Başında tec olan 34 kelime var. Tec ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tec olan kelimeler listesine ya da sonu tec ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında tec bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TECAHÜLÜARİFANE
TECRÜBESİZLİK
TECAHÜLÜARİF, TECRÜBELİLİK, TECRÜBESİZCE
TECAVÜZKAR, TECELLİGAH, TECRÜBESİZ
TECRÜBELİ
TECEDDÜT, TECENNÜN, TECERRÜT, TECESSÜM, TECESSÜS, TECİMEVİ, TECİMSEL, TECRİDEN, TECVİTLİ
TECAHÜL, TECANÜS, TECAVÜZ, TECELLİ, TECEMMU, TECEZZİ, TECİMEN, TECRÜBE, TECRÜBİ, TECZİYE
TECDİT, TECRİT, TECVİT, TECVİZ
TECİL, TECİM
C E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
CET
2 Harfli Kelimeler
CE, ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TECAHÜLÜARİFANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tecahülüarif
-
[isim]
Tecahülüarif
- TECRÜBESİZLİK
-
-
[isim]
Tecrübesiz olma durumu
-
[isim]
Tecrübesiz olma durumu
- TECRÜBELİLİK
-
-
[isim]
Tecrübeli olma durumu
-
[isim]
Tecrübeli olma durumu
- TECRÜBESİZCE
- ...
- TECAHÜLÜARİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilmezlikten gelme
-
[isim]
Bilmezlikten gelme
- TECRÜBESİZ
-
-
[sıfat]
Tecrübesi olmayan
-
[sıfat]
Tecrübesi olmayan
- TECAVÜZKAR
- ...
- TECELLİGAH
- ...
- TECRÜBELİ
-
-
[sıfat]
Tecrübesi olan, görmüş geçirmiş
- "Odacı, tecrübeli gözlerle ona bakıyordu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Tecrübesi olan, görmüş geçirmiş
- TECENNÜN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çıldırma, delirme, aklını oynatma
-
[isim]
Çıldırma, delirme, aklını oynatma
- TECERRÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Her şeyden uzaklaşma, sıyrılma, soyutlanma
- "İlk gençlik yılları da aynı hâlet ve tecerrüt içinde geçti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Her şeyden uzaklaşma, sıyrılma, soyutlanma
- TECESSÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli etmeden kendini ilgilendirmeyen şeyleri öğrenmeye çalışma
- "Yahya Kemal tecessüsü, üstelemeyi Doğuluların bir kusuru olarak görür." (Salâh Birsel)
-
Merakını gidermeye çalışma, görme, anlama merakı
- "Yenemediğim bir tecessüs beni, bu iki sefilin yanına kadar sürükledi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Belli etmeden kendini ilgilendirmeyen şeyleri öğrenmeye çalışma
- TECİMEVİ
-
-
[isim]
Ticarethane
-
[isim]
Ticarethane
- TECVİTLİ
-
-
[sıfat]
Tecvidi olan, tecvidi ortaya koyan
- "Tecvitli seslerin çatlatılışları gittikçe kulak tırmalıyor." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Tecvidi olan, tecvidi ortaya koyan
- TECİMSEL
-
-
[sıfat]
Ticaret ile ilgili, ticarete ait
- "Klasikleri sulandırarak okura ileten tecimsel yayınevleri acıklı serüveniyle kızı arasında özdeşlik kurmayı savsaklamaz." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Ticaret ile ilgili, ticarete ait
- TECRİDEN
- ...
- TECESSÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
-
Görünmeye başlama, belirme
-
Göz önüne gelme, canlanma
- "Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor."
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
- TECEDDÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yenilik
-
[isim]
Yenilik
- TECELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
- "Bu tecellilerin yalnız bir tanesi doğru..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Hacca gitmek emeli onun kalbinde ateşli bir iştiyak tarzında tecelli etmişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi
-
Alın yazısı, kader
- "Ne yaman tecellisi varmış!"
-
[isim]
Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
- TECAVÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
- "Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bu adam, canımı sıkacak bazı şeyler söyledi; sonra eliyle tecavüz etti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Namusuna saldırma, sarkıntılık
-
Başkasının hakkına el uzatma
- "Burada kadınlar erkeğe tecavüz ediyorlar." (Aka Gündüz)
-
Aşma, ötesine geçme
-
[isim]
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış