İçinde tuk olan 32 kelime var. İçerisinde TUK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tuk olan kelimeler listesine ya da Sonu tuk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KOLTUKLANMAK
KOLTUKÇULUK, KOLTUKLAMAK, KOLTUKLANMA, TUTUKLANMAK, TUTUKLATMAK, TUTUKSUZLUK
KOLTUKBAŞI, KOLTUKLAMA, TUTUKLAMAK, TUTUKLANIŞ, TUTUKLANMA, TUTUKLATMA, TUTUKLULUK
KOLTUKLUK, TUTUKLAMA
KOLTUKÇU, KOLTUKLU, SOMURTUK, TAKATUKA, TUTUKEVİ, TUTUKLUK, TUTUKSUZ
TUTUKLU
KARTUK, KOLTUK, YONTUK
ÇOTUK, NATUK, NUTUK, POTUK, TUTUK
K T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KUT
2 Harfli Kelimeler
TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOLTUKLANMAK
-
-
[nsz]
Övücü sözlerle koltukları kabartılmak, pohpohlanmak
-
[nsz]
Övücü sözlerle koltukları kabartılmak, pohpohlanmak
- TUTUKLATMAK
-
-
[-i]
Tutuklama işini yaptırmak
-
[-i]
Tutuklama işini yaptırmak
- KOLTUKLANMA
-
-
[isim]
Koltuklanmak işi
-
[isim]
Koltuklanmak işi
- TUTUKSUZLUK
-
-
[isim]
Tutuksuz olma durumu
-
[isim]
Tutuksuz olma durumu
- TUTUKLANMAK
-
-
[nsz]
Tutuklama işine konu olmak
-
[nsz]
Tutuklama işine konu olmak
- KOLTUKÇULUK
-
-
[isim]
Koltuk yapma ve satma işi
-
Yüze karşı övmeyi huy edinme
-
[isim]
Koltuk yapma ve satma işi
- KOLTUKLAMAK
-
-
[-i]
Koltuğu altına almak
- "Tablolarını koltuklayarak İstanbul'a dönerken, Etimesgut köyünün elektriklerini görmüş." (Falih Rıfkı Atay)
-
Koltuğa girmek
- "Karşıladılar, koltuklayıp içeri aldılar."
-
Kıvanç verecek biçimde övmek, koltuklarını kabartacak sözler söylemek, pohpohlamak
- "Maşallah da maşallah! Kırk bir kere! Tuh tuh! diyerek karşıladılar; koltuklayıp içeriye, camekâna aldılar." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[-i]
Koltuğu altına almak
- TUTUKLANIŞ
-
-
[isim]
Tutuklanma işi veya biçimi
-
[isim]
Tutuklanma işi veya biçimi
- TUTUKLAMAK
-
-
[-i]
Kanun yoluyla hürriyeti kısıtlayarak bir yere kapatmak, tevkif etmek
-
[-i]
Kanun yoluyla hürriyeti kısıtlayarak bir yere kapatmak, tevkif etmek
- TUTUKLATMA
-
-
[isim]
Tutuklatmak işi
-
[isim]
Tutuklatmak işi
- TUTUKLANMA
-
-
[isim]
Tutuklanmak işi
- "Babasının tutuklanmasıyla tayinin geri kalması kaygısı artık var değil." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Tutuklanmak işi
- TUTUKLULUK
-
-
[isim]
Tutuklu olma durumu, mevkufiyet
-
[isim]
Tutuklu olma durumu, mevkufiyet
- KOLTUKBAŞI
-
-
[isim]
Otomobillerde koltuğun sırt bölümünün üstüne takılan ve ani darbelerde boynun veya başın zarar görmesini önleyen başlık
-
[isim]
Otomobillerde koltuğun sırt bölümünün üstüne takılan ve ani darbelerde boynun veya başın zarar görmesini önleyen başlık
- KOLTUKLAMA
-
-
[isim]
Koltuklamak işi
-
Yaranmak için birine söylenen övücü söz, kompliman
-
[isim]
Koltuklamak işi
- TUTUKLAMA
-
-
[isim]
Tutuklamak işi, tevkif
- "Muhalefeti ortadan kaldırmaya niyetli olan Damat Ferit Paşa'nın ilk işi bir sürü yeni tutuklamalar oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Tutuklamak işi, tevkif
- KOLTUKLUK
-
-
[isim]
Giysinin terden lekelenmemesi için koltuk altına içten dikilen parça, subra
-
[sıfat]
Koltuk yapmaya ve kaplamaya elverişli olan (kumaş)
-
[isim]
Giysinin terden lekelenmemesi için koltuk altına içten dikilen parça, subra
- TUTUKSUZ
-
-
[sıfat]
Tutuklanmadan yargılanan
-
[zarf]
Tutuklanmadan
-
[sıfat]
Tutuklanmadan yargılanan
- KOLTUKLU
-
-
[sıfat]
Kol dayayacak yeri olan
- "Koltuklu sandalye."
-
[sıfat]
Kol dayayacak yeri olan
- TUTUKLUK
-
-
[isim]
Tutuk olma durumu
- "Bu, onca sosyal uzviyet üzerinde, beyni durduran, kulakları tıkayan, gözlere perde çeken, dile ve ellere inmeli bir adam tutukluğunu veren bir darbe idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Düzgün işlememe durumu
- "Motor tutukluk yapıyor."
- "En çok da kaleminin hiç tutukluk yapmamasına seviniyordum." (Cahit Uçuk)
-
[isim]
Tutuk olma durumu
- TAKATUKA
-
-
[isim]
Gürültü patırtı
-
Basımevlerinde dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz
-
Odanın ortasına yerleştirilen, uzun tütün çubuklarının külünün döküldüğü çanak
-
[isim]
Gürültü patırtı