İçinde tık olan 8 harfli 32 kelime var. İçerisinde TIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tık olan kelimeler listesine ya da Sonu tık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I K T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KIT, TIK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RASTIKLI
-
-
[sıfat]
Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)
- "Kaşları rastıklı taze, tatlı bir gözle şimdi kendilerine yaklaşmış askeri süzdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)
- TIKAÇSIZ
-
-
[sıfat]
Tıkacı olmayan, tıkaçlanmamış
-
[sıfat]
Tıkacı olmayan, tıkaçlanmamış
- TIKLANMA
-
-
[isim]
Tıklanmak işi
-
[isim]
Tıklanmak işi
- TIKAMALI
-
-
[sıfat]
Tıkaması olan, tıkaçlı
-
[sıfat]
Tıkaması olan, tıkaçlı
- NATIKALI
-
-
[sıfat]
Düzgün ve iyi konuşan
-
[sıfat]
Düzgün ve iyi konuşan
- TIKINMAK
-
-
[nsz]
Eline geçen yiyeceği oburca yemek
- "Vebali boynuna, bunların karınlarına sığdırdıklarını bir insan tıkınamaz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Yemek yemek
-
[nsz]
Eline geçen yiyeceği oburca yemek
- TIKLAYIŞ
- ...
- TIKNEFES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple solunum sıkıntısı olan, güçlükle kesik kesik nefes alan
- "Yoksa bu tozu dumana katarak yaralı yaban domuzu gibi kaçan canavara yetişmek tıknefes lalanın kârı değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple solunum sıkıntısı olan, güçlükle kesik kesik nefes alan
- ARTIKLIK
- ...
- TIKIŞMAK
-
-
[-e]
Birlikte bir yere tıkılmak
- "Altı kişi bir arabaya tıkıştılar."
-
[-e]
Birlikte bir yere tıkılmak
- TIKATMAK
-
-
[-i]
Tıkama işini yaptırmak
-
[-i]
Tıkama işini yaptırmak
- TIKILMAK
-
-
[nsz]
Tıkma işi yapılmak
- "Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Dar, sıkıntılı bir yerde bulunmak, sıkışmak
- "Mecliste altmış kişi bir odaya tıkıldık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Tutukevine konmak
- "Dama tıkıldım ama temyizde beraat ettim." (Aka Gündüz)
-
[nsz]
Tıkma işi yapılmak
- TIMTIKIZ
-
-
[sıfat]
Çok tıkız
-
[sıfat]
Çok tıkız
- TIKSIRMA
-
-
[isim]
Tıksırmak işi
-
[isim]
Tıksırmak işi
- MANTIKLI
-
-
[sıfat]
Mantığa uygun, akla uygun, mantıksal, mantıki
- "Mantıklı söz."
-
Mantığa uygun davranan
- "Mantıklı adam."
-
[sıfat]
Mantığa uygun, akla uygun, mantıksal, mantıki
- TIKSIRIK
-
-
[isim]
Tıksırırken çıkan ses
-
[isim]
Tıksırırken çıkan ses
- TIKLATIŞ
- ...
- MANTIKÇI
-
-
[isim]
Mantık bilimiyle uğraşan kimse
-
Kesin ve sağlam bir yönteme göre akıl yürüten kimse
-
Mantık derslerini veren öğretmen
-
[isim]
Mantık bilimiyle uğraşan kimse
- TIRTIKLI
-
-
[sıfat]
Tırtığı olan
-
[sıfat]
Tırtığı olan
- YIRTIKÇA
-
-
[sıfat]
Girişken, becerikli
-
Hafifmeşrep, oynak, cazibeli
- "Ufak tefek ama şimdiden elektriği öbürkülerden başka yırtıkça bir kız var içlerinde." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Girişken, becerikli