İçinde tık olan 8 harfli 32 kelime var. İçerisinde TIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tık olan kelimeler listesine ya da Sonu tık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I K T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KIT, TIK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TIKIŞMAK
-
-
[-e]
Birlikte bir yere tıkılmak
- "Altı kişi bir arabaya tıkıştılar."
-
[-e]
Birlikte bir yere tıkılmak
- NATIKALI
-
-
[sıfat]
Düzgün ve iyi konuşan
-
[sıfat]
Düzgün ve iyi konuşan
- TIMTIKIZ
-
-
[sıfat]
Çok tıkız
-
[sıfat]
Çok tıkız
- MANTIKÇI
-
-
[isim]
Mantık bilimiyle uğraşan kimse
-
Kesin ve sağlam bir yönteme göre akıl yürüten kimse
-
Mantık derslerini veren öğretmen
-
[isim]
Mantık bilimiyle uğraşan kimse
- FISTIKÇI
-
-
[isim]
Fıstık yetiştiren veya satan kimse
-
[isim]
Fıstık yetiştiren veya satan kimse
- RASTIKLI
-
-
[sıfat]
Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)
- "Kaşları rastıklı taze, tatlı bir gözle şimdi kendilerine yaklaşmış askeri süzdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)
- TIKSIRMA
-
-
[isim]
Tıksırmak işi
-
[isim]
Tıksırmak işi
- MANTIKÇA
-
-
[zarf]
Mantık bakımından, mantığa göre
-
[zarf]
Mantık bakımından, mantığa göre
- TIKILMAK
-
-
[nsz]
Tıkma işi yapılmak
- "Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Dar, sıkıntılı bir yerde bulunmak, sıkışmak
- "Mecliste altmış kişi bir odaya tıkıldık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Tutukevine konmak
- "Dama tıkıldım ama temyizde beraat ettim." (Aka Gündüz)
-
[nsz]
Tıkma işi yapılmak
- TIKLATMA
-
-
[isim]
Tıklatmak işi
-
[isim]
Tıklatmak işi
- TIKNEFES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple solunum sıkıntısı olan, güçlükle kesik kesik nefes alan
- "Yoksa bu tozu dumana katarak yaralı yaban domuzu gibi kaçan canavara yetişmek tıknefes lalanın kârı değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple solunum sıkıntısı olan, güçlükle kesik kesik nefes alan
- YIRTIKÇA
-
-
[sıfat]
Girişken, becerikli
-
Hafifmeşrep, oynak, cazibeli
- "Ufak tefek ama şimdiden elektriği öbürkülerden başka yırtıkça bir kız var içlerinde." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Girişken, becerikli
- TIKANMAK
-
-
[nsz]
Tıkama işine konu olmak
- "Lavabo tıkandı."
-
İştahı kalmayıp yemek yiyememek
-
Soluk alamamak, soluğu kesilmek
- "Hâlâ tıkanmış, boğulmuş gibi kesik kesik nefes alan Lale'ye bir kere daha baktı." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Tıkama işine konu olmak
- TIKSIRIK
-
-
[isim]
Tıksırırken çıkan ses
-
[isim]
Tıksırırken çıkan ses
- TIKLANMA
-
-
[isim]
Tıklanmak işi
-
[isim]
Tıklanmak işi
- TIKLAMAK
-
-
[-i]
Bir yere vurarak "tık" sesi çıkarmak
-
[-e]
Bilgisayarda, ağ sayfalarında bağlantılara ulaşmak amacıyla fare ile düğmeye veya bağlantı adresine dokunmak, kliklemek
-
[-i]
Bir yere vurarak "tık" sesi çıkarmak
- TIKAMALI
-
-
[sıfat]
Tıkaması olan, tıkaçlı
-
[sıfat]
Tıkaması olan, tıkaçlı
- TIKLATIŞ
- ...
- TIKAÇSIZ
-
-
[sıfat]
Tıkacı olmayan, tıkaçlanmamış
-
[sıfat]
Tıkacı olmayan, tıkaçlanmamış
- MANTIKEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Mantıkça
-
[zarf]
Mantıkça