İçinde te olan 7 harfli 345 kelime var. İçerisinde TE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında te olan kelimeler listesine ya da Sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CİLTEVİ
-
-
[isim]
Cilt işleri yapan dükkân, ciltçi
-
[isim]
Cilt işleri yapan dükkân, ciltçi
- STEARİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gliserinin stearik asit esteri
-
[isim]
Gliserinin stearik asit esteri
- TEOLOJİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tanrı bilimi
-
[isim]
Tanrı bilimi
- YETENEK
-
-
[isim]
Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet
- "Gençleri yeteneklerine göre işe yöneltmeli."
-
Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite
-
Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır
-
Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü
-
[isim]
Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet
- MÜSTEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Her yeri aynı düzeyde olan, düz
-
[isim]
Düzlem
-
Her yeri aynı düzeyde olan, düz
- TEDRİCİ
- ...
- İSTENME
-
-
[isim]
İstenmek işi
-
[isim]
İstenmek işi
- KALPTEN
- ...
- TELGRAF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzeni
- "Hareketimiz, hiçbir tarafa telgrafla bildirilmeyecekti." (Atatürk)
-
Bu düzenle gönderilen haberin yazılı olduğu kâğıt
- "Dün, telgrafla sıhhatinizi sormak için kasabaya inmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzeni
- MÜNTEHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Son
-
[sıfat]
Sona ermiş, bitmiş
-
[isim]
Son
- TESELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Avunma, avuntu, avunç
- "Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile / Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Uyanınca işin hakikat olmadığını anlayıp teselli buldu." (Haldun Taner)
- "Ne de olsa kadın kısmı teselli etmesini daha iyi bilirdi." (Haldun Taner)
- "Zehra Hanım, Tevfik'in ebesiydi ve onu çok severdi, arkasını sıvadı, teselli verdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Piyangoda büyük ikramiyeyi kaybeden en yakın numaralara yapılan ödeme
- "Teselli ikramiyesi."
-
[isim]
Avunma, avuntu, avunç
- KERESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç
- "Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste." (Halk türküsü)
-
Ayakkabı yapımında kullanılan gereç
-
Kaba saba kimse, kalas
- "Gözünü oyarım vallahi kereste!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç
- TEEHHÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gecikme
-
[isim]
Gecikme
- TEESSÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzülme, üzüntü
- "Bunun üzerine Naim Efendi ikide bir teessürden boğulan bir sesle söylemeye başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Artık gözümün önünde ölse teessür göstermek istemiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Duygulanım
-
[isim]
Üzülme, üzüntü
- TEPİLME
-
-
[isim]
Tepilmek işi
-
[isim]
Tepilmek işi
- TESMİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Adlandırma, ad koyma, ad verme
- "Öz şiir tesmiyesini ise gülünç ve iddialı görenler vardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Adlandırma, ad koyma, ad verme
- MÜRTEŞİ
- ...
- TETANOS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan ve hayvan vücuduna açık yaralardan giren, genellikle toprakta, gübrede yaşayan bir basilin yol açtığı, kasların sürekli ağrılı kasılmasıyla kendini gösteren ateşli ve tehlikeli bir hastalık, kazıklı humma
-
[isim]
İnsan ve hayvan vücuduna açık yaralardan giren, genellikle toprakta, gübrede yaşayan bir basilin yol açtığı, kasların sürekli ağrılı kasılmasıyla kendini gösteren ateşli ve tehlikeli bir hastalık, kazıklı humma
- GENÇTEN
-
-
[sıfat]
Genç sayılan (kimse)
- "Ev sahibi Hacı Ali'yi tanıdım. Gençten bir adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Genç sayılan (kimse)
- TEKERLİ
-
-
[sıfat]
Tekeri olan, tekerlekli
-
[sıfat]
Tekeri olan, tekerlekli