İçinde tec olan 7 harfli 19 kelime var. İçerisinde TEC bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tec olan kelimeler listesine ya da Sonu tec ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
C E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
CET
2 Harfli Kelimeler
CE, ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAHTECİ
-
-
[sıfat]
Sahtekâr
-
[sıfat]
Sahtekâr
- TECRÜBİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Deneye dayanan, deneme ile ilgili, deneysel
-
[sıfat]
Deneye dayanan, deneme ile ilgili, deneysel
- TECEMMU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yığınak
-
[isim]
Yığınak
- TECİMEN
-
-
[isim]
Tacir, tüccar
- "Esnaf ve tecimenlerin konak ve yalılarında da yiyinti işleri her türlü sınırı aşar." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Tacir, tüccar
- TECANÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan ögeler arasında uyum bulunması durumu
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan ögeler arasında uyum bulunması durumu
- TECAHÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilmez gibi görünme, bilmezlikten gelme
-
[isim]
Bilmez gibi görünme, bilmezlikten gelme
- TECRÜBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Deneyim
- "Bakayım, bir tecrübe edeyim diye düşündüm." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hastaları tecrübe tahtasına çevirmiş nice vakaları rastgele bir kinin tedavisiyle tedavi ettiğimi bilirim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Oraya gidebilmek için bir tecrübe yapmaya karar vermişti." (Peyami Safa)
-
Deney
-
Görgü
- "Sonraları, diplomasi âleminde edindiğim tecrübeler bana, bu hükmümde yanılmadığımı ispat etmiştir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Deneyim
- TECAVÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
- "Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bu adam, canımı sıkacak bazı şeyler söyledi; sonra eliyle tecavüz etti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Namusuna saldırma, sarkıntılık
-
Başkasının hakkına el uzatma
- "Burada kadınlar erkeğe tecavüz ediyorlar." (Aka Gündüz)
-
Aşma, ötesine geçme
-
[isim]
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
- BESTECİ
-
-
[isim]
Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör
- "Başarılı örnekleri, pek çok Türk bestecisinin gözünü açtı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör
- MÜRTECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Yeni düzene karşı direnen (kimse), gerici
-
Yeni düzene karşı direnen (kimse), gerici
- KÖFTECİ
-
-
[isim]
Köfte yapıp satan kimse
-
Köfte satılan veya yenilen yer
- "Üçgen kaldırıma düşen köşede, bir köfteci dükkânı vardı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Köfte yapıp satan kimse
- DESTECİ
-
-
[isim]
Desteleyici
-
[isim]
Desteleyici
- TECEZZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Parçalara ayrılma, ayrılma, bölünme
-
[isim]
Parçalara ayrılma, ayrılma, bölünme
- GÜFTECİ
-
-
[isim]
Söz yazarı
-
[isim]
Söz yazarı
- NÜKTECİ
-
-
[sıfat]
Nüktedan
- "Bu hazırcevap, nükteci ve biraz da tok sözlü Barba ile hemen ahbap olduk." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Nüktedan
- TECELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
- "Bu tecellilerin yalnız bir tanesi doğru..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Hacca gitmek emeli onun kalbinde ateşli bir iştiyak tarzında tecelli etmişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi
-
Alın yazısı, kader
- "Ne yaman tecellisi varmış!"
-
[isim]
Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
- MÜLTECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sığınmacı
-
[isim]
Sığınmacı
- LİSTECİ
-
-
[isim]
Liste yapan kimse
-
İnternet aracılığıyla, alıcıya gönderilen mesaj, mektup veya dosyaları düzenli bir biçimde listeleyen düzenek
-
[isim]
Liste yapan kimse
- TECZİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cezalandırma
-
[isim]
Cezalandırma