İçinde tat olan 6 harfli 14 kelime var. İçerisinde TAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tat olan kelimeler listesine ya da Sonu tat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TAT
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- STATOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duruk
-
[isim]
Duruk
- KANTAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kahramanlık ve din konularında yazılıp bestelenen şiir veya bu şiirin orkestra eşliğindeki tek veya çok sesli bestesi
-
[isim]
Kahramanlık ve din konularında yazılıp bestelenen şiir veya bu şiirin orkestra eşliğindeki tek veya çok sesli bestesi
- STATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duruk
-
Gelişme, ilerleme göstermeyen
- "Bütün ömrü bu çeşit statik susanlara karşı mücadeleyle geçmiş Atatürk gibi bir büyük inkılapçı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Duruk
- HATTAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok güzel el yazısı yazan sanatçı
-
Mesleği hattatlık olan kimse
-
[isim]
Çok güzel el yazısı yazan sanatçı
- TATULA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Patlıcangillerden, çiçekleri beyaz veya mor renkte, meyveleri dikenli, hekimlikte kasların kasılmasını gidermek üzere kullanılan bir yıllık ve otsu bir bitki, şeytan elması, boru çiçeği (Datura stramonium)
-
[isim]
Patlıcangillerden, çiçekleri beyaz veya mor renkte, meyveleri dikenli, hekimlikte kasların kasılmasını gidermek üzere kullanılan bir yıllık ve otsu bir bitki, şeytan elması, boru çiçeği (Datura stramonium)
- TATVAN
- ...
- TATSIZ
-
-
[sıfat]
Tadı iyi olmayan, lezzetsiz
-
Tadı olmayan, sası
-
[zarf]
Hoşa gitmeyen bir biçimde
- "Her şey, herkes boş, abes, çirkin, münasebetsiz, tatsız görünür." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Hoşa gitmeyen, can sıkan
- "O akşamki tatsız olaya benim de canım sıkıldı." (Çetin Altan)
-
Sohbeti hoş olmayan veya geçimsizlik çıkaran (kimse)
-
[sıfat]
Tadı iyi olmayan, lezzetsiz
- TATBİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uygulama, pratik
- "Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Uygulama, pratik
- TATMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
-
Cinsel isteklerini giderme
-
Doygunluk
- "Yalan söyleme ihtiyacını tatmin etmiş hâlde sustu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
- TATARI
-
-
[sıfat]
Tam pişmemiş
-
[sıfat]
Tam pişmemiş
- ASETAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Asetik asidin tuzu veya esteri, saydam
- "Demir asetat. Etil asetat."
-
[isim]
Asetik asidin tuzu veya esteri, saydam
- TATAVA
- ...
- TATMAK
-
-
[-i]
Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- "Ben de tadabilir miyim? Çok merak ediyorum." (Tarık Buğra)
-
Bir şeyden az miktarda yemek veya içmek
- "O meşhur beyaz şaraplarını tattık." (Haldun Taner)
-
Bir duruma uğramış olmak
- "Yaşamın her acısını tatmış."
-
Duymak, hissetmek
-
[-i]
Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- TATSAL
-
-
[sıfat]
Tat alma duyusu ile ilgili
-
[sıfat]
Tat alma duyusu ile ilgili