- ...
- AHU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ceylan
-
[sıfat]
Güzel, ince, zarif (kadın)
-
[isim]
Ceylan
- ŞUT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Futbolda bir oyuncunun topu kaleye sokmak için ayağıyla yaptığı sert ve hızlı vuruş
- "Sol ayağımla değil şutu atmak, topa dokunmak bile mümkün olmaz." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Futbolda bir oyuncunun topu kaleye sokmak için ayağıyla yaptığı sert ve hızlı vuruş
- MUF
- ...
- UZİ
- ...
- TUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gizli yer, köşe bucak
-
[isim]
Gizli yer, köşe bucak
- NUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aydınlık, ışık, parıltı, ziya
- "Oğlan nur topu gibi idi." (Peyami Safa)
-
İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık
- "Kuru kadın okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Aydınlık, ışık, parıltı, ziya
- PUF
-
-
[isim]
Arkalıksız, alçak, yumuşak, ayakları gözükmeyen oturacak
- "Aynanın önündeki kumaş kaplı, arkalıksız, kabarık, yumuşacık pufa oturmuş." (Refik Halit Karay)
-
Kaba, kabartılmış, yumuşak minder
-
[isim]
Arkalıksız, alçak, yumuşak, ayakları gözükmeyen oturacak
- DUY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer
-
[isim]
Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer
- CUK
-
-
[zarf]
"Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz
-
[zarf]
"Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz
- HUY
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü, mizaç, tabiat
- "Can çıktıktan sonra da huy, adamı kolay kolay terk etmiyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Alışkanlık
-
[isim]
İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü, mizaç, tabiat
- PUL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
- "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık
- "Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık
-
Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık
-
Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt
-
Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri
-
Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık
- "Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Akçeden küçük metal para
-
[isim]
Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
- PUS
-
-
[isim]
Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis
- "Ortalığa ilk pus düşer düşmez dönüş saatini sezmiş gibi köy yönüne geçti ve bekledi." (Abbas Sayar )
-
Bazı meyvelerin üzerinde oluşan, zamk veya sakıza benzeyen madde
-
Yaprakların üzerinde görülen, örümcek ağını andıran böcek veya kurt yuvası
-
Ağaçların kütük ve dallarındaki yosun
-
Bazen meme başında oluşan kabuk
-
[isim]
Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis
- TUT
- ...
- DUA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yakarış
- "Tanrı'nın, canını kocasından önce alması için dua etmekten başka çare bulamıyordu." (Atilla İlhan)
- "Duasının tutup tutmayacağını söyleyemezdi." (Tarık Buğra)
- "Elini öpüp duasını almak istedim." (Burhan Felek)
-
Tanrı'ya yalvarma, yakarış için söylenen dinî metin
- "Pazartesi, perşembe geceleri yatağında gizli gizli Arapça dua okurdu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Yakarış
- KUP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Giysi kesimi, kesimle verilen biçim
-
[isim]
Giysi kesimi, kesimle verilen biçim
- DUŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Temizlik veya tedavi amacıyla suyu yüksekten üzerine doğru püskürtme yoluyla yıkanma
- "Soğuk bir duş, sonra da deliksiz bir uyku!" (Atilla İlhan)
-
Bu biçimde yıkanmaya yarayan alet
-
[isim]
Temizlik veya tedavi amacıyla suyu yüksekten üzerine doğru püskürtme yoluyla yıkanma
- HUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kan
-
[isim]
Kan